Skip to main content

HDP seçim çalışmalarına başladı

Muş Haber Fotoğrafı

7 Haziranda yapılan genel seçimlerin startını yerel ve yaygın basın mensupları ile veren Halkların Demokratik Partisi (HDP Muş Milletvekili adayları, dün de 1 Kasımdaki seçimlerin startını yine basın toplantısı ile verdiler.

Grand Otelde düzenlenen basın toplantısına HDP Muş Milletvekili Adayları Burcu Çelik, Ahmet Yıldırım, Nimet Sezgin, HDP Muş İl Eş Başkanı Elif Çetinbaş, yerel ve yaygın basın mensupları katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP İl Eş Başkanı Elif Çetinbaş, basın mensupları ile bir araya gelerek seçim startını verdiklerini söyledi. Daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan HDP Muş Milletvekili ve Milletvekili Adayı Ahmet Yıldırım, gerek ilin sorunlarını ve gerekse de genel siyaset üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

AHMET YILDIRIMIN AÇIKLAMALARI

7 Haziran seçimlerinden sonraki süreci de değerlendiren Yıldırım, Bu ülkede 3 buçuk 4 aydır bir hükümetin halkın iradesiyle görev yapmıyor olması temel sebebi cumhurbaşkanı ile Adalet ve Kalkınma Partisinin ta kendisidir. Anayasanın ön gördüğü 45 günlük süre içerisinde 39 günü sadece bir partinin genel başkanı tarafından kullanılmış bu 39 günlük süre içerisinde hükümet kurulmasına, koalisyon yapılmasına yönelik bir çalışma yapılmamıştır. Çünkü 39 günlün tamamı Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılan görüşmeler ile geçiştirilmiş. Bu görüşmeler görüşme olmanın ötesine geçmemiş, muhalefet partisinin lideri olan Kılıçdaroğlu, 39 günlük süre içerisinde kendilerine koalisyon kurulması için hiçbir teklifin yapılmadığını açıklamak zorunda kalmıştır. Yani 7 Haziran gecesi veya 8 Haziran sabahı zaten saray ve Adalet Kalkınma Partisi tarafından bir hükümetin kurulmaması, seçimin tekrarlanması kararı alınmıştı dedi.

Seçim sürecine de değinen Yıldırım, 70 gündür ülkemizde çok anlamsız ve nedeninin hiç kimse tarafından makul bir şekilde açıklanamayacağı gençlerin kanının akıyor olması bu ülkenin en büyük yarasıdır. Ölen kişinin görevinin etnik kimliğini, mesleğinin örgütünü tarafımızca hiçbir şekilde önem taşımadığı ama ölenin de ölme anlamının hiç kimse tarafından açıklanamayacağı bir realite ile karşı karşıyayız. Bizde bu akan kanın ve ölen gençlerin siyasi malzeme yapıldığı bir seçim sürecine tekrar gidiyor olmanın rahatsızlığını, acısını taşıyarak karşınıza çıkmış bulunmaktayız. Keşke daha özgür, kalıcı ve onurlu bir barışın, demokrasinin hâkim olduğu bir ülke gerçekliğinde seçime gidiyor olabilseydik. 70 gündür akan kanın bir seçim ve siyaset malzemesi yapılıyor olabilmesi bizim en büyük üzüntümüzdür. Bugün bile sizler ile bir araya bir seçim nedeniyle gelmiş olmanın, bu atmosferde bir araya gelmiş olmanın rahatsızlığını yaşadığımız arkadaşlarımız ve partimiz ile birlikte ifade etmek isteriz diye konuştu.

