Skip to main content

Muş’u huzur kenti olarak tanımlayan bir vali

Muş Haber Fotoğrafı

Muş’ta ki görev süresinin 17’nci ayını dolduran Vali Seddar Yavuz ile Muş’a atandığını öğrendiği andaki düşündüklerinden tutun, Muş’ta göreve başladıktan sonra yaptığı çalışmalara ve gelecekte nasıl bir Muş görüleceğine varıncaya kadar çok önemli konuları konuştuk.

İlk göreve başladığı günden bugüne kadar huzur ve güven ortamına büyük önem veren Vali Seddar Yavuz’un ekonomik alanda gelişen ve büyüyen bir Muş için başlattığı çalışmaların ardından kendisi ile bir söyleşi yapma talebimizi geri çevirmeyerek Muş’u ve Muşluları ilgilendiren bir çok konuda samimi açıklamalarda bulundu.

İşte bu çok özel ve Muş için çok önemli açıklamaların yer aldığı söyleşimizi siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

BİZE SEDDAR YAVUZ’U TARİF EDİN DERSEK NELER SÖYLERSİNİZ?

Bu soruyu cevaplamak zor ama ben hep şunu söylüyorum. Ben hayatımda bir paradigma listesi yaptım yıllar önce. Bu listenin en üstünde ömrümü vatanıma, devletime ve milletime vakfetmeye karar verdim. Belki beni tarif eden en önemli şey budur. Ne ben varım, benim ailem var, ne benim çocuğum var, söz konusu eğer devletim ve milletim ise. Bunu yapmaya hakikaten gayret ettim. Tabi başarıp başaramadığım kamuoyunun takdiridir. Buna bir şey söyleyemeyiz. Ama millet ve insan sevgisi ile hayatıma yön verdiğimi düşünüyorum. O sebeple kendimi adanmış olarak kabul ediyorum. Milletine ömrünü vakfetmiş biri olarak görüyorum kendimi. Böyle bir adamın eşine, çocuğuna ve kendisine çok fazla vakit ayırdığını söylemek zor. Ben böyle mutlu olduğum için ailemde buna alıştı. Çocuklarım ve eşim bu konuda çok anlayışlı bana karşı. Gerçekten benimle yaşamak ve benim çocuğum olmak zor. 17 ayda sadece dört gün izin kullanmış biri olarak bunu söylüyorum. Ama bunlara rağmen çocuklarımın iyi yetişmelerine özen gösterdim. Çocuklarımın kamu ve kul hakkına riayet etmeleri yönünde yetiştirdim. Çocuklarımın yetiştikleri sistem tamamen kul ve kamu hakkına riayet etmeleri üzerinedir. Dünyaya baktığınızda iz bırakmış bütün insanların hayatları fedakarlıklarla doludur.

MUŞ’A İLK ATANDIĞINIZ ZAMAN Kİ DÜŞÜNCELERİNİZLE, MUŞ’TA GEÇEN 17 AYLIK GÖREV SÜRESİNDEKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ KIYASLARSAK BİR FARK OLUŞUR MU?

Malum olduğu üzere 7 Haziran seçimleri, ardından Varto’da meydana gelen hendek olayları ve şiddet sarmalı, özellikle PKK terör örgütünün ülkemize yönelttiği alçak saldırılar, akabinde bir siyasi partinin hükümet kuramaması sebebiyle bu ortamdan istifade etmek isteyen terör örgütü, yoğun bir saldırı başlattı. Tamda bu ortamda, belki de bir kan değişikliği yaparak Muş’ta yeni bir vali ile devam etme noktasında devletimizin bir kararı oldu. Bizim ilk geldiğimiz zamanlar içerisinde öncellikle Muş ismi beni heyecanlandırdı. Tarihimizin belki en önemli dönüm noktalarından bir tanesini teşkil ediyor Muş. Bu yönü ile her defasında Muş denildiğinde Malazgirt, Yemen Türküsü ve Sultan Alparslan aklıma geliyor. Dolayısı ile Muş’a atandığımda hep olumlu düşüncelerim oluştu. Göreve başladıktan sonraki halkın sinmişliğini, korkutulmuşluğunu, hatta çaresizliğini gördüğümde de bu durumu çok kısa sürede giderilmesi düşüncesi oluştu. Ayrıca şehrin bir fotoğrafını çektim. Hizmetler ne noktada, güvenlik ne noktada, halkın kendisine güvenini nasıl yeniden getirilebilir, bir daha nasıl insanlar kendilerini ifade edebilir korkmadan. Bu konularda uzunca kafa yordum. Daha sonra bunun için somut adımlar attık.

