İlkbahar mevsiminde dağlardan akan suların, ovadan geçen Murat ile Karasu nehirlerinin yanı sıra Çar Çayı, Arak Çayı, Abdulbahar Deresi ve Soğruman Deresi’nin yataklarının zarar görmesine neden oluyor.
Türkiye’nin 3. büyük ovası olan, 84 bin hektarlık Muş Ovası’nda, erozyon sebebiyle tarıma dayalı arazilerin yok olduğu bildirildi.
Ormanların bilinçsiz tahrip edilmesi ve akarsu kenarlarının ağaçlandırılmaması sebebiyle gün geçtikçe çoraklaşan Muş Ovası’nda tarım arazileri büyük ölçüde heba oluyor. İlkbahar mevsiminde dağlardan akan suların, ovadan geçen Murat ile Karasu nehirlerinin yanı sıra Çar Çayı, Arak Çayı, Abdulbahar Deresi ve Soğruman Deresi’nin yataklarını her geçen gün genişletmesi ile tarım arazilerinin büyük zarar gördüğü vurgulandı.
Tarım uzmanları konu ile ilgili yaptığı açıklamada tarım arazilerinin önemsenmesi gerektiğini vurgulayarak, “1980’li yıllarda Muş genelinde 120 bin hektar ormanlık alan bulunurken, günümüzde bu rakam 76 bin hektara düşmüştür. Tarım alanlarının yok olmasının sebebi ise, ormanlık alanların az olması nedeni ile ilkbahar mevsiminde kar suları ile birlikte yüksek kesimlerden gelen taş ve toprak yığınlarının dere yataklarını taşırmasıdır. Dere yatakları her geçen gün genişlerken, bu durum karşısında tarıma dayalı araziler yok olmakla karşı karşıyadır” diye konuştular. Uzmanlar, vatandaşların bu konuda bilinçlendirilmesi ve Muş Ovası içerisinden geçen dere kenarlarının ağaçlandırılması gerektiğini söyledi.
Aytemiş, erozyon ile birlikte toprak kayıplarının yaşandığını belirterek, “Muş, toprak kaybında meşe ormanlarına rağmen en çok paya sahiptir. Son yıllarda Türkiye genelinde resmi kayıtlarda ortalama erozyon oranı yüzde 20 iken, Muş’ta yüzde 27.6; şiddetli erozyon Türkiye genelinde yüzde 36.4 iken Muş’ta yüzde 20.7, çok şiddetli erozyon Türkiye genelinde yüzde 7 iken Muş ‘ta yüzde 21.9 olarak gerçekleşmiştir. Genel toplamdaysa Türkiye genelinde erozyon oranı yüzde 73.4 iken Muş’ta ise yüzde 70.2’dir. Düşünün ilkbaharda havaların birden ısınması ve yağmurların yağması sonucu eriyen kar yığınları, ormanların yok edilmesiyle çıplak kalan dağlarda tepelerde ve yamaçlarda erozyon, heyelan ve doğa afetleri meydana gelmesine sebebiyet verdiği gibi hayatı da tehdit etmektedir. Bolluğun, bereketin kaynağı olan Karasu ve Murat Nehri sahipsiz kalan Muş Ovası’na, insanına bolluk ve bereketi yerine musibet ve felaket getirebilir” dedi.
Konu ile ilgili olarak açıklama yapan TEMA Muş İl Temsilcisi İhsan Aytemiş, Muş’un her geçen gün çoraklaştığını kaydetti. Geven bitkisi gibi erozyonu önleyici bitkilerin hayvan yemi diye köylüler tarafından kesilmesinin erozyon, sel, seylap, heyelan gibi büyük felaketleri beraberinde getirdiğini kaydeden Aytemiş, “Muş’ta ormanlar ve doğa varlığı her geçen gün yok oluyor” dedi. Muş’un her geçen gün çoraklaştığını anlatan Aytemiş, “Karasu ve Murat nehirleriyle diğer çayların ve derelerin yakınındaki binlerce dekarlık tarım arazisi tamamen yok edilmiştir. Tabi bu sebepledir ki beraberinde bölge insanı ekonomik, eğitim, sağlık ve diğer birçok alanlarda geri kalmıştır. Muş halkının sağlıklı yaşaması, eğitim alanında gelişmesi, orman ve diğer doğa varlıklarına sahip çıkmaları ekonomi alanında gelişmeye ve büyümeye bağlıdır” dedi.
Muşun Sesi Gazetesi