Özel Muş Ceylan Cerrahi Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kazım Nazlıer “Soğuk algınlığı(Nezle); en sık rastladığımız üst solunum yolu enfeksiyonudur. Okul devamsızlıklarının en sık görülen nedenlerindendir. Soğuk algınlığı etkeni birçok virüs enfeksiyonlarıdır. Etken çok sayıda olduğu için, çocuklar yılda 5-10 defa soğuk algınlığına yakalanabilmektedir. Çocukların bağışıklık sistemi virüs türleriyle yıllar içinde tanıştıkça enfeksiyonun sıklığı giderek azalacaktır. Hastalanan çocuklarda burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük, hapşırma ve boğazda kaşıntı gibi belirtiler görülür. Çocuklar virüsü solunum yoluyla alırlar ve birbirlerine hızla bulaştırabilirler. Hastalık kreş, okul gibi ortamlarda hızla yayılabilmektedir. Yakınmaların büyük bir kısmı genellikle bir haftada geçer, öksürük ise daha geç kaybolur. Hastalık viral bir enfeksiyon olduğundan antibiyotik tedavisi önerilmez. Çocuğun dinlenmesi, bol sıvı alımının sağlanması iyileşmesine yardımcı olacaktır” diye konuştu.Dr. Nazlıer, çocuklarda sık görülen bir diğer solunum yolu enfeksiyonu olan grip ile ilgili olarak şunları belirtti, “Grip; nezleden daha ağır seyreden, influenza virüslerinin yol açtığı, dünya çapında zaman zaman salgınlara yol açabilen, bağışıklığı düşük kişilerde ölümcül olabilen bir enfeksiyondur. Okul çocukları yılda 1-2 defa grip geçirebilirler. Hastalık en sık kış aylarında görülmekte ve kreş, okul gibi toplu halde bulunulan kapalı ortamlarda kolayca yayılmaktadır. Grip virüsünün tek bir türü olmadığından her yıl farklı grip türleri yaygın görülmekte ve zaman zaman salgınlara yol açabilmektedir. Virüsün bir türü ile hastalanan kişi daha sonra farklı bir tür virüs ile tekrar hastalanabilmektedir. Grip hastalığının belirtileri arasında ani başlayan yüksek ateş, halsizlik, burun akıntısı, öksürük, hapşırma ve yaygın kas ağrıları görülebilmektedir. Hastalığa bulantı ve kusma da eşlik edebilmektedir. Bulaşıcı bir hastalık olduğundan ev halkı arasında veya hasta çocuğun sınıfında hastalık hızla yayılır. Hastalığın tedavisinde bol miktarda sıvı alması, vitamin verilmesi, bol sebze ve meyve tüketilmesi ve hastanın dinlenmesinin sağlanması önemlidir. Ateş kontrolü için gerekirse doktorun önerdiği ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Grip geçiren çocuklara aspirin verilmesi riskli olduğundan kullanılmamalıdır. Grip aşısı üretildiği tarihe kadar olan ve sorun yaratması beklenen grip türlerini içerdiğinden grip hastalığından korunmada etkili olabilmektedir. Yuva, okul gibi kalabalık ortamlarda bulunan çocukların aşıyla korunmaları önemlidir. Evde grip aşısı olamayacak bir bebek bulunduğunda anne, baba ya da bebeğe bakan kişilerin kendileri aşı olarak evdeki bebeklerinin enfeksiyonla karşılaşma riskin azaltabilirler.”
Bir diğer sık görülen kış dönemi hastalık grubu olarak alt solunum yolu (bronşiolit, zatürre gibi) enfeksiyonlarının bulunduğunu belirten Özel Muş Ceylan Cerrahi Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kazım Nazlıer şu açıklamalarda bulundu; “Bronşiolit solunum sistemindeki bronşiyol adı verilen küçük hava yollarının iltihabıdır. Genellikle virüsler hastalığa neden olur. En sık 6 ay-2 yaş arası küçük çocuklarda, özellikle kış ve ilkbahar aylarında görülür. Küçük çocuklarda havayolları daha dar ve tıkanması daha kolay olduğundan şikayetler bu dönemde sık görülmektedir. Büyük bir çocukta soğuk algınlığı yapan bir virüs bebekte bronşiolite yol açabilmektedir. Hastalık üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başlar genellikle hafif bir öksürük, burun akıntısı ve hapşırma olur. Hastalığın seyri sırsında birkaç günde öksürük artar ve şiddetlenir. Hasta hızlı soluk alıp vermeye başlar ve solunum hırıltılı bir hal alır. Şikayetler ilerledikçe solunum sıkıntısı nedeniyle hastanın beslenmesi zorlaşır. Bu hastalığın tedavisinde de bol sıvı alımı, buruna serum fizyolojik damlatılması ve ortamın nemlendirilmesi tedaviye yardımcı olur. Solunum sıkıntısı artan veya emme güçlüğü olan bebeklerin hastaneye yatırılmaları gerekebilir. Zatürre hastalığıda bir akciğer enfeksiyonu olup büyük bir bölümününe virüs ve bakteri gibi etkenler yol açar. Bağışıklık sistemi zayıf, iyi beslenememiş, kronik hastalıkları olan çocuklar, prematüre bebekler, sigara dumanına maruz kalan çocuklar zatürre hastalığına yakalanma ve hastalığı daha ağır geçirme açısından daha riskli gruplardır. Bu hastaların tedavi için hastaneye yatmaları gerekebilir. Hastalarda; ateş, terleme, öksürük, balgam, göğüs ve sırt ağrısı, hızlı nefes alıp verme, hırıltılı ve zorlu solunum, kusma, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, emmeyi reddetme gibi belirtiler görülebilir. Hastalığın tanısını koymak için doktorunuz muayeneden sonra akciğer filmi, kan testleri, balgam kültürü gibi testler isteyebilir. Hastalığın tedavisinde antibiyotikler, nefes almayı kolaylaştıran bir takım ilaçlar, oksijen, bol sıvı, vitaminler, ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar kullanılmaktadır. Hastalığın şiddetine göre hastanın tedavisi evde ya da hastaneye yatırılarak verilir. Bir diğer önemli husus hastaların tedaviyi doktorun önerdiği süre boyunca alması ve iyileşme görülünce zamanından önce tedavinin kesilmemesi gerekir. Doktor önerisi olmadan rastgele öksürük şurubu kullanmak yarardan çok zarar verebilir. Öksürük, vücudun balgamı atmak için ihtiyaç duyduğu normal bir savunma mekanizmasıdır.”.
Haber 49 Gazetesi