Muş’un Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 93. yıldönümü törenleri bir dizi etkinlik ile gerçekleştirilecek. Muş, Düşman İşgalinden kurtuluşunun 93. yıldönümünü bugün kutlayacak. Tören saat 09.30’da Muş Valiliği önünde bulunan Atatürk büstüne çelenk sunumu ile başlayacak.
Tören programı ile ilgili olarak Muş Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada; “Saat 09.00 Okulların Atatürk anıtı önündeki yerlerini almaları Saat 09.15 Çelenklerin sunulmak üzere hazır bulundurulması Saat 09.30 Çelenklerin sunulması, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı Saat 10.10 Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi Üyelerinin Garnizon Komutanlığını şükran ziyaretleri. Saat 10.30 Tören alanında Sayın Vali beraberinde Sayın Garnizon Komutanı ve Sayın Belediye Başkanın, törene katılanların Kurtuluş Bayramı nı Kutlamaları. Saat 10.40 – İstiklal Marşı nın okunması, Muş Gazilerinden bir kişinin konuşması. Garnizon komutanlığından bir subayın konuşması, Muş Belediye Başkanı Sayın Necmettin Dede’nin konuşması, Kurtuluşla ilgili şiirlerin okunması, Halk Oyunları gösterileri, Ödül töreni, Tören geçişi, Kapanış”
Muş un kuruluşunun ardından tarihî süreç içerisinde Muş ve çevresi değişik devletlerin egemenliğinde kalmıştır.
Değişik çağlarda çok büyük savaşların, yağmaların yapıldığı, büyük göçlerin ve yıkımların ortasında kalan Muş barışa kavuştuğu dönemlerde hızla ilerleyerek ilerlemeye müsait bir bölge olduğunu ulaştığı parlak dönemlerle ispat etmiştir.
Muş un ilk ne zaman kurulduğu ve adının kaynağı kesin olarak bilinmemektedir. Muş adına dair pek çok rivayet vardır. Bir rivayete göre, Muş adı, şehre, Asurlulardan kaçarak Muş yöresine gelen İbrani kabilelerinden biri tarafından verilmiştir. Nitekim 1914 Bitlis Vilayet Salnamesinde Muş adının İbrani ce “Sulak verimli ve otlak” anlamına gelen “Muşa” kelimesinden geldiği ileri sürülmüştür. Muşun, geçmişten günümüze yemyeşil ve sulak bir ovaya sahip olması, bu rivayetin tümüyle asılsız olmadığını, nispeten belirli bir gerçeğe dayandığını gösterir. Bir diğer rivayete göre Muş adı, İÖ. 12 yy. Ege göçlerinden sonra ilk kez Asur kaynaklarında adı geçen ve Yukarı Dicle Vadisine yerleştikleri bildirilen Muşkiler den gelmektedir. M.Ö. II. Binin ikinci yarısında Orta Anadolu da Hatti egemenliğine son vererek doğuya doğru genişleyen Muşkiler in bir kolu Muş yöresine gelerek şehrin temelini atmıştır. Daha sonradan buradan Asur topraklarına girmişlerdir. Asur kaynaklarında İÖ. 12-8 yy. arasında adlarından sık sık bahsedilen Muşkiler in İÖ. 12 yy. ilk yarısında büyük bir ordu ile Toros dağlarını aşarak güneye indikleri ve Asur un sınır kentlerini tehdit ettikleri biliniyor. Bu dönemde Muşkiler in bir kolu Muş kentini kurarak buraya yerleşmiş olabilirler.
Öte yandan, Muş Arapça da “Şeffaf, Parlak” Farsça da ise “Nehirlerde yolcu taşıyan küçük gemi” anlamlarına gelmektedir. İlk çağda Muş u da içine alan bölgeye “Taronitit” deniyordu. Bu bölgenin merkezi durumundaki Muşun adı da kimlik kaynaklarda “Taron” olarak geçmektedir.