MUŞ’TA GÖREVE BAŞLADIĞINIZ SÜREÇTE Kİ İLK ÖNCELİĞİNİZ VE ŞİMDİKİ ÖNCELİKLERİNİZ NELERDİR?

Muş’ta göreve başladıktan sonra öncelikle Kulan operasyonunu gerçekleştirdik. Kulan kampını başlarına geçirdik. Bununla birlikte halkta bir değişme olduğunu bende hissettim. İkinci olarak da Meşeiçi kamp bölgesini dağıttık. Tabi her şeyden önce sokakları daha güvenilir bir hale getirdik. Terör örgütü üyelerine karşı operasyonları hızla gerçekleştirdik. Aslında adım adım vatandaşın korkutulmuşluğu, sindirilmişliği, toplanan haraçlar dahil olmak üzere, vatandaşımız üzerinden atmış oldu. Devletin kudretini ve şefkatini, bir kombinasyon içerisinde sunacağı kanaati vatandaşımızda oluşmaya başladı. Tabi sadece bunlar değil, ildeki devlet kurumlarını da organize etme noktasında çalışmaya başladık. Başta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olmak üzere, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü olmak üzere devletin şefkat eli olan kurum ve kuruluşlara dokunmaya başladık. Bu noktada ciddi değişiklikler olmaya başladı.

Şehirde bir vizyon ortaya koymaya başladık

Dolayısıyla geldiğimiz noktada ilk tercih ettiğimiz güvenlikti, daha sonra güvenlikle birlikte kalkınma hamleleri bir araya gelmeye başladı. Şu anda Cazibe merkezleri noktasında yatırım ve destek paketlerini İstanbul, İzmir ve Uşak’ta konuşabiliyorsak, önümüzdeki günlerde Bursa’da, Gaziantep’te, Denizli de, Eskişehir de konuşabileceksek işte oluşturulan bu güven ortamının bu istikrarın sayesinde konuşuyoruz. Bir kıyas yapacak olursak; geldiğimiz günde korkan, sinen ve yarın ne olacağına dair endişesi olan bir şehirden, bugün artık bende varım diyen bir şehir ve halka doğru gidiyoruz. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Devletimizin kararlı politikalarını ilde en iyi şekilde uygulamaya çalışan bir Valilik olarak, yapılan çalışmalardan büyük bir memnuniyet duyuyorum açıkçası. Açıkçası insanların duasını almanın hazzını yaşıyorum. Şu an için artık biz Muş’ta güvenlik tedbirlerini almaya devam edeceğiz, bundan taviz vermeyiz asla, ama mutlak süratle kalkınma, iş, aş konularını gündemimizin önemli maddesi olarak koymuş durumdayız.

Her Muşluya bir teşekkür borcumuz var

Şu an için başlangıçtaki yaptığımız operasyonlar ve çalışmalar neticesinde şu anda kamu düzeni ve güvenliği sağlanmış durumda. Bu ortam sağlandıktan sonra bizim hem kamu hizmetlerinin standartlarını yükseltmek, hem kalkınma hamleleri, hem sanayileşme, hem istihdam hedefimiz oldu. Yani toplumu rehabilite edecek bir yaklaşım içerisine girmek gerekiyor. Dolayısı ile toplumun artık gündeminde sabah akşam güvenlik tartışmalarından çok iş ve istihdam, iş ve aş konuşulur hale geldi. O yüzden bu değişim aslında ciddi bir değişim. Bu vesile ile Muşlu kardeşlerime teşekkür etmek istiyorum. Yani Muşlu insanların benim arkamda saf tutması, gerçekten duaları ile benim yanımda bulunması, bana müthiş bir sevgi beslemeleri, güven duymaları fevkalade güzel bir hadise. Çünkü bunu her sokağa çıktığımda, her bir mahalle arasına girdiğimde net bir şekilde görüyorum. Bugün geldiğimiz noktada evet biz bir liderlik ettik ama bunda en büyük pay Muşlularındır. O yüzden Muş’ta yaşayan her bir insana bir teşekkür borcumuz var.

