Belediye Meydanı’nda bir araya gelen KESK üyeleri adına açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Muş Şube Başkanı İdris Gürkan, katliamın, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamı olduğunu ve üzerinden 2 ay geçtiğini söyledi. Gürkan; Geçen iki ayın her saniyesini, her dakikasını, her gününü yasımızla, isyanımızla, öfkemizle ve yaşamını yitiren yoldaşlarımızı anarak geçirdik. Yoldaşlarımızın miraslarına, emek, demokrasi ve barış mücadelelerine layık olmak için birbirimize sarıldık. Dayanışma bir nebze olsun acılarımızı hafifletti, kararlılığımızı biledi, geleceğe dair umudumuzu büyüttü dedi.
Ülkede yaşanan çatışmalı ortama dur demek istediklerini ifade eden Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü; Bizler 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi mitingiyle ülkemizin içine sürüklendiği çatışmalı ortama dur demek istedik. Ülkemizdeki savaş iklimini ve ortamını dağıtmak, kendi var oluş ortamımızı korumak, emeğin haklarıyla barış ve demokrasi arasındaki dolaysız irtibatı kurmak istedik. Çatışmalardan en çok etkilenen, bedel ödeyenler olarak iktidarın gerilimi artırıcı, kutuplaşmayı derinleştirici ve çatışmaları yaygınlaştıran politikalarına karşı halklarımızın ve emekçilerin özlemi ve talebi olan barış sesini yükseltmek, beyaz güvercinlerimizi ve balonlarımızı gökyüzüne uçurmak istedik. Saldırıda 100’ü aşkın arkadaşımızı, kardeşimizi, canımızı, dostumuzu, sevdiklerimizi yitirdik. 400’ün üzerinde arkadaşımız hastanelerde tedavi gördü, ağır yaralı arkadaşlarımız tedavi görmeye devam ediyor.
10 Ekim katliamında hedef, emektir, barıştır, demokrasi talebidir. Bizler, savaşın tam ortasında emek, barış, demokrasi dediğimiz için bize bir bedel ödetildi diyen Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü; Fail mi arıyoruz? Fail bellidir. Bu ülkede barış sesinin daha gür, daha yankılanan bir biçimde çıkmasından kim/kimler rahatsız oluyorsa failler onlardır. Kimler hak arama mücadelesinden korkuyorsa, kimler sokakları emekçilere kapatmak istiyorsa failler onlardır. Açıkça ifade ediyoruz, Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç saldırılarının aydınlatılmaması, dosyalara gizlilik kararı koyarak karartılması 10 Ekim katliamına davetiye çıkartmıştır. Biz emekçiler bir taraftan 10 Ekim katliamına ilişkin tarihi nitelikte bir hukuki ve siyasi mücadele yürütecek bir yandan da diğer saldırılara ilişkin davaların takipçisi olacağız.
Muş özelinde muhalif kesimlere yönelik baskıların yoğunlaştığını iddia eden İdris Gürkan; Muş özelinde muhalif kesimlere yönelik son 2 yıldır özellikle yoğunlaşan baskıların önemli adreslerinden birini de KESK oluşturmaktadır. Gerek sendikal taleplerin dile getirildiği ve gerekse de demokratik taleplerin ifade edildiği eylemselliklerin hemen hepsinde özellikle KESKe bağlı sendikaların yönetim kurulu üyeleri başta olmak üzere yoğun saldırılar ve soruşturmalarla karşılaşmaktayız. Muşta, Mayıs 2013 ile Eylül 2015 arasında görev yapan Vali Vedat Büyükersoy döneminde özellikle KESK eylemleri yoğun saldırılara uğramış ve bu süreçte KESK yöneticileri için 100ü aşkın soruşturma açılmıştır. Dönem içersinde TMKdan tutun 2911 sayılı gösteri ve yürüyüş kanuna muhalefette kadar çeşitli konularda soruşturma ve baskılara maruz kaldık. Hatta barış olsun, müzakereler devam etsin diye valilik önünde yaptığımız bir açıklamaya karşılık kamunun ahlakını bozmaktan para cezasına çarptırıldık. Barış istemenin ahlaksızlık olarak nitelendirilmesini bizler halkımızın vicdanına havale ettik.