1 Kasımdaki seçimler için daha azimli ve hırslı olduklarını belirten Yıldırım, Bu atmosferde seçime gidiyor olmaktan bir yandan üzgün iken bir yandan ise, açık söyleyelim daha fazla azimli, bu ülkenin aklıselime kavuşturulması ve normal tip koşullara ulaştırılması için daha fazla hırslıyız. 1 Kasımı biz bu temelde anlamasız bir şekilde saraya tarafından siyasi hırslar ile başlatılan savaşı durdurmanın, akan kana son vermenin, kalıcı ve onurlu bir barışı bu ülkeye armağan etmenin ve gençlerin ölümünün hiçbir şekilde haberciler tarafından haber konusu yapılmadığı bir ülke özlemiyle bu seçime hazırlanıyoruz.

Bugün ülkenin seçime değil akan kanın durdurulmasına, bugün ülkenin seçime değil gençlerin ölümünün durdurulmasına, bugün ülkenin seçime değil bu anlamsız savaşın bitirtmesine ihtiyaç vardır. Ülkenin birikmiş devasal sorunları çözüm beklemektedir. Ülke ve ülkeyi oluşturan 78 milyon insanın kahir ekseriyeti parti farklı gözetmek sizin insanlardan bu birikmiş temel meseleleri çözmenin ve bunun yoğunlaşmasının açığa çıkarmanın çabasını beklemektedir. Yoksa bu ülkede 78 milyon insan, 54 milyon seçmen çok büyük bir motivasyon ile 1 Kasım seçimlerinde sandığa gitmeyecektir. Çünkü onlar kendi üzerilerine düşen görevi 7 Haziranda yerine getirdiler. 7 Haziranda seçmen; ben bundan sonra 13 yıldır bu ülkeyi yöneten bir partinin tek başına artık tekrardan iktidar olmasını istemiyorum, müsaade etmiyorum, benim kararım bir bütün olarak ülke olarak budur demiştir. Ama buna saygı duyulmamıştır.

Özellikle ben Türkiyedeki barış vicdanının, toplumsal demokratik vicdanın 7 Haziranda bazı değerlerimizin kullanılmasına nasıl son verdiyse, 1 Kasımda da bazı değerlerimizin kullanılmasına da son vereceğini düşünüyorum. Şunu ifade edelim ki ne olursa olsun siyasi partiler ve devleti yönetenler ne kadar büyük itiraza sahip olursa olsun bu ülkeye er veya geç barış gelecek. Bu ülkede akan kan duracak. İnsanlar bir birini siyasi hırslar uğruna öldürmeyecektir. O günleri göreceğiz. Ama bütün derdimiz muradımız o günlerin bir an önce en mümkün olan kısa süre içerisinde gelmesi sağlanması ve daha bir gencimizin daha fazla toprağa düşmesine tahammülümüz kalmadığı gerçekçiliğini ifade etmek istiyoruz. Tüm çabamız bu yöndedir diye konuştu.

TİGEMin devredilmesinden sonra şartnameye uygun olarak işletilmediğini iddia eden Yıldırım, Sarayda geçici atamış olduğu hükümet ile beraber ülkeyi zorla yönetmeye çalışan zatın damadına verilmiş olduğunu biliyoruz. Biz oraya takılmıyoruz. Bir yasal kılıf zorla uydurularak, Erdoğanın damadına verilmiş olan 64 bin dönümlük araziye sahip TİGEM işletmesinin sadece şartnamesinden birkaç hususunu paylaşmak istiyorum. 1. Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış olan Lale alanlarının her hangi bir şekilde tarımsal ekime açılmaması. Gidin 64 bin dönümü karış karış gezin, lale korunma alanı kalmış mıdır? 2. Muşta TİGEM arazisi içerisinde olmak üzere büyük bölümü 64 bin dönüm içerisinde, bu şartnamede vardır. Meyan kökü doğal yetişme alanlarına dokunulmamalıdır. İçeceklerimizden biri olan Meyan Kökü doğal alanı sıfıra indirilmiştir. Hepsi tahrip edilmiş, yerine buğday ekmeye çalışıyorlar dedi.

NİMET SEZGİNİN AÇIKLAMALARI

HDP Muş Milletvekili Adayı Nimet Sezgin seçim süreci ile ilgili olarak basın mensuplarına yaptığı açıklamada, HDPnin savaşa karşı olduğunu ifade etti.

