Eğitim Sen, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününü çeşitli etkinliklerle kutluyor. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada: “Ülkemizde eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenler 5 Ekim’i, her yıl diğer ülkelerdeki meslektaşlarına kıyasla daha mutsuz, daha kötü çalışma ve yaşam koşullarında karşılamaktadır. Çünkü Türkiye’deki öğretmenler, diğer OECD ülkeleri ile kıyaslandığında toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları açısından oldukça geri durumdadır. OECD’nin geçtiğimiz ay açıkladığı Bir Bakışta Eğitim Raporu 2011’e göre Türkiye’de çalışan öğretmenler, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha fazla çalışmaktadır. Ülkelere Göre Öğretmenlerin toplam Zorunlu Çalışma Saatleri (Yıllık) Yıllık Çalışma Saatleri İskoçya 1365, İspanya 1425, Portekiz 1464, Çek Cumhuriyeti 1664, Hollanda 1659, Danimarka 1680, Almanya 1775, Şili 1760, İsveç 1767, Türkiye 1808, OECD ort. 1663. Geçtiğimiz yıllarda Milli Eğitim Bakanları, Eğitim Sen’in her yıl 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü raporlarında belirttiği çalışma saatlerinin gerçeği yansıtmadığını belirtmiş, hatta Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik’in “öğretmenler iki gün çalışıyor, üç gün okey oynuyor!” diyerek tüm eğitim emekçilerinin harcadığı emeği aşağılamıştır. Oysa OECD’nin öğretmenlerin çalışma saatlerini hesaplamasında ders saati ile toplam çalışma saati kavramları arasında doğal olarak önemli farklar bulunmaktadır. Ders saati, bir öğretmenin yıl boyunca girdiği toplam dersin saatini ifade ederken, çalışma saati kavramı bir yıl boyunca girilen toplam dersin süresine velilerle görüşme, sınavlar için hazırlık yapılması, ders hazırlığı, sınav kâğıtlarının hazırlanması ve okunması, öğrencilere danışmanlık, okulla ilgili genel görevler ve personel toplantısı gibi faaliyetlerin de eklenmesiyle hesaplanmaktadır. Türkiye’de öğretmenler sadece derslere girmemekte, bunun yanı sıra, özellikle son yıllarda yaygınlaşan Toplam Kalite Yönetimi, İlköğretim Kurumları Standartları vb uygulamalarla ders dışı zamanlarda da yoğun bir mesai harcamaktadır. Tüm bu unsurları göz önüne alarak baktığımızda, Türkiye’de öğretmenlerin iş yükünün son derece ağır, harcadıkları emeğin karşısında aldıkları ücretin ise diğer OECD ülkelerine göre oldukça az olduğu görülmektedir. Türkiye’de Öğretmen Başına Düşen Öğrenci Sayısı Fazla, Sınıflar Kalabalık OECD ülkeleri içinde okul türüne göre öğretmen başına düşen öğrenci sayısına baktığımızda Türkiye yine son sıralarda yer almaktadır. OECD ülkeleri ortalamasına göre bakıldığında okul öncesi eğitimde öğretmen başına 14, ilköğretimde 16, ortaöğretimde ise 13 öğrenci düşerken; Türkiye’de okul öncesinde öğretmen başına 27, ilköğretimde 23 ve ortaöğretimde 17 öğrenci düşmektedir” denildi.
İLKÖĞRETİMDE ÜLKELERE GÖRE SINIF MEVCUTLARI ORTALAMASI (DEVLET OKULLARI)
Yapılan açıklamada: “Ülkeler Ortalama sınıf mevcudu (ilköğretim) Almanya 22, İspanya 20, Estonya 18, Rusya 16, Danimarka 20, Slovenya 19, Yunanistan 17, Portekiz 20, Çek Cumhuriyeti 20, Türkiye 26, OECD Ort. 21. Yukarıdaki tabloda ilköğretimde ülkelere göre sınıf mevcutlarının ortalaması gösterilmektedir. Türkiye bu noktada da en yüksek sınıf mevcutlarına sahip ülkeler arasındadır. Buna göre Türkiye’de ilköğretimde sınıf mevcutları ortalama 26 olarak verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi istatistiklerine bakıldığında gerçek ortalamanın bundan çok daha yüksek olduğu görülebilmektedir. Buna rağmen Tabloda belirtilen 26 kişilik ortalama sınıf mevcudu bile, OECD ortalamasının üzerindedir. Sonuç Türkiye’de eğitim emekçileri diğer OECD üyesi ülkelerdeki eğitim emekçilerine göre daha fazla çalışmakta ve daha çok öğrencinin sorumluluğunu üstlenmek zorundadır. Sonuç olarak eğitim sistemimizin içinde bulunduğu durumun öğretmenlerimiz üzerindeki etkilerini kısaca özetlemek gerekirse: Öğretmenlik mesleğinin standartları düşürülmüş, nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları terk edilmiştir.Öğretmenler, sık sık değişen eğitim politikalarının ve siyasi iktidarın tasarruflarının mağduru olmuştur; Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır; Öğretmenlerin bugünkü kazançlarıyla kendilerini yetiştirmeleri ve geliştirmeleri mümkün değildir; Eğitim emekçilerinin yarısının evi ve arabası bulunmamaktadır; Öğretmenler geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır; Öğretmenler geleceğe ümitle bakamamaktadır; Öğretmenler kayırmacılık, haksız görevlendirmeler, dil ve iletişim sorunları yaşamaktadır” denildi Muş Ovası Gazetesi
Sungu’da Yolcu Bekleme Durakları Yenilendi
Ekim 4, 2024 2:15 PM