Skip to main content

80 darbesinin sembolik mirası YÖK

Muş Haber Fotoğrafı

  Yükseköğretim Kurulu´nun 34. kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası (Eğitim İlke-Sen) Genel Sekreteri Doğan Özlük, sert iddialarda bulundu. YÖK´ün 12 Eylül darbesinin bir ürünü olduğunu ifade eden Özlük, YÖK´ün kapatılarak üniversitelerin özgürlüklerinin önünün açılması gerektiğini belirtti.

Özlük açıklamasında: Bugün, Türkiye üniversitelerinin üzerinde bir karabasan gibi duran ve onların hem özgürlüğünü hem de niteliğini sınırlayan Yüksek Öğretim Kurumu´nun 34. yılı. Tam 34 yıldır öğrenciler sistemin üniversiteler üzerindeki sopası haline gelmiş bir kurum tarafından elleri ve ayakları bağlanan üniversitelerde eğitim almaya çalışıyor. Tam 34 yıldır, 12 Eylül 1980 darbesinin en sembolik miraslarından biri olan YÖK üzerinden üniversitelere dikte edilen resmi ideolojiyle muhatabız.

Resmi ideoloji ne zaman ihtiyaç duysa yardıma koşan YÖK, gerek 1402´likler rezilliği, gerekse 28 Şubat post-modern darbesi gibi olaylarda üzerine düşen vazifeyi harfiyen yerine getirmiş bir kurumdur. Tam 34 yıldır, YÖK ve onun düzenlemeleri neticesinde üniversiteler, düzen iktidarlarının arka bahçesi olma konumundadır. Üniversitelerde ilmî kriterler, yerlerini siyasi iktidarlara yakınlığa bırakmış durumdadır.

Bugün ÖYP uygulamasına son verilerek tümüyle iktidar ilişkilerinin belirleyici olduğu bir sistemle öğretim elemanı almaya dönülmesi ilmi kriterler yerine farklılıkları hizaya sokma, itaat altına alma refleksinin 12 Eylülden bu yana hiç değişmediğini gösteriyor.

Ölçüsü açık, şeffaf, tarafsızca tespit edilmeyen her uygulama ancak adaletsizlik doğuracaktır ifadelerini kullandı.   Akademisyenler kıskaca alınıyor Haksızlıklara karşı çıkan akademisyenlerin kıskaca alındığını ifade eden Özlük, genç araştırmacıların mobbinge maruz kalarak sindirilmeye çalışıldığını söyledi. Üniversitelerin piyasaya ve kontrole tabi tutulduğunu da ifade eden Özlük: Haksızlıklara ses çıkarmaya cesaret eden az sayıdaki akademisyenleri ise YÖK ve onun uzantısı olan düzenlemeler hiç zaman kaybetmeden kıskaca almaktadır. Hiçbir güvencesi olmayarak akademik hayata ilk adımlarını atan genç araştırmacılar türlü yollarla mobbinge maruz kalmakta ve süreç içerisinde sindirilmektedirler. Bugün üniversiteler bir yandan piyasaya teslim edilirken bir yandan da sıkı bir kontrole tâbi kılınmak isteniyor.

28 Şubat döneminden fena halde âşina olduğumuz odak olma iddiası gerekçe gösterilerek vakıf üniversitelerine el koymanın önü açılmak isteniyor. Bu vesileyle sistem iki kere yanlış yapıyor, baskılama aygıtlarını böylece hayatın bütün alanlarına yaymak istiyor. Tam 34 yıldır, üniversiteler bilim üreten ve yayan yerler olmak yerine Türkiye´nin gizli işsizleri için adeta bir konaklama noktası, istatistiklerden kaçırma vesilesi işlevi üstlenmektedir dedi.   YÖK derhâl kaldırılmalı! Türkiye´nin özgür üniversitelere, araştırma ve eğitimlere hasret kaldığını belirterek açıklamasına devam eden Özlük, YÖK´ün bir an önce kaldırılması gerektiğini ileri sürdü.

