Yapılan aşure gününe her kesimden insanların katılıp beraber aşure yemeleri, Varto’daki hoşgörüyü gözler önüne serdi.
Varto Cem evinde düzenlenen Aşure gününe Varto Belediye Başkanı Nurgül Özer, Varto Müftüsü Mehmet Koç, İlçe jandarma Bölük Komutanı Veysel Fidan, Varto Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Aydın Toktamış, İlçe Halk Eğitim Müdürü Gıyasettin Aydemir, Siyasi parti temsilcileri; CHP Belediye Başkan Adayı Ercan Aktaş, AKP Belediye Başkan Adayı A.Bari Han, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yönetim kurulu üyeleri, daire amirleri ve vatandaşlar katıldı. Aşure gününde Varto Pir Sultan Abdal kültür Derneği yönetim kurulu üyesi ve dedeler kurulu başkanı Doğan Yılmaz şunları söyledi: Değerli canlar, değerli konuklar. Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Veli ve Pir Sultan’ın selamı ile cümlenizi aşkı niyazla selamlıyorum. Hoş geldiniz, Safalar getirdiniz. Bu kutsal günümüzde bizleri yalnız bırakmadığınız için siz saygı değer canlarımıza, siz saygı değer mihmanlarımıza teşekkür ediyorum. Kerbela’da şehit edilen şehitlerimizin şefaatleri üzerinizde olsun. Değerli canlar “AŞURE” Arap aylarından Muharremin 10.gününe denir. Aşure sözcüğünün aslı Arabi ayların ilki olan Muharrem ayının 10.gününün adıdır. Aşure günü için söylenen bazı rivayetler vardır. Hz. Adem’in ilk günahlarının affedilmesi, Hz. İbrahim’in ateşten kurtuluşu, Hz. Yakup Peygamberin oğlu Yusuf’a kavuştuğu, Nuh Peygamberin gemisinin tufandan kurtulduğu, Yunus Peygamberin balığın karnından çıktığı, İdris Peygamberin diri olara göğe çıkarıldığı, Eyyub Peygamberin hastalıklarından kurtulduğu, Musa Peygamberin kavmini Firavunun zulmünden Kızıl Denizi geçerek kurtardığı, İsa Peygamberin doğumu ve göğe çıkarıldığı, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da zalimler tarafından katledildiği gibi mucizeler tesadüfi değildir. Hz. İmam Hüseyin Kerbela’da 10 gün aç ve susuz bırakılarak,10 muharremde katledilmiştir. Onu anmak ve onun çektiği acıları hissetmek ve onu daha iyi anlamak üzere Aleviler 12 gün oruç tutarlar. Böylece inanç ve itikat 12 İmama kadar uzatılır. Takvimler Muharrem ayının onunu gösterirken (10 Ekim 680) Kerbela sahrasında Ehlibeyt’te karşı toplu kırım başlar. Çocuklar, bebeler ve yaşlılar uzaktan atılan oklarla katledilirler. Hz. Hüseyin, kardeşleri, yeğenleri ve yakınları Kerbela’da teker teker şehit edilirler. İmam Hüseyin son anında; Şimr Melun (Yüz bin defa lanet olsun ona ve soyuna) Yezid’e biat edersen ölümden kurtulursun demesi üzerine şu cevabı verir. “ Ey Şamlılar. Ben,Hz Muhammet Mustafa’nın gözünün nuru ve Evliyalar Şahı Aliyel Mürteza’nın ruhuyum.Siz beni öldürün.Benim ceddi pakım Muhammet Mustafa,babı nişanım Aliyyel Mürtezadır.Ne kadar Veli gelmiş ise bu cihana ceddim hepsinde vardı.Eğer sizin fikriniz Hz. Muhammet Mustafa ve Aliyel Mürtezaya eziyet etmekse,işte görüyorsunuz ki ben onların ruhuyum öldürün. İmam Hüseyin ile çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 72 can yoldaşının, egemenlik hırsına bürünen, kan ve zulümle beslenen, Ehlibeyt düşmanı, lanete müstahak Yezit tarafından katledilişi, dünya insanlık tarihinde eşine rastlanılmayacak bir katliam olarak tarihe geçmiştir. Muharrem ayında Yezit tarafından katledilerek şahadetin en yüksek mertebesine ulaşan İmam Hüseyin’in davası insanlık tarihinde unutulmayacak kara bir sayfa açmıştır. Biz Aleviler açısından Muharrem ayının bir başka önemi ise Hz. Hüseyin’in, ailesinin ve yakınlarının Kerbela’da zalimce katledilmeleri ve zalimin zulmü karşısında Hz. Hüseyin’in eğilmeyen başının bizlere bıraktığı onurlu mirastır. Bir kıyım ve katliam olarak buna yanmamak olası değildir. Ancak sorun sadece onu ağlama duvarı olarak öne çıkarmaktansa, bu günü anlamanın anahtarı yeniden yorumlamak ve yorumlayabilmektir. O onurlu ve Şehitler Şahı makamına oturtulan İmamın yaktığı meşaleyi hep yakar halde tutmak, yol önderlerimizin anısına sahip çıkmak, onları anlamak ve onların izinde yürümektir görevimiz. Zalime boyun eğmek onların yolunda ve inançlarında yoktu, elbette ki bizde de olmadı ve olmayacak ta. Aşure erdemli, yiğit, kahraman, dürüst, adil ve mazlumdan yana olan, insanların onu şehitlerin şahı makamına oturttuğu, Kerbela’da destanın adının yazıldığı günün adıdır.
“Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı alçaklık zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise, yücelik sayarım”. Diyen Hz. Hüseyin zalimin zulmüne karşı çıkmamak, mazluma yapılacak en büyük kötülüktür demiş ve bunu bedeni ile ödemiştir. Hz. Hüseyin nezdinde, Kerbela Şehitlerini, gittiğimiz yolun, durduğumuz darın ve verdiğimiz ikrarın inancıyla saygıyla anıyor ve manevi huzurlarında eğiliyorum. Allah-Muhammet-Ali, On İki İmam efendilerimizin ruhu Revanları şad ve handan ola, münkir ve münafıklar mat ola, Yezide soyuna ve yandaşlarına YÜZBİN defa lanet ola, müminler şad ola. Lokmalarımız dertlere deva ve hastalara şifa ola. Bu matem matemi Hüseyin ola. Cümlemize haklı ve hayırlı kısmetler verilmesi için: Nuru nebi, keremi Ali, pirimiz üstadımız Hünkâr Hacı Bektaş Veli ve on iki İmamlar demine gerçeğe hü, müminle ya Ali. Aşuremiz tüm canlara helal olsun. Şahı Velayet Aliyel Mürteza Yoldaşınız ve Boz Atlı Hızır kılavuzunuz olsun. Hepinizi aşkı niyazla selamlarım. Yapılan tören saz eşliğiyle sona erdi. Hürriyet Mahallesinde oturan ve cem evinde yapılan aşure gününü kutlamaya gelen Haydar Kaya ise, Yapılan etkinliğin çok güzel olduğunu her zaman bu etkinliğin yapılmasını istediklerini dile getirdi. Varto cem evinde düzenlenen aşure gününde 2 kazan aşure Yaklaşık 800 kişiye dağıtıldı.
Muş Ovası Gazetesi