SULTAN ALPARSLAN, MALAZGİRT VE MUŞ
Muş un ilk çağ tarihi Urartu larla başlar, ne var ki Muş un dahil olduğu Doğu Anadolu nun yüksek düzlüklerindeki M.Ö. II.bin e ait yerleşmeleri, henüz yeterince gün ışığına çıkarılamadığından, Urartu ların atalarının kimler olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Doğu Anadolu nun bilinmeyenlerle dolu karanlık tarihi dönemleri, Asur kaynakları ve kitabeleriyle bir ölçüde aydınlanmıştır. İlk çiviyazılı kaynaklar Asur Kralı 1. Salmanassar (M.Ö.1274-1245) dönemine aittir. Asur kaynaklarına göre Doğu Anadolu nun dağlık yörelerinde Nairi Konfederasyonu adı altında birbirinden bağımsız küçük beylikler vardı. Asurluların baskısı altında yaşayan bu beylikler 1. Salmanassardan önceki Asur kralının ölümünü fırsat bilerek ayaklandılar. 1. Salmanassar bu başkaldırıyı bastırmak amacıyla Urartu topraklarına girdi. Asur luların Urartu-Nairi ayaklanmalarına karşı giriştiği saldırılar aralıklarla 400 yıl kadar sürdü.
Muş ve çevresi Emevi lerden sonra Halifeliği ellerine geçiren Abbasilerin ilk yıllarında Avasım Bölgesi sınırları içinde yer aldı. Sonraki yıllarda Abbasilerin yöredeki hâkimiyetleri zayıflayınca Muş ve çevresi Bagradiler den Bagrad adlı prensin yönetim merkezi oldu. Bagrad ın Bağdat a gönderilmesi üzerine bu prensin yönetiminden hoşnut olmayan Muş lular ayaklandılar. Ayaklanma sırasında Vali Yusuf Bin Abi Said Al-Marvazi öldürüldü. Bu olaydan sonra Muş Bagrat Krallığına bağlandı. X.yy ın ikinci yarısı ile XI.yy ın ilk yarısında Muş, Ahlat ve çevresi doğuya doğru genişlemek isteyen Bizans İmparatorluğu ile Doğu Anadolu ya hakim olan Abbasiler arasında sık sık el değiştirdi.
Selçuklular Dandanakan Savaşında (1040) Gaznelileri yenip bir devlet olarak tarih sahnesine çıkınca Tuğrul Bey in sultanlığı devrinde Abbasiler Selçukluların koruması altına girdiler. Tuğrul Bey Selçukluların Doğu Anadolu ya düzenledikleri seferlerden birinde Malazgirt i kuşattı (1054) Bu seferle birlikte Selçuklularla Bizanslılar arasında Doğu Anadolu daki hâkimiyet mücadelesi başlamış oluyordu.
Sultan Tuğrul Bey in ölümünden sonra Selçukluların başına geçen Sultan Alparslan Malazgirt Kalesini ele geçirip, Suriye ye yönelince Bizanslılar Selçuklu Türk lerini kesin yenilgiye uğratmak için İmparator Diogenes komutasında büyük bir orduyla Doğu Anadolu ya bir sefer düzenlediler. Bizans Ordusu Malazgirt i kuşatıp, ele geçirdi ve kaledeki bütün Müslümanları kılıçtan geçirdi. Bizans ordusunun Doğuya yöneldiğini haber alan Sultan Alparslan Güneye seferinden vaz geçti. Hızla Anadolu ya yöneldi. Malazgirt önlerine geldiğinde kalenin Bizanslıların eline geçtiğini görünce savaş hazırlıklarına başladı. Romanos Diogenes e bir elçi yollayarak barış teklifinde bulundu. O yüzyılın en kalabalık ordusunu toplamış olan İmparator, Sultan Alparslan ın barış teklifini reddetti.
