Her ay farklı bir konu ve konukla Bursa’da gündem yaratan Muş İli Kültür Eğitim Kalkındırma Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği 2019 yılının ilk Konuş Muş program konuğu Siyaset adamı ve Yazar Metin KÜLÜNK oldu.

Türkiyenin Darbeler Tarihi konulu programın açılışını, her zaman olduğu gibi, Muş İLDER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Veysi TUTKUN gerçekleştirdi. Açılış konuşmasında; Üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarında darbelere çok aşinayız maalesef. Üstelik darbe tarihi Cumhuriyet tarihi ile de sınırlı değil. Başbakanını ve bakanlarını darağacında sallandıran bir ülke olmak çok utanç verici. Ne yazık ki Osmanlı’nın son dönemlerinde de bu utanç tablosu mevcut. Vezirinden, Sadrazamından ta Padişahına varana kadar, en Batı yanlısı olanından en dindarına kadar kimler nasibini almadı ki! Osmanlı’nın son dönemleri adeta başlı başına bir darbeler tarihidir. Babı Aliye yapılan baskınlar, öldürülen vezirler, görevden el çektirilen sadrazamlar ve nihayet darbeyle indirilen ve darbe sonucunda getirilen, gönderilen ve hatta öldürülen padişahlar… Anadolu toprakları yüz yıldan fazla bir zamandır darbelerle adeta bir cadı kazanına dönüşmüştür. Gerçek şu ki darbelerin uğramadığı tek bir ülke var. O da siyaseti, ekonomisi ve toplumsal yapısı güçlü olan ülkeler… Peki bu darbeler neden yapılır ve kimdir perde arkasındaki güç? İşte bugün değerli hatibimizin yardımıyla bu soruların yanıtını arayacağız. şeklinde konuştu.

Tutkun; daha sonra sözü gecenin konuğuna bırakarak kürsüye davet etti. Külünk; salondakileri selamlayarak, sözlerine şöyle devam etti: Avrupa da gecenin bir vaktinde sokakta kalsan karnım aç diye çalsan sende varsa bana ver derler. Ya da kapıyı açan olmaz. Bizde kolundan tutup içeri alırlar. Sofrayı kurarlar gece, yemeğini yedirirler misafir ederler, sabah da gideceğim dediğinde cebinde harçlığın var mı diye sorarlar. Bunu Anadoludan başka bir yerde göremezsiniz. Sırrı nedir? Anadolunun kendine ait bir hamuru vardır. Bu hamurun en temel gerekçesi Rahmetin, iyiliğin, merhametin adresi olmak. Rahmetin, iyiliğin, merhametin kaynağı nedir? İman ve İslamdır. Hiç tanımadığı insanlara bunu yapıyor. Ben eğer Muşlulardan bunu hissetmesem bunu söyleyebilir miyim?

DÜNYANIN EN BÜYÜK NİMETİ İMAN…

Allah bizlere ne güzel merhamet etmiş, Ceddimize rahmet olsun, bize ne güzel bir devlet bırakmışlar iman nimeti. Hiç zorlanmadan hem de. Beş yaşına gelmişiz babamız kolumuzdan tutmuş kuran kursuna göndermiş. Hadi git hocanın dizinin dibinde. Hocadan ilk öğrendiğimiz şey imanın şartı İslamın şartı. İşte oradan başlayan o kardeşlik duygusu Anadolunun Rahmet aklıyla şekillenmesiyle ortaya çıkmıştır. Yıllarca bu topraklarda Ermeniler, Ortodokslarla, Yahudilerle bir arada yaşamışız, komşuluk yapmışız.

