Muş İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri lezzetleriyle menülerin vazgeçilmezi olan mantarların, bilinçli tüketilmediklerinde ölüme kadar varan zehirlenmelere neden olabildiklerini söyledi.
Özellikle doğada kendiliğinden yetişen mantarlarda zehirlenme ihtimalinin her zaman bulunduğunu ifade eden uzmanlar, bu tür mantarların zehirli olup olmadıklarını ayırt etmenin çoğu kez mümkün olmadığını vurguladı. Yetkililer, yağ oranının yok denecek kadar az, kalori değerinin çok düşük, bunun yanında insan vücudu için gerekli protein, karbonhidrat, mineral ve vitamin bakımından zengin olmasının mantarları cazip kıldığını dile getirerek, şöyle devam etti: Kültürde üretilen mantar grubunda da zehirlenme ihtimali olmakla birlikte, toksin etki söz konusu değildir. Hayati önemi olan zehirlenme olması da nadirdir. Asıl sorun, doğada yetişen mantarlardır. Bunların da yenebilen ve zehirli türleri olmakla birlikte, yenebilen mantarlarla zehirli mantarların kesin ayırıcı özellikleri yoktur. Halk arasında zehirli mantarların zehirsizlerden ayrımında bir takım yanlış inanışlar bulunmakta ve çoğu kez zehirlenmeler, mantarları çok iyi tanıdığını sanan kişilerde olmaktadır.
MANTARLA İLGİLİ YANLIŞ İNANIŞLAR
Yetkililer, halk arasında, Zehirli mantarlar çok çekici görüntüde olur , Belirli bölgelerde yetişen mantarlar zehirlidir , Zehirli mantar gümüş kaşıkla kaynatılırsa kaşık kararır, sirkeli, tuzlu suda kaynatmak mantarın zehri ortadan kaldırır, pişirilen mantarın zehiri kaybolur , Mantar yoğurt ile yenirse zehirlemez , Çayırda yetişen mantar zehirlemez, koparılınca mantarın rengi değişmezse zehirsizdir veya Salyangozlar zehirli mantarı yemez yönünde yanlış inanışlar olduğunu belirterek, tüm bu düşüncelerin hiçbir bilimsel değerinin olmadığını vurguladı. Doğada yetişen mantarların zehirli veya zehirsiz olduğunu anlamanın analizler yapılmadan, direkt bakarak mümkün olmadığını anlatan yetkililer, bu kapsamda vatandaşların doğadan topladıkları mantarları yememeleri, semt pazarlarında satılan bu tarz mantarları tercih etmemeleri gerektiğini bildirdi.
ZEHİRLENME BELİRTİLERİ
Yetkililer, mantar zehirlenmelerinin, içerdikleri toksinlerin tipine göre değişiklik gösterdiğine değinerek, şunları kaydetti: Etkisi erken ortaya çıkan zehirlenme tiplerinde genellikle etkilenen beyin, omurilik sistemi ve vücudun stabil iç organ dengesini sağlayan otonomik sinir sistemidir. Bu grup zehirlenmelerin tedavileri nispeten kolaydır, genellikle panzehirleri bilinmekte ve uygulanmaktadır, ölümle sonuçlanma ihtimali daha düşüktür. İkinci grup ise etkisi daha geç ortaya çıkan ancak çok ciddi seyreden, içerdiği toksinlerle hücre harabiyeti yaparak zehirlenme ortaya çıkaran ve başlıca gyromitra ve phalloides grubu mantarlarla ortaya çıkan zehirlenmelerdir. Bu tip zehirlenmeler çoğu kere başlangıçta birkaç gün süren sessiz bir dönem ya da belli belirsiz ishal belirtilerini takiben çok ağır bir klinik tabloyla, böbrek ve karaciğer yetmezliği sonucunda yüzde 60-90 oranında ölümle sonuçlanmaktadır. Asıl korkulması gereken ve pratikte sıklıkla rastladığımız zehirlenmeler bu gruptadır. Bu zehirlenmelerde genellikle 6-12 saat süren bir sessiz dönemi takiben baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, sulu bazen kanlı ishal, tansiyon düşüklüğü ve kas ağrıları ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde bazen belirtiler hafif geçmekte ve kendiliğinden geçici olarak iyileşebilmektedir. Bu yalancı iyileşme hastaları çoğu kere kandırarak doktora gitmesini engellemektedir. 1-2 gün sürebilen bu iyilik halinin ardından çok ciddi karaciğer ve böbrek yetmezliği belirtileri, sarılık, idrarın aniden kesilmesi, şuur kaybı, şok belirtileri, karaciğer ya da üre koması ile ölüm olmaktadır. Ülkemizde görülen ve ölümle sonuçlanan mantar zehirlenmelerinin büyük bir çoğunluğunu bu grup zehirlenmeler oluşturmaktadır. Halkın zehirli mantarlar ve mantar zehirlenmeleri konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Her ne olursa olsun, kültür mantarları dışındaki mantarlar tüketilmemeli, kültür mantarlarının da mutlaka hijyenik koşullarda üretildiğinden emin olunmalıdır. Muş Ovası Gazetesi