Ergenekon davası kapsamında itiraflar ve asit kuyularındaki inceleme sürecini dikkatli bir şekilde takip eden Vartolu Adnan Geldi, sürece olan güveninden dolayı, 16 yıl önce öldürülmüş babasının faillerinin bulunması için girişimde bulundu.

Muş’ta Ergenekon davasına ilk müdahil olan Adnan Geldi, babasının faillerinin bulunması için mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini ifade etti. Aygan’ın itirafları ve asit kuyularının açılması gelişmelerinin ardından Muş’ta 16 yıl önce ölü olarak bulunan Kerem Geldi’nin oğlu Adnan Geldi, babasının öldürüldüğünü iddia ederek Varto Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Babasının öldürülmesinin gerekçesini ise, Şeyh ailesinden olmasına ve büyük bir aşirete mensup bulunmasının olduğunu ileri süren Geldi, birilerinin ailesini rahat bırakmadığını, sürekli baskı altında hareket ettiklerini ve sonun da babalarının öldürüldüğü iddiasında bulundu. Fail-i meçhul olarak öldürülen Kerem Geldi’nin Turgut Özal döneminde Anavatan Partisi (ANAP) Varto İlçe Başkanı ve aynı zamanda ANAP’ın kurucuları arasında yer aldığı belirtildi. Ergenekon sürecini dikkatli bir şekilde takip ettiğini belirten Geldi, Türk adaletine olan güvenin tekrar tazelendiğini söyledi. Daha öncede mağduriyeti noktasında dava açtığını kaydeden Geldi, “aradan 16 yıl geçmesine rağmen hala bir sonuç tarafıma ulaşmadı. Ancak bu süre kapsamında sürekli babasının PKK tarafından öldürüldüğü noktasında ikna edilmeme çalıştılar. Bunun yanında PKK yayın organlarında sürekli bu cinayeti işlemediğini açıklıyor. Ben daha önce devlet erkânını taziyeme kabul etmedim. Sonra sürekli PKK’nın öldürdüğünü söyleyince tamam gelebilirler dedim. Bu cinayet adeta bir bilmece gibi! Ama ben şu anda adalete güveniyorum. Şu süreci takip ettiğimden bu davanın da sonuç bulunacağını düşünüyorum. Eğer sonuç bulunmaması durumunda ben davamı ilerleterek sonuna kadar arkasında olacağım.” Diyerek davanın içinden çıkılmaz hale geldiğini söylüyor. Geldi, son gelişmelerle adalete güven tazelendiğini ifade ediyor. Mevcut sürecin rahatlattığını kaydeden Adnan Geldi, faili meçhul cinayetler, asit kuyularının açılması bölgedeki cinayetlerinin açığa çıkmasının sevindirici olduğunu ifade etti. Bu gelişmelerin demokrasi açısından Türkiye’nin büyük bir mesafe katlettiğini belirten Geldi, biz ve bizim gibi kayıp yakınları için yakınlarının bir kemiğinin bulunması veya faillerinin bulunmasının yeterli olduğunu söyledi. Babasının evden alınış şeklini ve cesedinin bulunuşunu ile ilgili bilgi veren Adnan Geldi, “06.06.1993 yılında gece 23.00 sıralarında kapımız çalar, annem kimsiniz diye sorduğunda kapıyı çalan şahıslar devlet yetkilileri olduklarını ve evde PKK üyelerinin olduğunu ileri sürerek aramak istediklerini beyan etmişler. Babam odasında uyuyormuş. Önce evi aramışlar, babamın silahını almışlar. O sırada ağabeyim rahatsız olduğu için ben onu Erzurum’a hastaneye götürmüştüm. Evde değildim. Eve giren şahıslar evde PKK örgütü üyeleri olabileceği gerekçesini göstererek evi aramışlar. Aramadan sonra, Babamın ifadesinin alınacağı bahanesiyle iki kişi götürmüşler. Evden çıkarken de evdeki telefon hattını dışarıdan kesmişler. Ve oradan ayrılmışlar. Ertesi gün yani 07.06.1993 günü babamın cesedi saat 10:00 sıralarında Varto Acarkent Köyü üzerinde, inşaat halindeki Askeri binanın yaklaşık 300 metre batı kısmında bir tümseğin altına bırakılmış vaziyette bir çoban tarafından bulunmuş. O sırada Muş Alay komutanlığından Muammer Yaprakçı beni aradı. Çobanların bir ceset bulduğunu söyleyerek ‘bir bak belki senin babandır.’ dedi. Ben gidip baktım uzaktan babamın olduğunu anladım” şeklinde konuştu. Yakınlarının babasının evden alındıktan sonra yetkili mercileri aradığını ancak mercilerin kendisine haberlerinin olmadığını kaydetmişler.

Öte yandan bilmeceleri aratmayan cinayeti takip eden günlerde birinin kendisini aradığını ve babamın devletle bağlantısı olanlar tarafından öldürüldüğünü amcasına bildirdiğini açıkladı. Babasının öldürüldüğü iddiası ile Ergenekon davasına müdahil olan Adnan Geldi, “ bugün benim için bir dönüm noktası. 16 yıl önce babam meçhul bir şekilde katledildi. Bugün bunun tekrardan araştırılması için Ergenekon davasına müdahil oldum. Ben adalete güveniyorum. Ben davamın sonuna kadar arkasında olacağım. Eğer buradan bir sonuç alamazsam İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağım. Süreci sonuna kadar takip edeceğim.” diyerek sözlerini tamamladı.

 Muş Ovası Gazetesi