MUŞ’TA SANAYİLEŞMENİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN İSTANBUL, İZMİR VE UŞAK GEZİLERİ DÜZENLEYİP İŞ ADAMLARI İLE BİR ARAYA GELDİNİZ. BU TEMASLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ OLACAK MI?

Şehirlerin yatırımcıları çekebilmesi için tanıtılması gerekir. Şehirlerle ilgili olumlu bir kanaat oluşturmak gerekir. Bunun bir günden yarına olabilecek bir şey olduğunu bende biliyorum. Ama bizim Muş’a geldikten sonra sürekli Muş’un medyada olumlu yönde yer almasını istememizin temel nedeni zihinlerde Muş markasını parlatma ve öne çıkarma ihtiyacımızdan kaynaklı oluşudur. Çünkü bir şehirle ilgili olumlu kanaat oluşturmadan yatırımcıyı getirmek hiç kolay değil. O nedenle iki ayaklı bir stratejimiz var. Birincisi biz Muş’u ‘Huzur Kenti Muş’ olarak tanımlıyoruz. Bu tanımlama aslında boşuna bir tanımlama değil. İnsanların Muş’u zihinlerine huzurla getirmelerini istiyoruz. İkincisi tarihi ve kültürü, bizim mirasımızın en önemli mihenk taşı olarak Muş’u zihinlere getirmek istiyoruz.

50 milyon TL’lik yatırım müracaatı var

Hükümetimizin Cazibe Merkezleri Projesi Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yatırım ve destek işi. Bu pakete de hazırlıklı olmak istiyoruz. Dolayısı ile bir çok görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerden mutlak süratle sonuç alacağımızı düşünüyorum. Şu ana kadar 50 milyon TL ön başvuru almış durumdayız. 27 Şubat’a kadar da müracaatlar devam ediyor. Ege İhracatçılar birliğinin tekstil ihracatı 1.2 milyar dolar. Biz yaklaşık 700-800 milyon dolar ihracat yapan firmalarla görüştük. Onları buraya davet ettik. Muş’u detaylı bir şekilde anlatma fırsatı bulduk. Bu iş adamlarımızın yatırım yapmak için yer arayışı ve böyle bir düşüncenin kafalarında olduğunu gördük. Yine İstanbul da iş adamlarına Muş’u anlattık. Uşak’a gittik. Keşke oradaki atmosferi ve havayı bizzat yaşayarak görseydiniz. Bunu benim anlatmam çok doğru olmaz. Oradaki iş adamlarımızın heyetimize göstermiş oldukları ilgi, oradaki olağan üstü hava görülmeye değerdi. Buradan oradaki iş adamlarımıza da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

İki yılda 3 bin yeni istihdam hedefledik

Benim kafamdaki konu; en geç iki yıl içersinde 3 bin kişiye istihdam sağlayacak proje veya projeleri hayatı geçirmek. Bu çok hayalci bir yaklaşım değil. Şu an ilimiz sanayisinde toplam 3 bin kişi çalışıyor. Biz diyoruz ki bir 3 bin daha buna ilave edelim. Cumhuriyet tarihi boyunca tüm sanayileşmemizde 3 bin kişi istihdam etmişiz. Biz iki yıl içerisinde bu rakama 3 bin daha eklemek istiyoruz ve bunun çabasındayız. Nitekim tekstil kent projesini başlattık. 80 gün gibi bir sürede yapılaşmayı bitirdik.

Çağrı merkezinde 100 kişi iş başı yapıyor, yıl sonunda 500 kişi istihdam edilecek

Çağrı merkezini şükürler olsun kurduk. Çağrı merkezinde bu ay itibari ile 100 kişi istihdam ediliyor. Sessiz sedasız Muş’ta 100 tane eğitimli gencimize iş bulduk. Yıl sonunda çağrı merkezinde çalışan sayısı 500’ü bulacak. Bunun için çok mutluyum. Ama inanıyorum ki bu şehide yüz kişiye değil binlere iş bulacağız. Bunun için bu şehrin birlikte hareket etmeye, birbirini sevmeye ve kucaklamaya ihtiyacı var. Benim Muşlulardan beklentim şu; Muş’u ben tarif ederken, tipik bir orta Anadolu kenti olarak tarif ediyorum. Muş’un yaşayan kültürü, örfü, adeti, Kütahya, Afyon ne ise o dur. O sebeple iş adamlarına diyorum ki gelin Muş’a yatırım yapın. Nasıl Kütahya’ya gidip yatırım yapıyorsanız Muş’a da gelin yapın. Bu yaklaşım Uşak’ta çok ciddi bir karşılık buldu. Oradaki iş adamlarını birebir tanıyan ve dostluğu olan birisi olarak söylüyorum bunu.

