2 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle yazılı basın açıklaması yapan Muş Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Bedri Korkmaz, engellilerin herkes gibi yılın 365 gününü yaşadığını sadece bir günü yaşamadığını kaydetti.
Korkmaz, “Bugün tüm dünyada 3 Aralık Özürlüler Günü. Toplumun engelliler konusunda dikkatini çekebilmek ve daha duyarlı olmalarını sağlamak için her yerde çeşitli etkinliklerle kutlamalar düzenleniyor. Bu gün dünya nüfusunda 500 milyon engelli yaşıyor. Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29’u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45 Engellilerin herkes gibi 365 günü yaşadığı gerçeğinin görmezden gelinerek sadece 1 gün için gazete, tv ve kamuoyunda gündeme getirilmemeli. Bugün sağlık, eğitim, istihdam, sosyal güvenlik ve toplumsal yaşama tam katılım gibi temel sorunlarda özürlü vatandaşlarımız için de büyük fırsat eşitsizlikleri yaşanmaktadır” dedi.
MUŞ, PROJELERİ İLE TÜRKİYE’DE ÖRNEK OLDU
Geçmiş dönemlerde Muş’ta yapılan projelerin Türkiye’de örnek model olarak lanse edildiğini kaydeden Muş Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Bedri Korkmaz, “Türkiye de engellilere yönelik çok büyük bir proje uygulayan bu alanda ilkleri yaşatan Muş ilinde ne yazık ki engelliler unutuldu, adeta cezalandırıldı. Geçmişte Valilikçe uygulanan engelliler projesine bizler destek verdik. Ama sonradan anlaşılmaz bir tutum ile engelliler soyutlanmaya uzaklaştırılmaya başlandı. Önceleri geleneksel bayrak ziyaret programlarında çıkartıldık. SYDV tarafından yardım karşılığı çalıştırılan engelliler işten çıkartıldı. Evde bakım ücreti alan engellilerin yakacak ve diğer yardımları kesildi. Bu gün yaklaşık 500 TL evde bakım ücreti alan engellilerin aldığı bu para onların bez parasını bile karşılayamamaktadır. SYDV tarafından bu iş öylesine abartıldı ki 2022 maaşı alanlara dahi yardımları kesildi” diye konuştu.
ENGELLİLER DANIŞMA BÜROSU KAPATILDI
Muş Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Korkmaz açıklamasına daha sonra şöyle devam etti: “Valilikte proje kapsamında kurulan engelliler danışma bürosu kapatıldı. Muş Valiliği yapmış olduğu bu uygulama ile başta İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler olmak üzere tüm ülkeye örnek olmuştu. Bu büro SYDV çalışanlarına bir yük gibi göründüğünden çeşitli bahanelerle kapatıldı.
Basketbol takımı tamamen Gençlik Spor İl Müdürlüğünün işgüzarlığı sonucu birinci liften düştü. Kapalı Spor Salonu parkeleri sökülürken tüm yetkililere adeta yalvardık dedik ki her kes parke yaparken sizin parkeyi sökmeniz büyük hatadır. Hatta bu onarımı tamda liglerin başladığı zaman yaptılar. Ligin ilk devresinde tamamen deplasmanda oynadık. Sonra yapılan sahanın bozuk olduğunu söyleyince yine suçlu biz olduk. O saha defalarca onarıldı en son onarım bu sene yapıldı. Kamp eğitim merkezinde engelli sporculara tahsis edilen odalar zorla elimizden alındı bu da yetmezmiş gibi odalardaki ranza televizyon buzdolabına bile el koyuldu. O gün bu gündür bu malzemelerden haberimiz yok. Başarılı sporcuları belli okullarda toplamak üzere proje yapıldığı bize bildirildi. Bizde bir sporcumuzun Korkut’tan Muş’a gelmesini talep ettik inanılmaz engeller önümüze koyuldu. Bu projeler sadece bir branş için mi yapıldı? O zaman Spor İl Müdürlüğünün tabelasını değiştirsinler sadece bir branşın ismini yazsınlar.
