Elektrikle çalışan değirmenleri hizmete girmesi ile yaklaşık 40 yıl önce kullanılan el değirmenleri birer, birer yok olurken kentin çeşitli bölgelerindeki köylerde kadınlar el değirmenlerini kullanmaya devam ediyor.
Kırsalda yaşayan vatandaşlar, teknolojiye rağmen hala el değirmenleri ile buğdayı öğütüp un ve bulgura dönüştürüyor. Ortası delik iki silindirik taş ve bu taşların ortasına yerleştirilen mille yapılan el değirmenleri, üstteki taş üzerine takılan kolun elle çevrilmesi sonucu döndürülüyor.
İlk örnekleri insan soyunun toprağa bağlandığı ve tarım etkinliklerinin başladığı neolitik döneme kadar uzanan el değirmenleri, buğday, arpa, mısır, çavdar gibi tahıl tanelerinin iki taş arasında ezilip un ve bulgura dönüştürülmesini sağlıyor.
Köylü kadınlardan Meryem Yılmaz yaptığı açıklamada, teknolojinin nimetlerinden yararlanmak yerine ilkel el değirmeniyle buğdaydan, pilavlık ve köftelik bulgur öğüttüğünü ve bunun daha tasarruflu olduğunu ifade etti.
Artık el değirmenlerinin tarihe karıştığını belirten Yılmaz, el değirmeninden elde ettiği ürünlerin daha sağlıklı ve daha lezzetli olduğunu söyledi. Yılmaz daha sonra şunları söyledi: El değirmenleri tarihe karıştı, şimdi bulgurlar ve diğer ürünler modern değirmenlerde öğütülürken biz el değirmeninden vazgeçmedik. Kendimi bildim bileli bu yöntemle un ve bulgur yapıyoruz. İhtiyaç halinde komşularımızın da el değirmeninden yararlanmasına izin veriyoruz. Zahmetli olmasına rağmen, bu yolla elde ettiğimiz unu tandırda pişirdiğimiz zaman ekmeğimiz daha lezzetli oluyor.
Muş Manşet Gazetesi