2007-2008 eğitim ve öğretim dönemi bugün karnelerin dağıtılması ile sona eriyor. 3 aylık yaz tatiline başlayacak olan öğrenciler 8 Eylül 2008’de yeni eğitim sezonuna başlayacaklar. Bugün ilköğretim ve lise dengi okullarda dağıtılacak karnelerin ardından üç aylık yaz tali başlayacak. Muş’ta 106 bin 332 öğrenci yaz tatiline başlamanın sevincini yaşayacak.

2007-2008 eğitim ve öğretim yılı bugün sona eriyor. Bugün karnelerini alacak olan 106 bin 332 öğrenci bir kez daha karne sevinci yaşayıp üç aylık bir yaz tatiline başlayacak.

Muş’ta ilköğretim lise dengi okullarda üç aylık yaz tatili yarından itibaren başlıyor. İl genelindeki 106 bin 332 öğrenci ile 4 bin 97 öğretmen için yaz tatili bugün dağıtılacak karnelerin ardından başlayacak. 17 Eylül 2007 tarihinde startı verilen 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı 14 Haziran 2008 tarihinde sona eriyor. Bugün tüm okullarda düzenlenecek olan karne dağıtım töreni ile bir eğitim ve öğretim yılını daha sonlandıran binlerce öğrenci yaz tatiline başlamanın sevincini yaşıyor.
Öte yandan 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının başlangıcının da Milli Eğitim bakanlığı tarafından bir hafta öne alındığı bildirildi. Yapılan açıklamada 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının 8 Eylül 2008 tarihinde başlayacağı bildirildi.

Uzmanlar, yaz tatilini en yararlı biçimde kullanmaları için öğrencilere önerilerde bulunurken, yaz tatilinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini kaydettiler. Son birkaç yıldır tatilde öğrenciye ödev verilip verilmemesi konusu tartışılıyor. Fakat uzmanlar, tatilde ders çalışılması gerektiğinin altını çiziyorlar.

Yaz tatili ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Uzmanlar, “Öğrendiklerimizin yüzde 80’ini bir gün sonra unutuyoruz. Sürekli öğrendikçe sürekli unutuyoruz. Oysa her öğrenme bir önceki üzerine inşa ediliyor. Eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme ise verimli sonuçlar vermiyor. Kötü zemine inşa edilmiş bir binanın ayakta duramaması gibi, eski bilgilerde eksikler olması da yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engelliyor. Bu durum öğrenciler için büyük bir sorun. Çünkü, sınavlarda başarılı olabilmek için öğrenilen bilgilerin unutulmaması gerekiyor. Unutmamanın tek yolu ise tekrar etmek” şeklinde açıklamalarda bulundular.

Uzmanlar, tekrar çalışmalarının en iyi yapılacağı zaman diliminin tatillerin olduğunu söyleyerek, “Yaz tatilini iyi değerlendirip konuları tekrar etmiş olanlar, bir sonraki yıl için iyi bir öğrenme zemini oluştururlar” diye açıklamalarda bulundular. Uzmanlar, öğrencilerin yaz tatilini en etkin ve en verimli şekilde nasıl değerlendirecekleri konusunda tavsiyeler de bulanarak, “Aileler çocuklara karne ile ilgili olumsuz düşüncelerden söz etmemeli ve okul tatil olunca çocuk aniden boşluk yaşar. Yaz programı için çocuğun da görüşü alınmalı ve birlikte karar verilmeli. Çocuk, ‘yaz aylarında yük oluyorum’ duygusunu yaşamamalı. Yazın aile içi iletişim güçlendirilmeli. Yaz ödevleri sık sık gündeme gelmemeli. Karne başka çocukların karnesiyle karşılaştırılmamalı. Bu yaptığın emeklerimi boşa çıkardı şeklinde cümleler kullanılmamalı. Çocuğun fiziksel ve ruhsal gücünü aşan bir faaliyet olmamalı. Çocuğa başarı korkusu yaşatılmamalı. Karne, herhangi bir şeye sahip olma aracı olmamalı. ‘Rahat et; bol bol uyu; çok yüz’ demek yerine yaşam planı yapılmalı” diye konuştular.

Uzmanlar, “En verimli tatil şu şekilde geçirilir diye kesin bir hüküm konulamaz; çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu nedenle, her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Günün, haftanın ve tatilin sonunda ulaşılması düşünülen yeni hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler öğrencinin çalışma isteğini kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu gözden geçirip buna göre bu uygulamalardan birini yapmalıdır. İnsan öğrendiklerinin yüzde 75’ini bir hafta içerisinde, yüzde 66’sını bir gün içerisinde, yüzde 54’ünü de bir saat içerisinde unutur. Unutmayı önlemenin en iyi yolu yapılan tekrarlardır. Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir. Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalıdır. Çünkü, eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme verimli sonuçlar vermez, yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engeller. Örneğin öğrencinin matematikten çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir. Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçıran öğrenciler yeni konulara çalışmalıdırlar. Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır.

Uzmanlar anne ve babalara da önerilirde bulunarak, “Öncelikle çocuğun düşük not almasının nedenlerini birlikte tartışarak çözümler üzerinde odaklanılmalıdır. Aile içerisinde yapılabilecek toplantılarda çocuğun da bu karar içerisinde yer almasını sağlayarak sorumluluk bilincinin gelişmesine katkıda bulunulabilir. Okul zamanında belli rutinlere alışmış çocuklar için, tatil zamanları kimi zaman yapacak bir şeyin bulunamadığı, sıkıcı geçen boş zamanlar halini alabilir. Tatilin başlangıcında görülen heyecan, heves geçmeye başlayınca, yeni uğraş ve aktivitelerle çocuğun vaktini eğlendirici ve eğitici geçirmesine yardımcı olunmalıdır. Ara dönem ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirmeleri için çok iyi bir fırsattır. Bu zaman diliminde mümkün olduğu kadar birlikte zaman geçirilmeli, tatil birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirilmelidir.

Çocuğun dönem boyunca sergilediği performans diğer çocuklarla karşılaştırılıp kıyaslanmamalıdır. Yetenek, ilgi ve beceri olarak bakıldığında her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğu unutulmamalıdır. Çocuğu önümüzdeki seneye motive etmek için kaygı ve tehdit yolu kullanılmamalıdır. ‘Sen bu gidişle önümüzdeki sene sınıfta kalırsın; bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın’ türündeki ifadeler kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini azaltır. Çocuk, her şeye rağmen, koşulsuz sevildiğini ve ona güvenildiğini hissetmelidir” diye açıklamalarda bulundular.

 Muşun Sesi Gazetesi