Biz Muş’u beğenip sevmezsek, başkasından bunu bekleyemeyiz

Muşlu kardeşlerimizden Muş’u sevmelerini, Muş’u ne abartmalarını, ne küçük görmelerini, Muş ne ise aynen onu söylemelerini bekliyorum. Çünkü biz Muş’u beğenmezsek başkalarından beğenmesini bekleyemeyiz. O sebeple valiliğimiz liderliğinde sürdürülen bu kampanyaya, tanıtıma, kalkınma hamlesine önemli bir destek bekliyoruz. Zaten sayın vekilimiz önemli bir emek sarf ediyor. Belediye başkanlarımız hakeza bizimle beraber hareket ediyor. Siyaset kurumu da hakeza öyle. Buna eğer esnaflarımız,iş adamlarımız ve Muşlu kardeşlerimizde katılırsa, karşılaştığımız herkese Muş’un iyi bir yer olduğu kanaatimizi paylaşırsak, önemli sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Vatandaşımıza düşeninde bu kısmın olduğuna inanıyorum.

Muş’ta 4 bin kişiyi istihdam edecek yatırım müracaatı var

Allah’ın izni ile göreceğiz en kısa sürede fabrikaların büyüdüğünü. Tekstil kente şu ana kadar çok büyük müracaatlar var. Bu müracaatları değerlendiriyoruz. Tüm firmalara bakıyoruz. Minimum 500 kişi orada çalıştıracağız. Nisan veya Mayıs ayında inşallah 500 kişi orada çalışacak. Yani Muş’a bir değişiklik var. Bunu herkes bilsin. Ben sadece güvenliği sağlamak için gelmedim buraya. Ben sadece güvenlik konusunda uzmanlaşmış bir insanda değilim. Bu şehirde önemli bir ekonomik kalkınmayı ve değişim inşallah sağlayacağız. Şu anda çok iyi bir durumdayız. Tekstil merkezinde de 500 kişi istihdam edersek bin kişiyi şu anda garantilemiş durumdayız. Hedefimize kaldı 2 bin kişi. İşte cazibe merkezleri teşvik paketi kapsamında 4 bin kişi istihdamlı bir müracaat var şu anda. Daha nitelikli ve güçlü firmaların müracaatlarını Muş’a yaptırmanın savaşını veriyoruz. Bunu istiyoruz ki sanayileşme daha uzun nefesli olsun. Bu arada hemşerilerimiz bir araya gelsinler ortaklıklar kursunlar onlarda yatırım yapsınlar. Biz sadece yatırımcı getirmeye çalışmıyoruz. Bizim hemşerilerimizin de yatırım yapmalarını bekliyoruz.

MUŞ 10 YIL SONRA NE KADAR YOL ALACAK VE 10 YIL SONRA MUŞ’A GELECEK BİR VALİ SİZCE HANGİ YATRIMLARI KONUŞACAK, HANGİ PROJELERDEN SÖZ EDECEK?

Türkiye son 14 yılda sessiz ve büyük bir devrim gerçekleştirdi. Fakat insanlar bu devrimin içinde yaşadığı için çok net fark edemediler. Bu değişim ve dönüşüm öylesine hızlı oldu ki başımız döndü. Ufkumuz çok fazla değişti ve gelişti. Bugün artık insanımızın kafasında imkansız diye bir kavram kalmadı. Toplumda her şeyin gerçekleşebileceğine dair bir kanaat var. Evvelde bir hastane yapardın on yılda bitmezdi. Bir okul inşaatı dört yılda biterdi. Yıllara sari inşaatlar yapardık biz. Bir köprü yapmak öyle kolay mı? Dillere desten olurdu.

