Doğu Anadolu Bölgesi’nde batıya büyük umutlarla göç eden bazı vatandaşlar işsizlikten feryat ediyor.
İstanbul’a büyük umutlarla göç eden aileler, İstanbul’un bekledikleri gibi bir yer olmadığını söylediler. Üç aydır boşta gezen inşaat işçisi C.K. isimli vatandaş; “Arada bir iki günlük işler çıkıyor. Oradan kazandığımla tencere kaynıyor. Memleketten geliyor yiyecek, içecek. Yoksa bir çocuğum, karım ve ben nasıl karnımızı doyururuz. Geçen yıl bir ev yaptım. Kapısı yok. Elektriği, suyu yok. Babamdan bağladık ışığı. Hanımla kavga etmekten bıktım” dedi.
Bir çocuğunun olduğunu söyleyen C.K., göz yaşları içinde “5 yaşında yürüyemeyen hasta bir oğlum var. Hastaneye götürdüm geçenlerde. Balon istedi. Bir liram yok ki alayım. Hasta çocuğuna bir balon bile alamamış babayım ben” diye konuşuyor.
H.K. ise, içinde bilardo masası da bulunan bir kahvehane sahibiyken bir yıl önce kapatmak zorunda kaldığını belirti.
Geçinemediği için gecekondusunu satılığa çıkardığını ama bir alıcı bulamadığını belirten Y.Ö. de günde iki saat personel servisinde şoförlük yaptığını, kalan zamanı da iş bulamadığı için kahvehanede geçirdiğini anlatarak; “Türkiye’nin de bir konuda birinciliği var: İşsizlik. Burada oturup zaman öldürüyoruz. Evde olsam kadın programı izleyeceğim. Evlilik, mevlilik programı mı izleyeyim” dedi.
Çalıştığı şirketin patronunu “İnsan adammış hiç kimseyi işten çıkarmadı” sözleriyle anan E.O. ise: “500 lira ise maaş 250’ye indirdi. 5 gün çalışılıyorsa 3 güne düşürdü. Ama kira ödeyen var, çocuk okutan var. Kirasını ödese taş mı yiyecek. Karnını nasıl doyuracak? Bugün işin varsa karnın doyar; yoksa açsın” dedi.
Üç ay maaş alamadan kapı kolu fabrikasında çalışan M.K. iki aydır da ücretsiz izinde olduğunu söyleyerek, işine gerçekten geri dönebileceğinden emin olmadığını vurguladı. “Hangi kapıya gitsen yüzüne kapanıyor. Saçlarım ağardı” diyen K., 2001 krizinde battığını, şimdi de 60 bin liralık borcu ödemeye çalıştığını söyledi.
Muş’tan İstanbul’a göç eden ve üç ay önce evlenen E.K. de, artık evinde şiddet yaşamaya başladığını ifade etti. “Hanım iş buldun mu diye sordukça bunalıyorum” diyen K.; “Her sabah 07.30’da kalkıyorum. Cebimde para yok. İş aramaya koyuluyorum. Aç karnına dolaşıyorum saatlerce. Babamla oturuyoruz hâlâ. Annem, babam, 6 kardeşim ve karım 10 kişi birlikte oturuyoruz. Kendi evimize çıkmak hayal bile değil” dedi.
“Cinnet geçiren, karısını-çocuğunu kesenleri duydukça aklım almıyor ama sonra anlıyorum. Anlıyorum ki bunaldı bu adamlar” diyen E.K., çalıştığı konfeksiyon atölyelerinin peş peşe kapanmasından, bir kaç ayda bir kapının önüne koyulmaktan, geçim sıkıntısı çekmekten yorulduğunu belirterek; “Allah kötü yola düşürmesin! Anamı babamı kandırsam köye gitmek istiyorum. İki ineğimiz olsa geçiniriz. İstanbul’a umutla geldik ama utanarak geri dönmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Muş`un Sesi Gazetesi
Muş’ta Esnaf Yılmaz Alak, Kar İglosunda Müşterilerine…
Mart 12, 2025 1:04 PM