İlimize Güneydoğu´dan gelen yaylacıların zorlu geri dönüş yolculukları başladı. İlkbahar mevsiminin başlamasıyla ilimizin Kozma Dağı bölgesine gelen yaylacılar, altı aya yakın bir sürenin ardından dönüş yolculuğundalar.
Dağ, tepe, yol demeden eşyalarını yükledikleri hayvanlarıyla birlikte yay olarak evlerine dönmeye çalışan yaylacılar; emeğin, alın terinin timsali adeta. Havaların da soğumaya başlamasıyla iyice zorlaşan yolculuk sırasında birbirlerine destek olan ve moral veren yaylacılar, yaklaşık 15 gün önce başladıkları yolculuklarını bir ay sonra tamamlama hedefindeler. Günün büyük bir kısmını yay giderek geçiren yaylacılar, verdikleri kısa molalarda dinlenip beslenme ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tekrar yola koyuluyorlar. Her gün sabah 05.00 gibi kalkıp kahvaltısını yapan yaylacılar, geceleri de eşyalarını hayvanların sırtından indirip dinleniyorlar.
Henüz ilimiz sınırlarında olan yaylacılardan Mehmet İbiş, zorlu yol hikâyelerine ilişkin şunları söyledi: Muş´un Kozma Dağı´ndan geliyoruz. Biz göçebeyiz. 5 aydır Muş´un Kozma Dağı´ndayız.
Bizim şu anda memleketimize gitme zamanımız geldi. Biz artık memleketimize gideceğiz. Bu yüzden artık bu şekilde yolumuz nereye giderse. Buradan bir ay içerisinde memleketimize gideriz.
Hayatımızdan çok memnunuz Çoğumuz için tahayyül edilemeyecek bir hayat idame ettiren yaylacılar, bu zorlu yaşam şartlarına rağmen gülmeyi bırakmıyorlar. Genç yaşında ailesiyle birlikte göçer hayatı yaşayan Sacide Kansu, ilimizdeki 5 aylık konaklamanın ardından memleketlerine dönmek için yola koyulduklarını belirtti. Göçer hayatını çok sevdiğini ifade eden Kansu: Şimdi biz beş aydır Muş-Kulp´ta konaklıyorduk.
Göçeriz her zaman böyleyiz. Böyle hayvanlarımızı yükleyip gidiyoruz. Arabalar yok gidemiyoruz. Koyunlarımız yaya olarak geliyor. Bizde koyunlarla beraber onların yemeklerini hazırlıyoruz. Biz buradan Siirt´e doğru gideceğiz. Siirt´te biraz kalacağız, tekrar Midyat´a gideceğiz. 6 ay sonra tekrar aynen bu şekilde geri döneceğiz yaylalara. Her zaman böyleyiz, geziyoruz, dünyayı görüyoruz.
Güzel, yani temiz hava alıyoruz. Biz bu durumu seviyoruz şeklinde konuştu. Kansu ayrıca yaylacı kadınların her gün sabah 05.00 gibi kalkıp çadırın yanına kurdukları tandırda ekmek yaptıklarını ve kahvaltıyı hazırladıklarını belirtti. Yaylacı erkeklerin çadır kurma, konaklanan yerde hayvanları otlatma görevleri olduğunu ifade eden Mehmet Esmer ise, yaylacılığın ve dönüş yolculuğunun çok zor olduğunu vurguladı. Hayvanların sütlerini de erkeklerin sağdığını belirten Esmer, bu sütleri mandıralara sattıklarını söyledi.
Memlekete dönüşün uzamasının hayvanların beslenmesi açısından avantaj olduğunu da kaydeden Esmer, bu şekilde ottan tasarruf ettiklerini ancak yine de yolculuğun zor olduğunu belirtti. Esmer konuşmasının devamında: Biz çobanız, 6 aydır yayladayız, geri dönüş yapıyoruz. Siirt´e doğru gidiyoruz. Yolumuz 50-60 gün sürüyor, çok zor bir yol. Yaylada da çok zorluk çekiyoruz. Bu şekilde seyahat ederek köylüleri rahatsız ediyoruz, çünkü hayvanları arabalara bindiremiyoruz. Mecburen bu şekilde gidiyoruz, köylülerde rahatsız oluyor ifadelerine yer verdi.
Muş Ovası Gazetesi