Akademisyenlerin iktidar yakınlıklarıyla değil nitelikleriyle öne çıkmaları gerektiğini de vurgulayan Özlük: Bu utanç tam 34 yıldır devam ediyor! Bu utanca dur deme vakti çoktan gelmiş ve geçmektedir! Türkiye özgür ve nitelikli üniversitelere, bu üniversitelerde yapılacak araştırma ve eğitime hasrettir!  İsteyen istediği eğitimi ücretsiz bir şekilde ve özgürce alma hakkına sahiptir.

Eğitim, ne devletin ne de sermayenin tekelinde olamaz. Devlet tarafından kontrol edilen bir kurumun, devletin ideolojik çıkarları ve sermayenin kârı için eğitimin üzerinde bir sopa olarak kullanılmasını reddediyoruz! Bizler, haktan ve adaletten yana tutum takınan tüm insanları YÖK´e ve onunla bağlantılı düzenlemelere karşı tavır almaya davet ediyoruz. YÖK derhâl kaldırılmalı ve üniversiteler hem devletten hem de sermayeden bağımsız ilim ve eğitim kurumları olmalıdır. Akademisyenler, iktidarlara yakınlıkları ile değil, nitelikleri sayesinde üniversitelerde araştırma yapmalı ve ders vermelidir.

Öğrenciler üniversite yönetimlerinde söz sahibi olmalı, alacakları eğitimi özgürce seçebilmelidir. Vakıf üniversiteleri adı altında piyasalaştırılan eğitim, sermayenin elinden kurtarılmalı ve tüm halkın özgür iradesine teslim edilmelidir ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı. 

Muş Ovası Gazetesi

Bir Cevap Yaz

Ekonomi Haberleri

Muş’ta Besiciler Yaylalarda Koyun Kırpmaya Başladı

Muş’ta havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıkan besiciler, hayvanlarının yazlık bakımlarına başladı. Kurtik Dağı…

Muş’a kayıtlı kaç araç var?

Türkiye’deki Trafiğe Kayıtlı Araç Sayısı ve Muş İli Araç İstatistikleri Geçen yıl itibarıyla…

Muş Havalimanı 2024 Mayıs İstatistikleri Açıklandı

Muş Sultan Alparslan Havalimanı 2024 Mayıs İstatistikleri Açıklandı T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı…

Eğitim Haberleri

Bejna Fırat’ın İlham Veren Hikayesi

Varto’dan Yükselen Bir Başarı Hikayesi: Bejna’nın Azmi ve İyilikseverlerin Dayanışması Muş’un Varto ilçesine…

Muş’ta Coşkulu Mezuniyet Töreni

Muş’ta gerçekleşen mezuniyet töreni, Vali Avni Çakır ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican’ın…

Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Yenilikçi Proje Yarışması

Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Birimi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Eğitim…

Kültür Sanat Haberleri

“Yüreğimdeki Mürekkep” raflarda yerini aldı

Dr. Yunus Soydan’ın İlk Şiir Kitabı “Yüreğimdeki Mürekkep” Raflarda Edebiyat dünyasına yeni bir…

Muş Alparslan Üniversitesi Öykü Günleri: Edebiyatseverlerin İlgi Odağı

Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Muş Alparslan Üniversitesi Öykü Günleri”, 2-3 Mayıs…

Geçmişten Geleceğe Muş

Muş’un köklü tarihine ışık tutacak önemli bir eser hazırlanıyor. Muşlu Dağcı Ömer Faruk…

Profesyonel internet sitesi için arayın..

Memleket Web Tasarım

 0532 514 50 57

  • Google Arama Kaydı
  • SEO Puanı Yüksek Tasarımlar
  • Türkçe Yönetim Paneli
  • Yedekleme Hizmeti

 

 

Haber ve İçerik Etiketleri

Haber Kategorileri