Alparslan Türklerin Turan diye anılan klasik savaş taktiğini uygulayarak ordusunu dörde ayırdı. Bu taktiğe göre Selçuklu ordusu biri merkezde ikisi yanlarda, biride merkezdeki birliklerin önünde olacak şekilde mevzilendi. Sultan Alparslan Merkezdeki kuvvetin önündeki az sayıdaki birlikle birlikte saldırıya geçti. Bu kuvvet kısa süren bir çatışmanın ardından yenilmiş görünerek geriye merkeze doğru çekildi. Türklerin yenilgiye uğrayıp geri çekildikleri sanan Bizans ordusu karşı saldırıya geçince sağ ve sol tarafta mevzilenmiş olan Selçuklu kuvvetleri, Bizans ordusunun artlarına sarkarak kıskaç içine aldılar savaş kısa sürede sona erdi. Bizans ordusu büyük kayıplar verdi. İmparator Romanos Diogenes esir edildi. Sultan Alparslan Romanos Diogenes le antlaşma yaptı ve daha sonra onu serbest bıraktı.
Malazgirt Savaşının sonuçları büyük oldu. Bu savaşla Anadolu nun Türkleşmesi dönemi başladı. Sultan Alparslan komutanlarından Anadolu içlerine seferler yapmalarını istedi. Böylece Muş ve çevresi kesin olarak Türklerin hâkimiyeti altına girdi.
Muş ve çevresi 1100 de Selçuklu hanedanlarından Melikşah ın amcası Yakuti nin oğlu olan Kutbettin İsmail in kölesi Sökmen El-Kutbi Ahlat lıların daveti üzerine Ahlat a gelerek Van Gölü çevresinde Ahlatşahlar Beyliği ni kurunca bu beyliğin sınırları içerisine katıldı. Ahlatşahlar zamanında Muş, Malazgirt ve çevresi tamamen Türkleşirken Muş da doğunun kalkınmış ve zengin şehirleri arasında yerini aldı. Muş ve çevresi Ahlatşahlar, Artuklular ve Eyyubilerin hâkimiyet mücadeleleri sırasında birkaç defa el değiştirdi. 1191 de Eyyubi Meliki, Malazgirt Kalesini kuşattı ve kaleyi mancınıklarda dövmeye başladı. Erzurum Hükümdarı Saltuk un kızı Mama Hatun, başında bulunduğu askeri kuvvetlerle Ahlatşahların yardımına gelince kuşatma kaldırıldı. Muş ve çevresi, tekrar Sökmenliler in idaresine geçti. 1196 da Ahlatşahı Beg Timur u öldürerek yerine geçen kölesi ve damadı Aksungur, hükümdarın karısını ve oğlunu Muş Kalesine hapsetti. Ahlatlılar Aksungurun ölümünden sonra Beg-Timur un oğlu Muhammet i hapisten çıkararak 1197 de hükümdar ilan ettiler.
Ahlatşahlar daki bu karışıklıklardan yararlanmak isteyen Suriye Eyyübileri nden Necmettin Eyyüb, Muş şehrini ele geçirince Ahlatşahlar da Erzurum Meliki Tuğrulşah tan yardım istediler. Tuğrulşah, Eyyübileri Muş tan çıkarıp Ahlatşahlar ın hükümdarı Balaban i öldürerek bu ülkeye sahip olmak istediyse de halk Tuğrulşaha ayaklandı. Tuğrulşah önce Malazgirt e çekildi ve burada da tutunamayarak Erzurum a geri döndü. Muş ve çevresi, Ahlatşahlar Devleti nin 1207 de yıkılmasından sonra Necmettin Eyyubi nin eline geçti.
Necmettin Eyyübi Ahlat halkına kendisini kabul ettiremedi. Ahlatşahlar ülkesi, Gürcüler in baskınlarıyla perişan edildi. Moğol tehlikesinden kaçan Celalettin Harzemşah Doğu Anadolu ya girdiği sırada Van, Ahlat, Erciş, Muş, Malazgirt ve Bitlis çevresi Suriye Eyyübileri nin kontrolü altında idi. Gürcüleri ezerek Ahlat a gelen Harzemşah Celaleddin, Ahlatı kuşattı ve o devirde Kutbet Al-Islam sıfatını taşıyan Ahlat a girerek, şehri üç gün boyunca yağmalattı. Bu arada Malazgirt ve Muş çevresi de bu yağmadan kurtulamadı. Tarihte birçok devletin işgaline uğramış olan İlimiz bundan tam 93 yıl önce düşman işgalinden kurtularak Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmıştır. Muş Ovası Gazetesi