Sezgin, Varto’da katledilen kadın gerillanın bedeninin çıplak olarak, bilerek teşhir edilmesi çok vahim bir durumdur. Bu duruma soruşturma açan dönemin Valisi Vedat Büyükersoya, saray da soruşturma açtı dedi.

Sezgin, seçim şarkısını bismillah ile başlatan bir anlayış Muş’ta, Varto’da cami yakıp, mezarlıkları tahrip ediyor. Bunu yapan zihniyetin IŞID’den ne farkı var? 90’lı yıllardaki politika ile hareket edenler bunun çözüm olmayacağını görmelidir. IŞIDvari bir sistemin olduğunu görüyoruz. Halkımız savaş istemiyor ve 1 Kasımda da savaşı gerçekten istemeyenlerden yana tavır alacaktır. HDP, savaşın karşıtı, barışın yanlısıdır. Barış için tüm benliğimiz ile mücadele etmeye devam edecek diye konuştu.

BURCU ÇELİKİN AÇIKLAMALARI

Son olarak basın mensuplarına açıklamalarda bulunan HDP Muş Milletvekili ve Milletvekili Adayı Burcu Çelik, Varto ve Cizre olaylarını değerlendirdi. 7 Hazirandaki seçimlerden sonra sürekli Muş halkının yanında olduklarını ve sık sık gelip gittiklerini aktaran Çelik, bölgedeki sorunlara değindi.

Çelik açıklamalarında şunları söyledi: Vartodaki ilk olaylar önceki valinin sokağa çıkma yasağı kararları altında almış olduğu karar ile birlikte, her hangi bir sıkıntı yok, asla can kaybı olmayacaktır diye telkinlerde bulunan mülkü amir, sabah uyandığımız da biliyorsunuz ki 4 tane şehit haberi ile karşı karşıya kaldık. Bununla da yetinmediler, çünkü Varto 7 Hazirandan sonra AKP hükümetinin Kürdistandaki savaş konseptinden Muşta nasibini aldı. Neden Varto? Çünkü Varto en yüksek oylardan birini alan ilçelerimizden biri. Yani HDPnin büyük bir başarı örneğidir Varto. Aslında orada halk, iktidarın ve kendi ilkelerinin istemediği şekilde yaşıyor. Çünkü Vartoda Sünni, Alevi, Türk, Kürt hepsi bir arada barışçıl bir şekilde, bir birine saygı duyarak, herkesin bir birinin ibadetine, görüşüne saygı duyarak yaşadığı bir ilçe.

Vartodaki son olayda ise, biliyorsunuz gezi döneminde İstanbulda olan ve o dönemlerde daha genç, mesleğinin daha ilk zamanları olan biri olarak, gezide camiye ayakkabılar ile girenler ile ilgili ciddi bir kamuoyu yaratılmıştı iktidar tarafından. Fakat bugün camiler bombalanıyor. Bugün cem evi, cami gözümüzün önünde, o araçları kullananların vicdanlarını bile sorgulamak lazım yani, nasıl bir vicdandır bu. Gözlerimizin önünde yaktılar, yıktılar. Şimdi içerisinde sadece ölü olan mezarlığın yıkılmasından nasıl bir sonuç elde etmek ister iktidar. Bu geçici hükümet Kürtlerin tabiri caizse ölüsüne dâhi dayanmıyor mu diye soru sormak geliyor içimizden. Bunlar çok acı. 13 yıl boyunca Kürt halkı AKPye bir şekilde inandı, güvendi. Hakikatten müzakere çözüm sürecini götürebilecek taraflardan biri olarak AKPyi destekledi de.

