Tüm Belediye Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel Sen) Muş Şube Başkanlığı tarafından 27 Temmuz 2008 tarihinde Güngören’de meydana gelen ve 17 kişinin yaşamını kaybettiği bombalama olaylarına tepki gösterildi.

Tüm Bel Sen Muş Şube Başkanı Uğur Turan, yaptığı basın açıklamasında İstanbul Güngören’de sivil vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen bombalı saldırıyı kınadı. Yaşanan olayı toplumsal barışa ve ülkenin geleceğine yönelik işlenmiş bir suç olarak gördüklerini dile getiren Uğur Turan; “Toplum olarak barış ve kardeşlik etrafında birleşmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, Güngören’de patlatılarak masum insanlarımızı hedef alan bombaları, halkımızın geleceğine vurulan birer darbe olarak görüyor, İstanbul Güngören’de sivil vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen bombalı saldırıyı protesto ediyor, nefretle kınıyoruz. 17 masum insanımızın ölümüne 150’den fazla insanımızın ise yaralanmasına sebep olan bu kanlı eylemi ülkemizin geleceğine, toplumsal barışa ve kardeşliğe karşı işlenmiş bir insanlık suçu olarak sayıyor, faillerin her kim ise derhal bulunup hesabının sorulmasını istiyoruz” dedi.

Bombalama olayının arkasında profesyonel güçlerin olduğunu iddia eden Turan; “Saldırının zamanlaması, yapılış biçimi ve etkisi önemli ipuçları vermektedir. AK Parti’ye karşı açılan kapatma davasının görüleceği güne denk gelmesi ve Ergenekon İddianamesinde geçen devlet içerisindeki çeteleşmenin, karanlık olayların kamuoyunda yoğunca tartışıldığı süreçte yapılması düşündürücüdür. Nitekim basın yayın organlarında Ergenekon yapılanmasının ülkede kaos yaratmaya dönük tertiplerinden bir kısmını gerçekleştirdiği ve bir kısmını da planlandığı bilgileri yer almıştı. Saldırıda, önce bir bombanın patlatılması, araya insanların toplanabileceği bir zaman aralığı bırakıldıktan sonra tahribat gücü olan ikinci bombanın patlatılması karşımızda oldukça profesyonel güçlerin bulunduğuna işaret etmektedir. Kontrgerilla yöntemini çağrıştıran bu olayda verilmek istenen mesajın yanı sıra, mümkün olan en fazla sayıda masum insanın katledilmesinin hedeflendiği açıktır. Daha önce Ülkemizde bu türden eşine rastlamadığımız saldırı, bizleri kaygılandırmaktadır. Her zamankinden daha fazla iç barışa ve dayanışmaya ihtiyaç vardır. Bir arada yaşama zeminimizi bozacak oyunlara gelmemeli, bu yönlü girişimlere karşı uyanık olmalıyız. Kör terör, insanlığı, demokrasiyi, tedirginliği artırmayı hedef almıştır. Bundan medet umanlara izin vermemeliyiz. Toplumsal duyarlılığın ekseni şovenizm ve milliyetçilik olamaz. Milliyetçilik ve şovenizmin kendisi gerilimlerin kaynağı, barışın düşmanıdır. Maraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da olduğu gibi bugün de şovenizmin, gericiliğin, hoşgörüsüzlüğün, tahammülsüzlüğün egemen kılınmak istendiği bir ortama izin verilemez” dedi.

Turan sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Sivil insanlara yönelik katliamı, vicdanı olan, kendine insanım diyen hiç kimse kabul edemez. Bu nedenle katliamı bir kez daha şiddetle kınıyoruz. Siyasi iktidara çağrı yapıyoruz: Çete ilişkilerinin, uluslar arası karanlık güçlerin cirit attığı Ülkemizde, her gün yeni bir oyunun tezgâhlandığı gidişatı durduracak adımları hiç geciktirmeden atın. Olayın faillerini, ülkemizin geleceğini karartmak isteyen güçleri tüm boyutlarıyla ve ilişki ağıyla ortaya çıkartın. Gerçek bir demokrasi için, barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşam için, bütün karanlık ilişkilerin açığa çıkarıldığı ve kamuoyuna hesap verdiği gerçek bir adalet için, dün yapılan ve yarın yine tekrarlanması olası olan kanlı provokasyonları durdurmak için Türkiye’deki tüm emek, meslek ve kitle örgütlerini, tüm demokrasi güçlerini ve Barış’tan yana güçleri, bu kışkırtıcı ve faşist saldırganlığa karşı eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamı savunmaya ve mücadele etmeye davet ediyoruz.”

 Topkan Haber Ajansı