Önceki yıllar da olduğu gibi, bu yılda öğretmenler için sahte övgüler dizilecek, boş vaatler verilip, heyecanlı nutuklar atılacak. Oysa Türkiye nin öğretmenleri, onlarla birlikte çalışan tüm eğitim ve bilim emekçileri, sadece yılda bir gün hatırlanmayı değil, yaşadıkları sorunlarına sağlıklı ve gerçekçi çözümler üretilmesini bekliyor” denildi.
KESK’e Bağlı Eğitim- Sen üyeleri dün Muş Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında; Eğitim ve Bilim Emekçilerinin Talepleri Karşılanmalı, Yoksullaşması Önlenmelidir. 24 Kasım Pazartesi günü yeni bir Öğretmenler Günü” kutlanacak. Önceki yıllar da olduğu gibi. Bu yılda öğretmenler için sahte övgüler dizilecek, boş vaatler verilip, heyecanlı nutuklar atılacak. Oysa Türkiye nin öğretmenleri, onlarla birlikte çalışan tüm eğitim ve bilim emekçileri. Sadece yılda bir gün hatırlanmayı değil, yaşadıkları sorunlarına sağlıklı ve gerçekçi çözümler üretilmesini bekliyor. Bugüne kadar hiçbir öğretmenler gününde. Öğretmenlerin gerçek sorunları tartışılmamış. Yüz binlerce eğitim emekçisinin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözme yönünde herhangi adım atılmamıştır. Yıllardır sadece yılın belli dönemlerinde “öğretmenliğin kutsallığından “onurlu bir meslek olduğundan” söz edilmiştir. 24 Kasım ın, Atatürk ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliğini” kabul ettiği gün olması açısından tarihsel bir gerçekliği ve önemi bulunmaktadır. Ancak, “24 Kasım Öğretmenler Günü”nün 12 Eylül döneminin bir ürünü, 12 Eylül zihniyetinin nasıl bir öğretmen istediğinin simgeleştiği bir gün olduğu da unutulmamalıdır. 12 Eylül döneminde binlerce öğretmenin gözaltına alındığı, işkence gördüğü, sürgün ve görevden uzaklaştırma cezalarıyla karşı karşıya kaldığı ve o dönemdeki örgütümüz TÖB-DER in kapatıldığı bilinmektedir. Öğretmenler, yaptıkları işin doğası gereği kendilerini çok yönlü olarak yetiştirmek durumundadır. Ancak Türkiye de öğretmenlerin, eğitim ve bilim emekçilerinin özellikle ekonomik bakımdan yeterli desteği bulamadıkları bilinmektedir. Türkiye de yıllardır öğretmenler ve akademisyenler yoksulluk, memur, hizmetli ve idari personel ise açlık sınırının altında maaş almaktadır. Türkiye nin dört bir yanında, yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen fedakârca çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim emekçileri, yıllardır insanca yaşayabilecekleri bir yaşam standardı “oluşturmanın mücadelesini vermektedir. “İnsanca bir yaşam” talebimize karşın hükümet, Türkiye nin gelecek kuşaklarını yetiştiren eğitim ve bilim emekçilerini yoksulluğa, sefalete ve açlığa mahkûm etmektedir. Tüm toplumsal kesimler gibi, yüz binlerce eğitim ve bilim emekçi si de, peş peşe gelen zamlar sonrasında ekonomik olarak ciddi bir darboğaza girmiştir. Hükümetin 2009 yılı için belirlediği %4 + %4,5 oranlarındaki “memur zammı” şimdiden buhar olup uçmuştur. Türkiye de eğitim ve bilim emekçileri yıllardır, ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar ile yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Ekonomik, özlük ve demokratik sorunlarımız her yıl birikerek büyümektedir. Ekonomik açıdan zaten büyük güçlüklerle yaşamımızı sürdürürken, son dönemde temel tüketim maddelerine art arda gelen zamlarla birlikte geçinmemiz neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bugün öğretmenlerimizin en az üçte ikisinin ek iş yapmak zorunda bırakılmış olması Türkiye için utanç verici bir durumdur. Bugün tüm dünyayı etkileyen kriz ortamında içinde bulunduğumuz tablo, geleceğimiz açısından hiç de iç açıcı işaretler vermemektedir. Bugün açık olarak görülmektedir ki, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin haklarını savunmak, aynı zamanda nitelikli, kamusal eğitim hakkını savunmak anlamına gelmektedir. Bugün, bizim için sadece öğretmenlerin değil, kötü ve sağlıksız koşullarda çalışan, hakları gasp edilen, sürgünler e ve soruşturmalara maruz kalan, güvencesiz istihdam edildiği için eğitime erişemeyen milyonlarca çocuk ve gencimizin ve onların ailelerinin de taleplerini seslendirme Ve haklarınıza bir kez daha sahip çıkma günüdür. Bugün bizim için sadece “kutlanan” değil, nitelikli öğretmen olmadan nitelikli eğitim hakkının olmayacağını haykırma günüdür. Eğitim ve bilim emekçileri, taleplerini daha gür haykırmak ve yaşadığı sorunlara boyun eğmeyeceğini göstermek için 24 Kasım da Milli Eğitim Bakanlığı önünde olacak, 29 Kasım da Ankara da yapılacak olan “Zamlara, İşsizliğe ve Yoksulluğa Hayır!” mitingine tüm Türkiye den kitlesel olarak katılacak ve taleplerimizi görmezden gelenlere sesini en güçlü şekilde duyuracaktır” denildi.
Muş Ovası Gazetesi