Konu ile ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında konuşan İhsan Aytemiş, “TEMA Vakfı bilindiği üzere 15 yıldır doğal ortamı koruma ve erozyonla mücadele çalışmalarını büyük bir duyarlılıkla sürdürmektedir. Vakfın başlıca amacı geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza güzel bir doğa ve yaşanılabilir bir çevre bırakmaktır. Bu hedefe ulaşmak için gerek eğitim faaliyetleri, gerekse diğer bilinçlendirme faaliyetleriyle doğal ortamı koruma bilincini vatandaşlarımıza kazandırmak için durmadan çalışmalarına devam etmektedir. İlimizin vizyonunu oluşturacak bu hedeflerin, yani doğal ortamı bozmadan ve en önemlisi koruyarak, güzelleştirerek gelecek nesillere emanet etmenin en önemli yolu, bu ortak değeri her gün paylaşan bizlerin bu soruna mutlak manada sahip çıkmasıyla mümkün olabilecektir. Yoksa salt bir grubun çalışmalarıyla kilometrelerce alanı ihtiva eden bu eşsiz doğayı korumaya yeltenmek boş sözden ibaret olur. Evet, bu sorunun çözümü bu değerlerin bize ait olduğunu kavramaktan geçer. Nasıl ki evimizi, bahçemizi, arabamızı kendimizin malı olarak bilip gözümüz gibi koruyup güzelleştiriyorsak, aynı sahip olma bilinci ile olaya yaklaşmalı, saymakla bitiremeyeceğimiz değerlere sahip olan doğamızı gözümüz gibi koruyup, güzelleşmesi için imkânlarımızı kullanmalı ve her şeyden önemlisi duyarlılığımızı ortaya koyarak gerektiğinde el birliği ile değerlerimize sahip çıkmalıyız. Erozyona,toprak, su ve doğal ortamın yok olmasına sebep olan çarpık kentleşme ve yanlış yerlerde yapılaşmaya gidilmesi şüphesiz ki küresel iklim değişikliklerin en önemli etkenlerindendir. Bu nedenle de gerek devlet ve gerekse vatandaş tarafından yapılacak olan binaların, yapıların Kentsel Dönüşüm Projesi Kapsamında veya diğer Kentsel Projeler ile Muş ilimizin güney doğu ve güneybatısında olan dağların eteklerine doğru tarımsal arazinin hemen hemen olmadığı alanlarda imara açılması ile doğal ortamı bozmadan başta üniversite kampusu, toplu konutlar, hastaneler, siteler ve diğer kamu binaları planlı olarak yapılırsa modern bir kentin meydana gelebileceği bilinen bir gerçektir. Eğer yaşam kaynağımız olan doğamızı, güzelim ovamızı,doğal su kaynaklarımızı, tarımsal arazilerimizi,yararlı meralarımızı, ormanlarımızı ve doğal varlıklarımızı korumak ve çocuklarımızın geleceğini kazanmak istiyorsak hiçbir şekilde ovada yani tarımsal arazide ve yararlı olan merada yapıların yapılmasına izin verilmemelidir. Bu kapsamda TEMA Muş Temsilciliği olarak bize düşen görev yeniden sahip olma bilinci konusunda, gerekli bilimsel çalışma süreci takip edilerek, halkımızı duyarlı hale getirmek için lokomotif görevini üslenmektir” şeklinde konuştu.
Şark Telgraf Gazetesi