Türkiye 14 yılda çok iyi yönetildi

Türkiye son 14 yılda gerçekten çok iyi yönetildi ve Dünya ile entegre oldu. Ulusal menfaatlerimizi çok iyi takip ettik. Gelecek on yıl aslında Türkiye’nin de nerede olacağını belirleyecek. Öylesine büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirip, öylesine büyük başarılar elde ettik ki, bundan sonra küçük başarılar bizleri mutlu etmeyecek. Bu toplum daha büyük başarılar bekliyor. Bu noktada Türkiye’nin devlet sisteminin de revize edilmesi gerekiyor. Şu an söz konusu olan referandum, anayasa değişikliği işte gündemde. Türkiye 94 yılda 65 tane hükümet eskitmiş. Yani her hükümetin ömrü ortalama 14 ay olmuş. 14 ayda hangi hükümet büyük bir projeyi planlar ve hayata geçirebilir ki?Türkiye hızlı karar alan bir sisteme geçmek durumunda. Önümüzdeki süreçte eğer Türkiye sistem değişikliğini yapar, etkin ve hızlı karar alan ve iktidarların süresini uzatan bir hükümet biçimine geçebilirse, 14 aylık değil 5 yıllık bir hükümet biçimine geçebilirse eğer.

Bu yüzyıl bizim yüzyılımız

Eğer biz sistem değişikliğini yapabilirsek Türkiye küresel güç olma yolunda önemli bir adım atmış olacak. Bu nedenle Türkiye içe dönük değil, dışa dönük politikalar geliştirecek. İç sorunlarını değil, dış sorunlarını konuşacak. Zaten şu anda Türkiye üst gelir sınıfı ülkeler arasında. Yani gelecekte biz kişi başı milli geliri 25-30 bin dolar olan bir ülke konumuna geleceğiz. Güçlü bir Türkiye’nin özellikle Ortadoğu da, Balkanlar da, Kafkaslar da bir denge unsuru olabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine yürüyebilmesi bakımından bir küresel aktör Türkiye’nin doğuşuna şahitlik edeceğimizi düşünüyorum. Bu süreç belki bir hayli sancılı süreçleri bir arada taşıyacak, belki risklerimizi daha fazla arttıracak ve zaman zaman kaygılarda oluşturacak toplumda ama ben inanıyorum ki bu yüz yılda Türkiye yeni baştan 150 200 yıllık ara verdiği küresel güç, evrensel ve emperyal bir devlet olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyecek.

On yıl sonra işsizliğin kalmadığı bir Muş’ta; ürün deseni, yüksek teknoloji, sanayileşme ve istihdam konuşulacak

O yüzden Muş’ta on yıl sonraki valilerimizin gündeminde istihdam, hatta yüksek teknoloji yatırımları tartışılacak. Müthiş bir tarımsal potansiyeli tartışacağız on yıl sonra. Ürün desenini tartışacağız. Çünkü Muş ovası tamamen sulanıp tarıma kazandırılan bir hale gelecek. Dolayısı ile bu oluşan refah her alana yayılacak. İşsizliği tartışmayacağız on yıl sonra biz bu ülkede. İşsizlik Türkiye’de sorun olmaktan çıkacak, Muş’ta hayli hayli çıkacak. Sadece Muş özelinde konuşursak, işsizliğin kaybolduğu, ekonomik refahın arttığı ve insanların daha iyi yaşam ve daha iyi eğitim koşullarını elde edebilecekleri bir sürece doğru gideceğiz.

EĞİTİM VE SAĞLIK ALANINDA MUŞ NE DURUMDA?

Türkiye’de sağlık sektöründe ciddi bir devrim gerçekleştirildi. Bugün artık insanlar hastanede sabahın köründe sıra beklemek zorunda kalmıyor. Bilgisayarın başında istediği doktora randevu alıp o saatte gidip gerekli tedavisini olabiliyor. Fakir vatandaşımız ilacını herhangi bir ücret ödemeden alıyor. Şu anda il merkezinde modern bir devlet hastanemiz var. Eksikleri var ama kısa sürede giderilecek. Varto ve Bulanık ilçelerinde son derece modern hastaneler yaptık ve hizmet veriyor. Malazgirt ve Hasköy de hastane temelini ilkbaharda atacağız. Tüm bunlar fiziki olarak sağlık sektöründe sorunumuz olmayacağı anlamına geliyor. Hekim sayısı olarak bakacak olursanız 2002 yılı ile bugün kıyaslanmayacak kadar iyi bir durumdayız. Hekim başına düşen hasta sayısı neredeyse bin 200’lerde. Hastanelerdeki yatak sayısı bakımından da yine aynı durumdayız. Özellikle hastanelerimizde önemli ameliyatların yapılmasının yolunu açmaya çalışıyoruz. Laboratuar sistemlerini çok daha iyi duruma getiriyoruz. İnşallah hastanemizi açık kalp ameliyatı yapılır hale getireceğiz.