Konuşmasında Muş Valisi Seddar Yavuz’u da eleştiren Gürkan şöyle konuştu; 1 Eylül 2015 tarihi itibariyle Muşa Vali olarak atanan Seddar Yavuz ile bu saldırılar savaş konseptinin ruhu ile yeni bir aşamaya taşınmıştır. Her türlü katliama karşı daima yüksek sesle haykırmış olan biz emekçilere Ankara katliamını protesto ettik diye yeniden hem idari hem adli soruşturmalar açıldı. Toplam 12 KESK yönetici ve üyemize açılan idari ve adli soruşturmalar devam etmektedir. İdari soruşturmalarda KESK üyelerine ‘neden HDP milletvekilleri oradaydı? Neden HDPnin ses yayın cihazını kullandınız? Devlet büyüklerine hakaret içerikli sloganlar neden atıldı?’ tarzındaki sorularla adeta AKP propagandası yapılmış ve AKPye yönelen muhalif sesleri, resmi kurumlar eliyle susturma girişimi açığa çıkmıştır. AKP ve Hükümete yönelttiğimiz eleştiri ve muhalefete resmi kurumlar tarafından cevap verilmesi hiçbir etik ve hukuk kuralıyla bağdaştırılamaz. Buradan bu soruları bize yöneltenlere soruyoruz. Bizler katliamı gerçekleştiren tecavüz çetesi İŞİD’i protesto ederken sizler neredeydiniz? AKP milletvekilleri eylemlerimize geldi de biz mi istemedik? Gelemezler, çünkü bütün bu anti demokratik uygulamalarda onların da payı var. Siz değerli basın emekçileri aracığıyla soruyoruz. DAİŞi protesto edenlere soruşturma açmak neye hizmet etmektedir? Yine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşın Muş’ta yapmış olduğu salon toplantısına davet üzerine sendikayı temsilen gözlemci olarak katılan 4 arkadaşımıza ayrıca Eylül ayında Muş Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Muşta DBP il eş Başkanı ve genel olarak Türkiyede yaygınlaşan hukuksuz tutuklamalara dikkat çekmek için yapılan basın açıklamasına katıldıkları gerekçesiyle 3 arkadaşımıza idari soruşturma açılmıştır. Tüm bu soruşturmaların görevden alma niyetiyle yürütüldüğünü çok iyi biliyoruz. Ağrı ilinde Suruç katliamını protesto ettikleri için görevden alınan 13 arkadaşımız gibi bizler için de aynı amaçla soruşturmalar yürütülüyor. Tabiri caize DAİŞe dokunanı yakarız mesajı veriliyor. Bizi bu soruşturmalarla sindirmeye çalışanlara KESKin onurlu mücadele tarihine bakmaya davet ediyoruz.
KESK Dönem Sözcüsü İdris Gürkan şunları kaydetti; Biliyoruz ki, yolumuz uzun, işimiz çok. Ancak bizi büyütecek olan da bedenlerini siper eden yoldaşlarımızın bıraktığı yerden devam etmek, birlikte ve ortak mücadeleyi geliştirmek, faşizmden hesap sormaktır. Bizleri kanla, bombalarla, soruşturmalarla susturmak, korkutmak, uslandırmak ve terbiye etmek isteyenlerden hesap soruncaya, bu katliamın arkasındaki bütün karanlık ilişkiler açığa çıkarılıncaya kadar bir an olsun durmayacağımızı buradan bir kez daha haykırıyoruz. Barış Karanfili yoldaşlarımıza vereceğimiz söz halklarımızın özlemini çektiği barışı sağlamak ve iktidar uğruna her şeyi yapabilecek kadar gözü kararanları, katliamı gerçekleştirenleri açığa çıkarıp hesap sormak olacaktır. Yılmayacağız, sinmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz. 10 Ekimde olduğu gibi bugün de ‘Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi’ diyoruz. Emek, Barış ve Demokrasi için mücadeleye devam.
Gürkan’ın konuşmasının ardından Ankara’daki bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin isimlerinin yer aldığı pankarta karanfil koyan KESK üyeleri, olaysız bir şekilde dağıldı.
Muş Manşet Gazetesi