İşitme engelli çocuklara yönelik 2 adet sınıf yapıldı. Biz projeyi Milli Eğitime devrettikten sonra bu çocuklarla yeterince ilgilenilmediğini gittikçe geri gidildiğini defalarca dile getirdik. Aileler adete yalvardı her seferinde bizler sanki yalan söylüyoruz iftira atıyoruz gibi değerlendirildik. Ama biz bunları Allah’a havale ettik. Bizler bu gün sıra dışı gibi algılanıyoruz. Sosyal dezavantajların yol açtığı sosyal eşitsizlikler, engellileri toplumun sıra dışı gruplarından biri haline getirmiştir. Bu nedenlerdir ki bu gün Kars ilinde engelli kardeşlerimiz protesto amaçlı bu gün kutlama etkinliği yapmamaktadırlar. Aile fertlerinin bile engellilere duyarlı davranmadıklarını ortaya koyan haberler ve araştırmalar, bu duyarsızlığın toplumda yaygın olabileceği düşüncesinin ağırlık kazanmasına yol açmaktadır. Uluslararası araştırmalar, engellilik hakkında bilgi sahibi insanlar çoğaldıkça, engellilere yönelik tutum ve düşüncelerde olumlu değişimler meydana geldiğini, toplumsal duyarlılığın arttığını göstermektedir”.
“ENGELLİLERİN BUGÜNKÜ DURUMLARI SOSYAL FELAKETTİR”
Korkmaz engellilerin bugünkü durumlarının sosyal felaket olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi: “Eğitim düzeyleri çok düşüktür ve fakirlik çok yaygındır. Birçoğu toplumdan soyutlanmış durumdadırlar, en fazla yararlanabildikleri sağlık hizmetlerinden bile büyük bir bölümünün yararlanamadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle yeni ve çağdaş yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Engellilik problemine tatmin edici çözümler getirilebilmesi için, öncelikle sağlam bir teorik temel oluşturulması gerekir. Ancak bundan sonra teorilere dayanan uygulamalara geçilebilir. Uygulama alanlarında kalifiye elemanlar görev yapmalıdır. Kalifiye eleman açığının giderilmesi için öğretim ve eğitim alanlarında da yeni girişimlere ihtiyaç vardır. Engellilere hizmetin, bölgesel koşullar dikkate alınarak tasarlanması ve gerçekleştirilmesi, söz konusu hizmetin hem hedefine ulaşmasını hem de verimli olmasını sağlayacaktır. Ayrıca engellilerin ve ailelerinin, hizmetler konusunda haberdar edilmeleri, bu alana yapılan yatırımların boşa gitmesini önleyecektir. Engellilere mümkün olduğunca normal bir yaşam sunulması, fiziksel ve sosyal bariyerlerin yani engellerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Engellilerin sosyal yaşama katılabilmeleri, bağımsız yaşam sürdürebilmelerine bağlıdır. Bu gerçekleştirilebildiği ölçüde kendisine yardımcı olabilen engelliler çoğalacaktır. Yardım ve hizmetlerin hedefi, engellileri başkalarına ve kurumlara bağımlı kılmak değil, aksine kendileriyle ilgili her türlü görev ve sorumluluğu üstlenebilecekleri konumlara ulaştırmak olmalıdır. Ayrıca, eğitim olanaklarından meslek yaşamına, beslenme, giyim ve konut durumlarından hukuksal haklarına kadar her alanda, engellileri denk kabul eden bir zihniyetin oluşması gerekmektedir. Çünkü engellilik, sosyal yetilerin yitirilmesi değildir. Engelli ise normal yaşamın gereklerine uymak istemeyen, düşünce özürlü kişi değildir. Çünkü engel bedende değil düşüncededir, düşünmeyen insan engelli insandır”. Muş`un Sesi Gazetesi