İkinci bir hastane olarak kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi kurmayı planlıyoruz

Sağlık alanındaki bu değişim ve dönüşümün her geçen gün daha da iyi bir noktaya geldiğini söylemek isterim. Yabancı ülkelerden bizim ülkemize tedavi olmak için hastaların gelmesi bunun en önemli kanıtlarından bir tanesi. Türkiye’de ki bu değişim ve dönüşüme paralel olarak Muş’ta da sağlık sektöründe önemli gelişmeler ve yenilikler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Yine ilimizde bir kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi yapma planlarımız var ve bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Bu hastanemize ilave bir hastane daha ilave etmeyi düşünüyoruz.

Eğitimde trendimiz yukarıya doğru

Eğitim sektörüne baktığınız zaman bizim 5 bin dersliğimiz var. Ortalama sınıf mevcuda oranladığınız zaman sınıf mevcutlarımız 26. Bu, fiziki mekan bakımından çok önemli sorunlarımızın olmadığı anlamına geliyor. Eğitim kalitesi bakımından nerede olduğumuzu sorarsak, her geçen gün iyiye doğru gittiğimizi görüyorum. Yapılan tüm sınavlarda sınav başarımız her geçen yıl yükseliyor. Yani trendimiz yukarıya doğru. Dolayısı ile eğitimde de iyi bir noktaya doğru gidiyoruz. Yeterli mi yeterli değil. Peki önümüzdeki engel ne? Önümüzde tarım toplumu olmanın getirdiği riskler var. Bu durum ister istemez kırsal kesimde bizim akademik başarımızı aşağıya çekiyor. Ama bunu aşabilmek için şu anda 17 bin çocuğumuzu yatılı okullarda okutuyoruz. Dolayısı ile yatılı okullarda eğitimini sürdüren çocuklarımız daha başarılı hale geliyor. Yani yatılı okullarla kırsal kesimdeki çocuklarımıza daha iyi bir eğitim ortamı sunmuş oluyoruz. Sınav sonuçlarına baktığımız zaman bunu net olarak görebiliyorum. Örneğin Vali Adil Yazar orta okulunda TEOG sınavında 52 tane 110 üzerinde net yapan çocuğumuz var. Bu inanılmaz bir başarı. Eskişehir de bir ortaokulda bu başarıya görmek çok zor. Bu ailelerin artık eğitimi önemsediğini gösteriyor. Öğretmen ve çevre eğitimi önemsiyor. Bunu sadece öğrencinin başarısı olarak nitelendirmemek lazım. Sosyal statü değiştirmenin en önemli aracı nedir diye sorarsanız; eğitimdir derim. O sebeple Muşlular artık eğitimin önemini kavramışlar. Bizde devlet olarak Muşluların bu istek ve arzusuna cevap vermek zorundayız. Muşlular hiç endişe etmesin. Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da çıtamız yükseliyor.

MUŞ, TARIM VE HAYVANCILIKLAMI YOKSA SANAYİ İLE Mİ KALKINIR? SİZCE KALKINMA İÇİN HANGİ ALANA YÖNELMEK GEREKİR?

Şunu kabul etmemiz gerekir ki sadece tarımla bir şehir ayakta tutamazsınız. Bunu artık hepimizin anlamış olması gerekir. Bizim tarımın yanında mutlaka sanayi ile de uğraşmamız gerekir, eğer daha huzurlu, daha müreffeh ve daha mutlu yaşamak istiyorsak. O nedenle de birinin diğerine alternatif olduğunu düşünmüyorum. Biz bir yandan modern bir tarım yaparken diğer yandan da sanayi kuruluşlarını bu şehre çekebilmeliyiz. Bu şunun gibi; gelişmiş ülkeler bize diyor ki ‘Aman sanayi ile siz uğraşmayın, siz tarım yapın, domates, tahıl üretin biz makine üretelim’. Üçüncü dünya ülkelerinde durum hep budur. Nitekim geldiğimiz noktada da bunu gördük. Yani siz çalışın çalışın toplayın ve bütün ürettiğinizle bir tane uçak zor alıyorsunuz. O sebeple Muş içinde bizim öngörümüz şu; evet tarım stratejik bir alandır. Böylesine bir Murat nehri, Muş, Malazgirt, Liz ve Bulanık ovalarını biz boş bırakamayız. Buraları elbette kirletmeyeceğiz, boş bırakmayacağız, buralarda modern bir tarım yapacağız ama sanayiyi de ihmal etmeyeceğiz.

