Muş Kadın Derneği (MUKADDER)’in daveti üzerine Muş’ta bulunan ve çeşitli etkinlikler düzenleyen, şair yazar Doç. Dr. Nedime Köşgeroğlu, Halk Eğitim Merkezinde düzenlediği, “Yaşama Anlam Katmak” adlı paneli büyük ilgi gördü. Slayt eşliğinde sunulan paneli izlemeye, yurt dışından Muş’a ziyarette bulunan, yabancı uyruklu kişiler de katıldılar. Panel, yabancı uyruklular için İngilizce olarak aktarıldı. Panelin açılışını, Muş Kadın Derneği üyelerinden Elif Çetinbaş yaptı. Panelde: “Yaşama anlam katmak.
Yaşam, insanların kendi içinde ve çevresinde mevcut nesnelerle etkin ilişki kurma süreci olup diyalektiğin yani karşıtların birliğinden oluşan bir bütündür. İnsan alışkanlık için değil yaşamayı sectiği için yaşar. Çünkü yaşamın karşısında ölüm vardır ve İNSAN bilinçli olarak ölümü seçmediği sürece yaşamı seçmiş demektir Ve yaşam anlamlıdır.
Yaşam ve Anlam: İnsanın yaşamı tam anlamıyla seçmesi demek; Yaşamın saçma,
Dünyanın haksız, Tanrının sağır olabileceğini koşulsuz ve gönüllü kabul etmiş olması demektir. Mutluluk, dünyayı, ondan hiçbir şey beklemeden sevmek demektir
Ancak, bugünün insanı için yaşam, mutlak bir ideolojiye dayandırıldığından insan için tek davranış bicimi, mevcut ideolojinin yarattığı düzene boyun eğmesini zorunlu kılar. Bir insanın sorgusuz ve koşulsuz boyun eğmesi demekse, onun ölü olması demektir.
Günümüz insanı için yaşam, standartlaştırılmıştır. Oysa yalnızca ölülerin standardı vardır. Yaşamın evcilleştirilip yapaylaştırılmasıyla insana ve dolayısıyla da yaşama bu doğrultuda biçim verilir. insana Hep iyi olmak zorunluluğu getirilmiştir; Bu insanı köleleştiririr. Çünkü, yaşam içinde iyi, kötü üzerinden, kötü de iyi üzerinden denetlenir.
Buda diyalektiğin tam karşılığıdır. Bugünün insanı için yaşam, insanın özünde kendi bireysel yaratıcılığını engelleyen; Katı gelenekler Mükemmel olma isteğinde aşırılık
dinlerin kötü yanlış yorumlanmasından kaynaklanan sıkıştırmışlık. Aşırı bencillik ve hoşgörüsüzlük. Farklılıklara karşı önyargı ve değişime direnç gibi akılcılık kıskacına takılan duyguları yok sayan, insanın eşsiz ve biricikliğine karşı bir tutum süregelmektedir. Bu tutumun karşına koyacak tek dayanağımız ise; güzel düşüncedir.
İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özellik gelişmiş bir sinir sistemine sahip olmasıdır. Bu gelişmenin geçmişi 1.5 milyar yıllık bir evrim sürecine dayanır. Bilinçli insan Denildiğinde; Sorgulayan,araştıran. Olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurabilen,
Hataları zengin deneyimlere dönüştürebilen, sürekli öğrenen, gelişen, değişen, değiştirme gücünü fark eden, üreten, ürettiklerini paylaşan ve böylece geleneklerin, önyargıların hiçliğinden kurtulabilen, sevgi üreten, sevgiyi çoğaltan, öfkesine yenik düşmeyen
Dilini, yüreğini,beynini aynı yöne yönlendirebilen, insanları sevgiyle yaklaşan,
Kısaca insanın özüne dokunabilen ve yaşama anlam katan birey olmak demektir.
Kendini tanıma süreci: önce İnsan olabilmek. İnsanın özellikleri nelerdir. İnsan biyolojik, ruhsal ve toplumsal yönleri olan bir varlıktır. İnsan biyolojik yönden bir organizmadır.
En küçük moleküllerden sistemlere kadar değişik yapıları vardır. İnsan psikolojik yönden bir bireydir.Yani bir ego’su ve kendine özgü bir kişilik yapısı vardır. İnsan toplumun üyesi ve yapı taşıdır. İnsan öfke ve saldırganlıkla başaçıkabildiği sürece insanlaşır. Yaşama anlam katmak isteyen herkes önce kendini tanımalı ve öfkesini kontrol edebilmeyi öğrenmelidir”
Muş Ovası Gazetesi