Hepimiz bu acıları birlikte yaşadık birlikte gördük. Bu sebep ile barışın asla silahla olmayacağını en iyi devlet, en iyi hükümet biliyor. 13 yıl önce geldiklerinde ilk yaptıkları şey kendilerinden önceki şeyleri eleştirmekti. Her şeyi bir şekilde eleştirdiler. 7 Hazirandan sonra o çok çok eleştirdikleri Tansu Çiller döneminden tutun da, diğerlerine kadar daha beterlerini yaşattılar bu halka.

Dün Bismilde sokağa çıkma yasağı verildi. Sokağa çıkma yasağı kararı verildiği andan itibaren bir katliam geliyor demek oluyor bu ülkede. Özellikle 7 Hazirandan sonra böyle bir algı var. Dün yine şaşmadık. Bismildeki sokağa çıkma kararının ardından 8 yaşındaki Elif Şimşek isimli bir kız çocuğu katledildi. Bugün okul açılıyor. O çocuğun bugün okula gitme hakkı yok muydu? Hangi siyasi iktidar, hangi siyasi güç, hangi siyasi emel, hangi koltuk o çocuğun canından daha önemliydi. Ya da hangi annenin gözyaşı sizin amaçladığınız ve kan dökerek ulaşmaya çalıştığınız siyasetinizden, politikanızdan daha önemlidir.

Bu sebeple tüm inancımız ile 1 Kasımda da çok başarılı olacağımıza emin olduğumuzu ve bununla yetinmeyip çalışmalarımızı süratle zaten başladık. Aslında biz hiç durmadık. Hep halkın içerisindeydik, yine halkın içerisinde halktan güç alarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Umut ediyoruz ki önce silahlar sussun, canlarımız yitirmesin daha sonrada hayırlı bir seçimi birlikte gerçekleştirip yine halkın iradesiyle tekrardan Ankaraya meclise gitmeyi umut ediyoruz. Nimet vekilimizi de bu sefer alarak.

 

Muş Manşet Gazetesi

Bir Cevap Yaz

Ekonomi Haberleri

Muş’ta Besiciler Yaylalarda Koyun Kırpmaya Başladı

Muş’ta havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıkan besiciler, hayvanlarının yazlık bakımlarına başladı. Kurtik Dağı…

Muş’a kayıtlı kaç araç var?

Türkiye’deki Trafiğe Kayıtlı Araç Sayısı ve Muş İli Araç İstatistikleri Geçen yıl itibarıyla…

Muş Havalimanı 2024 Mayıs İstatistikleri Açıklandı

Muş Sultan Alparslan Havalimanı 2024 Mayıs İstatistikleri Açıklandı T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı…

Eğitim Haberleri

Bejna Fırat’ın İlham Veren Hikayesi

Varto’dan Yükselen Bir Başarı Hikayesi: Bejna’nın Azmi ve İyilikseverlerin Dayanışması Muş’un Varto ilçesine…

Muş’ta Coşkulu Mezuniyet Töreni

Muş’ta gerçekleşen mezuniyet töreni, Vali Avni Çakır ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican’ın…

Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Yenilikçi Proje Yarışması

Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Birimi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Eğitim…

Kültür Sanat Haberleri

“Yüreğimdeki Mürekkep” raflarda yerini aldı

Dr. Yunus Soydan’ın İlk Şiir Kitabı “Yüreğimdeki Mürekkep” Raflarda Edebiyat dünyasına yeni bir…

Muş Alparslan Üniversitesi Öykü Günleri: Edebiyatseverlerin İlgi Odağı

Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Muş Alparslan Üniversitesi Öykü Günleri”, 2-3 Mayıs…

Geçmişten Geleceğe Muş

Muş’un köklü tarihine ışık tutacak önemli bir eser hazırlanıyor. Muşlu Dağcı Ömer Faruk…

Profesyonel internet sitesi için arayın..

Memleket Web Tasarım

 0532 514 50 57

  • Google Arama Kaydı
  • SEO Puanı Yüksek Tasarımlar
  • Türkçe Yönetim Paneli
  • Yedekleme Hizmeti

 

 

Haber ve İçerik Etiketleri

Haber Kategorileri