Bizim Anadoludaki farkımız nedir? İbrahimi olan bu milletin, ahlakı, töresi, erdemi, fazileti, fikri, zikri neyi emreder. O Ruandadaki inanmayan insanın açlığını gidermeyi emreder. Israrla Avrupadaki büyük bir devlet sürekli ırkçılığı üretip bize karşı orada Müslümanları örgütlemek istiyor. Muş; Anadoluyu anlamanın en iyi adreslerinden birisidir Anadolu insanlığın vicdan arsasıdır. Anadolunun kapıları Malazgirt ovasında İslama ve Müslümanlara açıldığında aslında insanlığın vicdan arsasının kapıları açıldı ve halen insanlık sizi bekliyor. Böyle büyük bir sorumluğumuz böyle büyük bir sorunluluğunuz var. Yıllarca Ermenicilik oynayanlar oldu. Şimdi sınırın yanı başında Erivan’da açlık ve sefalet kol geziyor. Ermenistan diye 24 Nisan’larda dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Bir yalanın arkasına sığınarak…
sevgili kardeşlerim; Anadoluyu kontrol eden Ortadoğuyu kontrol eder. Ortadoğuyu kontrol eden Dünyayı kontrol eder. Emperyalizmin en nihai hedefi Anadolu topraklarını kontrol etmektir. İkinci Dünya savaşından bu yana maalesef içimizde devşirdikleri Atlantik ötesi muhipleri, Batı muhipleri maalesef hep bu nifakla başarılı olmuşlardır. Neyle başarmışlardır peki; tank yapmamızı engelleyerek başarmışlardır, kalkınmamızı engelleyerek başarmışlardır. Neyle başarmışlardır Erbakan Hocanın 1977’de gelip Muş’ta açtırdığı fabrikaları işlettirmeyerek basarmışlardır. Bizim milli bağımsızlık çizgisinde uçağımızı, tankımızı, otomobilimizi, kalkınmamızı dinamitleyerek, bir şeyleri inşa etmemizi engelleyerek, aslında askeri darbelerden daha önemli bir darbe ile başardılar. Kimler üzerinden, sivil devşirdikleri siyasi otoriterler üzerinden. En son iş çığırından çıkınca da gelip İngiliz Amerikan ortaklığı 27 Mayıs planını yapmışlardır. 27 Mayıs bu topraklarda İngiliz Amerikan yapımı bir darbedir. Menderes idama götürüldüğünde idama giden Menderes değildir milletin ta kendisidir. 15 Temmuz gecesi meclis bombalanırken Beştepe bombalanırken mesaj meclisin duvarları değildi, mesaj Beştepenin duvarları değildi. Mesaj siz sandık üzerinde iktidar olduğunuzu mu zan ediyorsunuz, sizi gerektiğinde idam edebiliriz. Siz bağımsız olduğunuzu mu zannediyorsunuz? Sizin bağımsızlığınız bizim vesayetimiz altındadır. Dolayısı ile biz bu ülkede gerektiğinde kamu bürokrasisinin içerisindeki unsurlar ve siyasetin içindeki unsurlarla size tekrar ayar çekeriz. Demek suretiyle bu aziz millete idi. şeklinde sözlerini sürdürdü.

Programın son aşaması olan soru cevap kısmında bir hemşerimizin Sayın Külünke Dönemin Başbakanı sayın Binali Yıldırım tarafından söz verilen Muş Araştırma Hastanesi, hem bölgenin hem de Muşumuzun acil ihtiyacı olmasına rağmen halen yerine getirilmedi. Bu hususta ilgilenir misiniz? sorusu üzerine; Katılımcıların huzurunda Külünk; ilgili mercilerle canlı telefon görüşmesi yaparak bilgi aldı ve bu konunun takipçisi olacağının ve sonucundan da dernek başkanı üzerinden gerekli bilgilendirmeleri yapacağının sözünü verdi. Büyük bir alkış ve memnuniyetlikle devam eden soru-cevap bölümü MUŞ İlder Başkanı Mehmet Veysi Tutkun tarafından katılımlarından dolayı Metin Külünke plaket takdimi sonrası sona erdi.

 

Fırat Demir Haber 49 Gazetesi