Muş’un Bulanık ilçesi Belediye Başkanı Nasır Aras, Türkiye’de her alanda kriz yaşandığını ve ülkenin kaosa doğru sürüklendiğini vurguladı. Bulanık Belediye Başkanı Nasır Aras, son günlerde yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Ülkenin kaos ortamına sokulmak istendiğini iddia eden Başkan Nasır Aras, Türkiye’de her alanda kiriz olduğunu belirtti. Başbakan’ın Diyarbakır gezisinin fiyasko ile sonuçlandığını dile getiren Nasır Aras, Diyarbakır’da başbakanın açıkladığı ekonomik paketin de daha önce başka partiler ve başbakanlar tarafından açıklanan paketlerden hiçbir farkının olmadığını ve sonuçlarının da aynı olacağını savundu.
Aras, 6 yıllık Ak Parti iktidarının izlediği politikaların krizlere zemin hazırladığını belirterek, bu krizlerin birer birer ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Kapatma davası ile birlikte görünmeyen krizlere siyasetin de eklendiğini ifade eden Başkan Aras; “Türkiye’de her alanda bir kriz var. Bu krizler gün geçtikçe artıyor. Köylü üretici olmaktan çıktı, şehirler zorlandı, geldikleri varoşlarda büyük sorunlar ortaya çıkarmaya başladı, köyde kalanlar da doğrudan gelirle yetinmeye çalıştı. Köylü üretemeyince her kesimde, her yerde kriz görünmeye başladı. Bu durum ticarette de ciddi krizlere yol açtı. Esnaf, tüccar çek kullanmaya korkuyor, çünkü ödeyeceğini kestiremiyor, şimdi evrak senede döndü. Çeki yazılan çoğu esnaf, kepenk kapatmakla karşı karşıya geldi. Kimse yarınını, geleceğini göremiyor, her an her şey olabilir. Ak Parti hükümeti her kesimle kavgalı durumdadır. Bu kavgalı tutumu herkese zarar vermektedir” dedi.
Türkiye’de demokrasinin düzgün işlemediğini iddia eden Aras yaptığı açıklamada; “AK Parti hükümeti sürekli demokrasiden söz ettiği halde, Türkiye’de demokrasinin gelişmesi için doru dürüst attığı bir adımı göremiyorum. AK Parti bugün bir kapatma davası ile karşı karşıya ve bu nedenle neredeyse kıyametleri koparıyor. Herkese saldırıyor, partilerine haksızlık yapıldığını ve AK Parti’nin mahkûm edilmesi halinde milletin iradesinin mahkûm edilmiş olacağını söylüyorlar. Evet, biz de partilerin kapatılmasına ve milletin iradesinin mahkûm edilmesine karşıyız. Ama DTP’ye kapatma davası açıldığında ne başbakanın ne de AK Partililerin sesi soluğu çıkmıyordu. O zamanlar Türkiye bir hukuk devleti, hukuk neyi gerektiriyorsa onu yerine getirir diyorlardı. Ama iş kendilerine geldiğinde ne hukuk tanıyorlar, ne mahkeme ne de yargıyı. AK Parti’yi birçok konuda samimi bulmadığım gibi bu konuda da samimi bulmuyorum. İstemiş olsalardı parti kapatmayı zorlaştıracak yasayı bugüne kadar çıkartmış olacaklardı veya bugüne kadar bu konuda bir çalışma içine girerlerdi. Bizim partimiz demokratik bir parti. Biz halkın iradesine de, halkın seçtiklerine de, halkın tercihlerine de saygı duyarız. Bizim siyasetimizin ilkeleri bu. Bu nedenle biz AK Parti’ye açılan kapatma davasını doğru bulmadığımız gibi, bizim partimize ve diğer partilere açılan veya açılacak olan kapatma davalarını doğru bulmuyoruz. Başbakan ve kabine üyeleri geçenlerde Diyarbakır’a gelip bölgeye yönelik bir ekonomik paket açtılar ve bunu kamuoyu ile paylaştılar. Başbakanın Diyarbakır gezisinde açıkladığı ekonomik pakette fiyaskodan başka bir şey değildi. Ne Diyarbakır halkı, ne de Kürt halkı artık bu tür paketlere inanmıyor. Diyarbakır’da açıklanan bu paket daha önceki yıllarda başka hükümetler tarafından ve başka başbakanlar tarafından açıklanan paketlerden hiçbir farkı yok. Kürt halkı artık bu paketlere inanmıyor ve bu tür paketler onlar için bir anlam ifade etmiyor. Zaten bölgedeki sorunu sadece ekonomik nedenlere bağlamak en büyük yanlışlıktır. Zaten AK Parti dün olduğu gibi bugün de bölgedeki sorunu çözecek iradeye sahip değildir. Dikkat ederseniz Başbakanın Diyarbakır konuşmasında Kürt sorunun çözümüne yönelik tek kelime bile ağzından çıkmadı. Başbakan ve hükümetin Kürt sorunun çözümünde geriye gittiğini görüyoruz. Başbakan birkaç yıl önce Diyarbakır’da yapmış olduğu bir konuşmasında en azından bir başbakan olarak Türkiye’de bir Kürt sorunun olduğunu söylemişti. Bugün ise o konuşmayı sanki kendisi yapmamış gibi, her yerde Türkiye’de bir Kürt sorununun olmadığını söylüyor. İşte AK Parti’nin samimiyeti buradan belli oluyor. AK Parti samimi değil, çözümden çok çözümsüzlük getiriyor. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmediği sürece siyasi partiler de kapatılır, hukuk devleti de tam oturamaz, özgürlükler de tam genişletilemez, Türkiye Avrupa Birliğine de tam üye olamaz, ekonomide de istikrar sağlanamaz, dolayısıyla herkes hepimiz birlikte kaybederiz. Kazanmak istiyorsak Kürt sorununu çözmek zorundayız” ifadelerine yer verdi.
Topkan Haber Ajansı
Yorum Yapılmamış