Tema Vakfı Muş Şubesi, Muş halkının çevresel sorunlar konusunda duyarlı olarak, bugünü ve geleceği tehdit eden sorunlara dikkat çekti. Tema Vakfı olarak, 16 yıldır süren doğayı koruma ve erozyonla mücadele faaliyetlerini devam ettirdiklerini söyleyen, Muş Tema Vakfı Şubesi Başkanı İhsan Aytemiş, faaliyetlerini gittikçe yaygınlaşan kamuoyu desteği ve organize bir eğitim çalışması ile birlikte sürdürmeyi hedeflediklerini ifade etti. İhsan Aydemiş; “Vakfın Muş temsilciliği ve gönüllüleri olarak, ilimizin ve insanımızın birçok alanda bugününü ve geleceğini tehdit eden birkaç çevresel sorunu dile getirmek istiyorum. Bizler Tema vakfı olarak hepimizin sorunları ve ortak duyarlılıkları olduğunu düşündüğümüz, söz konusu konulara ait öneri ve istemlerimizin göz ardı edilmemesini diliyoruz. Toprak Yoksa Ekmek Yok! Ülkemizde olduğu gibi ilimizde de tahrip olan ve gittikçe azalan bitki örtüsünden dolayı toprak erozyonu devam etmekte ve aynı hızla çölleşmektedir. Verimli topraklarımızın, tarım arazilerinin, meralarımızın amaç dışı kullanımının engellenmesi ve korunması için her türlü tedbirin alınması ve bu alanda projelerin geliştirilmesi şarttır. Su Yoksa Hayat Yok! Türkiye su fakiridir. Ancak ilimizde su kaynakları olduğu halde su varlığımız giderek azalmakta ve kirlenmektedir. Türkiye’nin acilen “Su Çerçeve Yasası” çıkartılmalıdır. Su havzalarımızın planlaması yapılmalı, köyde ve kentte su tasarruflu kullanılmalı ve kullanılan sular arıtımla geri kazanılmalıdır. Topraklarımızın yönetimini sağlayan Toprak-Su Genel Müdürlüğü yeniden teşkil edilmelidir. Muş ovasında tarımsal alanların sulanmasını sağlayan Özel idare küçük-su tesisleri ve DSİ tarafından yapıldıktan yıllar sonra Sulama Birliklerine devredilen diğer sulama tesisleri işlevini yitirmiş durumdadır. Mevcut sulama tesislerinin onarılması ve havza ıslahını sağlayan çeşitli sulama göletlerinin tesis edilerek sulama alanlarının ilimiz tarımsal üretimine kazandırılması gerekmektedir. Ayrıca uzmanlar tarafından vahşi sulama tekniklerinden biri olarak kabul edilen salma sulama yerine toprağın daha iyi korunmasını sağlayan yağmurlama ve damlama sulama teknikleri yaygınlaştırılarak hatalı sulama önlenmelidir” dedi.
BEREKETLİ TOPRAKLARDA DOĞRU TARIM
Çevresel sorunlarla ilgili konuşmasına devam eden İhsan Aytemiş; “Bereketli Topraklarda Doğru Tarım! Toprak varlığımızın erozyona uğraması ve su kaynaklarımızın azalması ile birlikte gıda güvenliğimiz tehlike altındadır. Gıda güvenliğimizin sağlanması için toprak ve su koruma yöntemlerine ek olarak Tohumculuk Kanunu’nda çiftçimizin aleyhine olan hükümler düzeltilmeli, Biyo güvenlik Yasası çıkarılmalıdır. Birçok konuda bilgiden yoksun olan çiftçilerimiz, özellikle uygulamalı eğitim faaliyetlerine tabi tutularak eğitilmelidir.Türkiye’nin 3.Büyük ovası olan Muş Ovasında geçen Murat ve Karasu nehri doğru değerlendirir,Alparslan I ve Alparslan II Barajlarının ivedilikle hayata geçirilmesi ve diğer onlarca akarsuların üzerinde göletler yapılması, taban su seviyesi düşürmek için drenaj çalışmaları gerçekleştirilmesi ile Muş Ovası tamamen sulanabilir tarımsal arazi olur.Bu durumda Muş’ta sadece tarımsal işlemlerde ve hizmetlerinde binlerce kişinin istihdamı gerçekleşir.Belki bölgenin hatta Türkiye’nin tahıl deposu olur. Doğal Varlıklarımız, Ormanlarımız! Ormanlarımız her gün fütursuzca kesilmekte gerek kışın sobalarda ve gerekse taş fırın ekmek fabrikalarında tonlarca odun olarak yakılmaktadır. Doğal varlıklarımız ve ormanlarımız korunmalı, başta Orman Köylerine yönelik Kırsal Kalkınma Programı kapsamında bölgemizde yaygın keçi ırkları yerine orman dostu keçi ırkları veya koyun edindirme, süt sığırı,arıcılık, bitkisel yemler, kömür desteği ve istihdam gibi projeler gerçekleştirilmeli ve kontrol mekanizması oluşturulmalıdır.Orman, Maden ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunları’na dayanılarak yasal kılıflar altında tahribat yapılmasına göz yumulmamalıdır. Meraların Doğru Kullanılması! Meraların doğru ve verimli olarak kullanılması için bu konuda köylüye ve çiftçiye eğitim verilmeli ve mera ıslah projeleri hızla gerçekleştirilerek yem bitkileri gibi toprağı koruma özelliği olan bitkilerin yaygınlaştırılması desteklenmelidir. Erozyonu nleme ve tarımsal üretimde verimi artırma adına çalışma programları yapılmalıdır. Ayrıca büyük önem arz eden Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu çerçevesinde bütün Türkiye’nin arazi kullanım planlaması yapılmalı ve bütün üst planlar arazi kullanım planlaması üzerine inşa edilmelidir” dedi.
Muş Ovası Gazetesi