Muş’ta Türkiye’nin fukara bir il olmasını hak ettirecek bir imkansızlık, fırsatsızlık ve potansiyelsizliği görmediğini kaydeden Vali Bektaş, “Buna rağmen Muş fakir bir il ise eğer, bu bizim işimizi iyi yapmadığımızı gösterir” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan son valiler kararnamesi ile Muş Valisi olarak atanan Erdoğan Bektaş, dün sabah düzenlenen resmi törenle görevine başladı. Valilik binası önünde polis timini selamlayan Vali Bektaş, daha sonra kamu kurum amirleri tarafından karşılandı.
Daha sonra Valilik Toplantı salonunda kurum amirlerine ilk mesajını veren Vali Bektaş, “Muş’ta Türkiye’nin fukara bir olmasını hak ettirecek bir imkansızlık, fırsatsızlık ve potansiyelsizliği ben görmedim. Buna rağmen Muş fakir bir ilse eğer bu bizim işimizi iyi yapmadığımızı gösterir” dedi.
Kurum amirlerine hitaben konuşan vali Bektaş, “Burada bulunan arkadaşlara söylenecek pek fazla bir şey yok. Tüm arkadaşlarımız yaptığının bilincinde olan arkadaşlarımızsınız. Burada görev yapmak kaderimizde varmış ve kaderimizi yaşamaya geldik. Muş’u görebildiğim kadarı ile beklediğimden daha iyi şartlarda buldum. Bu bölgede önceden çalışmıştım. 1992 yılında Erzurum’un Karaçoban ilçesinde ve son olarak da 2001 yılında Elazığ’da çalışmıştım. Bu bölgeden ayrıldıktan sonra bölgede güzel gelişmeler olmuş ve ilerlemeler kaydedilmiş. Köklü gelenekleri olan oturmuş bir vilayette bu işe başlamak doğrusu beni mutlu ediyor. Avantajlı olarak işe başlamamı sağlıyor” diye konuştu.
“ÜLKENİN EN VİLAYETİYİZ”
Her şeye rağmen Muş’ta olduğunu ve Muş’a geldiği andan itibaren çok sık duyduğu “ülkenin en son vilayetiyiz” sözünden kurtulmak gerektiğini belirten Vali Bektaş, “Deniliyor ki gelişmişlik açısından Muş Türkiye’nin en geri kalmış ilidir veya en sondan ikinci ildir. Yani Türkiye’nin en fukara ilindeyiz. Ben Türkiye’yi çok iyi bilirim. Görmediğim bir iki vilayet kaldı. Muş’ta Türkiye’nin fukara bir olmasını hak ettirecek bir imkansızlık, fırsatsızlık ve potansiyelsizliği ben görmedim. Buna rağmen Muş fakir bir ilse eğer bu bizim işimizi iyi yapmadığımızı gösterir” dedi.
“EN MUTEBER ADAM İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR”
Kurum amirlerinin görevinde başarılı olmaları gerektiğini kaydeden Vali Bektaş, “Bizim çok çalışmamız gerektiğini gösterir. Bizim işimizin hakkını vermemiz gerektiğini gösterir. Ben Dünyayı da çok gezdim. 15 ülke gezdim. Bizim şu içinde debelendiğimiz sorunlarla dünyanın gündemine baktığımda yüzüm kızarıyor ve utanıyorum. Bizim gibi geçmişi olan devlet kültürü olan bir millete, bataklıklar oluşturup orada debelenmek yakışmıyor. Benim için en muteber adam işini en iyi yapandır. Benim gözümde en büyük adam odur. Mevkisi rütbesi ne olursa olsun. En çok terleyen adam benim için iyidir. Ben hep öyle olmaya çalıştım ve olmaya da çalışacağım. Dolayısıyla vali, müdür, memur, hizmetli kim olursa olsun herkesin kıymeti işini iyi yapması ile ölçülür. Hiçbirimiz burada hayır amaçlı bulunmuyoruz. Bizler kamu görevlisiyiz ve bir iş yapıyoruz karşılığında da para alıyoruz. Çalışmamızın bedelini devlet, millet bize ödüyor. Bu aldığımız paranın hakkını vermemiz gerekiyor” dedi.
Kurum amirlerine ilk mesajını veren Vali Erdoğan Bektaş konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bu en fukara vilayet lafından en kısa zamanda kurtulmamız gerekiyor. Bunun için ne lazımsa hep beraber yapmak zorundayız. Yoksa sadece yüzümüz kızarmakla kalmaz bu topraklarda hak sahipliğini kaybederiz. Bu sebeple çok çalışmalıyız. Fırsatlar devasa, potansiyel çok büyük. Ama bunu tek başına bir vali yapamaz. Bir bakan da tek başına yapamaz. Hiç kimse kendi başına bir şey yapamaz. Hep beraber çok şey yapılabilir. Muş benim asaleten görev yaptığım 11’nci yer olacak. Her çalıştığım yerde bazı şeyleri başardık. İlk defa Vali olarak Muş’ta çalışacağım. Bugüne kadar hiçbir işi kendi başıma yapmadım. Hiçbir fikri kendim bulmadım. Ya bir müdür, ya bir memur, ya bir öğretmen, ya bir vatandaş veya bir çobandan alıp uyguladım. Herkes önemlidir. Herkes değerlidir. En değerli olan işini en iyi yapandır. Bunun başka hiçbir izahı, tefsiri yoktur. İşini en iyi yapan en kıymetli en muteber insandır ve başımızın üstünde yeri vardır. Ben bu yeni süreçte yardım istiyorum. Suçu kabahati birilerinin üzerine yıkmadan çalışma bekliyorum. Suçu kabahati birilerinin üzerine yıkmadan çalışmak gerekiyor. Muşlu tembelmiş. Muşlu çalışmazmış gibi laflar söyleniyor. Bu laflar her vilayette her ilçede vardır. Herkes kendi çıktığı ortamı bu laflarla kötüler. Bu laflar bence boş laflar. Boş laflar olması lazım. Eğer dolu ise işimiz çok zor. Umarım hayırlı olur. Ben kendi adıma onur ve şeref sayıyorum burada görev yapmayı. Kendi adıma mutluyum. Umarım Muşlu da memnun olur bizden. Karşılama değil uğurlama önemlidir. Muş’a geldiğimde mutluyum diyorsam eğer giderken de Muşlularda bu adamdan memnunduk, mutluyduk demelidirler. Bulunduğumuz yeri dolduracağız, çalışacağız ve iş yapacağız. Zorlukları aşacağız, problemleri beraberce çözeceğiz. Gayemiz niyetimiz budur. Ben bu işi 26 yıldır bu mantıkla yapıyorum. Devletim milletim beni vali yaptı. Bunun karşılığını ödemek zorundayım ve bunu da çalışarak yapacağız”.
Muşun Sesi Gazetesi