Muş Üzümü ve Bağcılık, Muş’un zengin tarihine dayanan bir geleneğin devamıdır. Yapılan araştırmalar, 1800 ile 1900 yıllarının başlarına kadar Muş’un en önemli gelir kaynaklarından birinin bağcılık olduğunu ortaya koymaktadır. O dönemde 24,000’e yakın bağın bulunduğu ve bu bağlardan elde edilen ürünlerin çevre yerleşim yerlerine taşınarak ihtiyaç duyulan mal ve ürünlerle takas edildiği söylenmektedir.

Vartinis, Muş’un güney dağlarından Arak, Mongok, İncebel, Mehmetcan, Kale, Pamukluk ve Çiriş bağlarına kadar uzanan bu bağlar, o dönemin ekonomik canlılığını simgeliyordu.

Muş Üzümü
Muş Üzümü (siyah ince kabuklu)

Günümüzde ise sadece Mongok, İncebel ve Mehmetcan bağları faal durumda ancak eskiden aktif olan diğer üzüm bağları kısmen veya tamamen kuraklaşmış ya da farklı amaçlar için kullanılmakta.

Muş Üzümü, bu bağlarda yetiştirilen özel bir meyve türüdür. Sinciri, danagözü, yazbeyazı, güzbeyazı, kaşmer gibi farklı çeşitleri bulunan bu üzümler, ince kabuklu, sulu, çok şekerli, hafif ekşi ve eşsiz bir lezzete sahiptir. Bu özel üzümlerden elde edilen şaraplar, tarihi mahzenlerde Paris’te özel bir yerde saklanmaktadır.

Ayrıca Muş’a özgü olan dayanıklı ve kışa dirençli meyveler de bu bağlarda yetiştirilmektedir. Güz Armudu, mayhoşumsu tadı olan küçük, beyaz Macirek Elması gibi meyveler, bölgeye özgü tarımın bir başka örneğini sunmaktadır.

Bağcılık, 1990’lardan sonra Muş’ta yeniden canlandırılmaya başlandı ve bu çabaların meyvesi olarak önemli gelişmeler gözlemlendi. Muş bağcılığı, modern tarım teknikleri ve pazarlama stratejileriyle birleşerek yeni bir döneme girmiştir. Bu süreç, bölgenin ekonomik çeşitliliğini artırmak ve kültürel zenginliğini korumak adına önemli bir adımdır.

  • Muş Üzümü ile ilgili haberlere buradan ulaşa bilirsiniz.
  • Muş Lalesi tanıtım sayfamıza ise buradan ulaşa bilirsiniz.