Muş Valisi olarak sanayisiz bir Muş istemiyorum

Sanayileşeceğiz derken, Murat ve Karasu nehirlerini yok etmeyeceğiz ama bu su kaynaklarını da tarım arazilerini de kirletmeden Muş’ta sanayi olacağını hepimiz bilmeliyiz. Ben Muş’un Valisi olarak sanayisiz bir Muş istemiyorum. Sanayisiz bir Muş’un geleceğinin de çok parlak olacağını düşünmüyorum. Sanayi tercihleri seçilirken de bahsettiğim hassasiyetlere de dikkat etmek zorundayız. Muş’u zehirleyecek sanayi kuruluşlarının da getirilmesine elbette karşıyım. Biz şehir şehir gezip ilimize sanayiyi çekmeye çalışırken de hangi sektörleri davet ettiğimizin ve hangi sektörleri destekleyeceğimizin de hesabını yapıyoruz. Bu sebeple tarım ve hayvancılık bizim için olmazsa olmazdır. Ama bu bizim için yeterli değildir, aynı zamanda sanayileşmeliyiz, genç nüfusumuza iş imkanı yaratmalıyız, insanlarımızı istihdam etmeliyiz ve bu şehirde insanları tutmalıyız. Aksi takdirde 200 bin kişi İzmir’de, 300 bin kişi Bursa’da yaşıyor deriz ve bu şehir büyümek yerine küçülmeye devam eder. Oysa bu şehir küçülmemeli, büyümeli.

 

Muş Manşet Gazetesi

Bir Cevap Yaz

Ekonomi Haberleri

Muş’ta trafiğe kayıtlı araç sayısı 37 bin 886 olarak açıklandı.

Muş’ta trafiğe kayıtlı araç sayısı Mart ayı sonu itibarıyla 37 bin 886 oldu.…

Tescilli Muş Lalesi’ne büyük ilgi

Muş’ta baharla birlikte çiçek açan laleler, ovayı kırmızıya bürüdü. Koparana 387 bin 141…

Muş Havalimanı, Mart Ayında 35 Bin 961 Yolcu Ağırladı

Muş Sultan Alparslan Havalimanı, geçen ay gerçekleşen iç hat yolcu trafiğiyle büyük bir…

Eğitim Haberleri

Liseler arası bilgi yarışmasında birincisi EML öğrencileri

Muş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden 9. sınıf öğrencileri Fatih Kandemir ve Muhammed…

Yaygın Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden 2.lik

Muş Yaygın Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin yetenekli öğrencisi İlayda ÇAMTOSUN, Erzurum’da düzenlenen Genç…

Üniversite öğrencileri fosil incelemesi yaptı

Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) Okulöncesi öğretmenliği 3. Sınıf öğrencilerinin “Erken Çocukluk Dönemi Çevre…

Kültür Sanat Haberleri

Geçmişten Geleceğe Muş

Muş’un köklü tarihine ışık tutacak önemli bir eser hazırlanıyor. Muşlu Dağcı Ömer Faruk…

Behzat Yel’in yeni şiir kitabı

Yazar ve şair Behzat Yel’in ilk şiir kitabı “Bir Soluk Nefes”, Liz Yayınları…

Arşın Mal Alan Opereti Sahnelendi

Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü repertuvarındaki Azerbaycanlı besteci…

Profesyonel internet sitesi için arayın..

Memleket Web Tasarım

 0532 514 50 57

  • Google Arama Kaydı
  • SEO Puanı Yüksek Tasarımlar
  • Türkçe Yönetim Paneli
  • Yedekleme Hizmeti

 

 

Haber ve İçerik Etiketleri

Haber Kategorileri