İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Arslan, Milli Eğitim Bakanlığının başlatmış olduğu Gönül Köprüsü projesinin, Muş Valiliği ve Trabzon Valiliği tarafından Kardelen Köprüsüne dönüştürülmesinin ardından başlayan Trabzon Muş Kardeşliği kapsamında, Trabzon’dan Muş’a gelen öğrencilerin ilimizde yaşadıkları 4 gün sonrasında geriye kalan manevi duyguları kaleme aldı.
İzlenimlerini kaleme alan Arslan:
Kardelenler; beyaz karın, bembeyaz çiçeğidir.
Üstünü bir yorgan misali saran kara aldırmadan, karı delip çıkan beyaz çiçekler, kardelenler…
Kardelenler, rengini kardan alan, kara benzeyen çiçek anlamına gelir.
Yeşil yapraklarını karın altında gizleyen, bembeyaz çiçekleri karın üstünde soğuğa aldırmadan açılan çiçek…
Baharın habercisi, yılın ilk çiçeği…
Kardelen beyaz çiçekleri, kışın sonunu, kışın bittiğini müjdeler..
Örtüsü olan karı delip çıktığından, kardelen adını alır.
Kardelenler,
Bildiğiniz çiçekler.
Sıcak havaların habercisi, sabırsız çiçekler.
Kar üstündeki ilk ve son çiçektir, kardelenler.
Hiç ısınmazlar, sıcaklık nedir bilmezler.
Soğuktan solmuş, inadından vazgeçmeyen kar renkli çiçekler.
Bir sonraki, baharda gelmek üzere karla vedalaşan, vefalı güzel çiçekler.
Yılın dört mevsiminde çiçek açan kardelenler de vardır.
Hiç gördünüz mü ?
O kardelenleri!
Milli Eğitim Bakanı, Hüseyin ÇELİK’ in kardelenleri…
Bu kardelenler, başka kardelenler!
Gönüllerde açan çiçekler. Çeşit çeşit renkleri var.
Gönüllerde, rengarenk açan, mis kokan, rengin her tonu, bir o kadar kokulu! Kokular saçan…
Renklerini sevdadan, kokularını sevgiden almış, bu sevgi çiçekleri…
Sevgilerin ilk hecesi: Ayşe, Seda Nur, Ali, Mustafa, Hakanlar.
Onların renkleri de baharda açan kardelenler gibi beyazdı…
Hani bilir siniz ya!
Hüseyin Çelik’ in, kardelenleri: her mevsimde; kışta- yaz da, yurdun her yerinde, rengarenk açıyor, bu çiçekler,
Kavuşmanın kesiştiği hasret noktaların da biti veriyor.
Çelik’ in kardelenleri!
Ne güzel çiçektir!
Sevgililerin sevgilisi! Çiçekler…
Gönül Köprüsünden geçirilerek, Gönül Evinde buluşturulan nadide çiçekler.
Birbirinden farklı eğilimlere ve yeteneklere sahip, çiçek misali öğrenciler aynı gönül evinde hamuru yoğruldu. Mayası sevgi idi.
Yoğrulan hamurun suyu sevgi olup Trabzon’da yağmur, Muş’ta kar oldu. Üstümüze hep yağdı. Rengarenk çiçekler açtı. Şehirleri süsledi.
Gönüllerde arkadaş olmanın sevgi ve sıcaklığı, kardelenleri birbirlerine yakın etti.
Ayrılıktan kirlenen canları, sevinç gözyaşları ıslattı, ıslanan kardelenler yapış yapış olup birbirlerini sarıp sarmaladılar.
Bayramlara, hazırlık yapılarak beklenilir; Muşlu kardelenler, Trabzon’dan gelecek kardeş kardelenleri için, hazırdılar…
Muş’ta kış var, kar var, sis var.
Doğa büzülmüş ve üşüyordu.
Üşümeyenler de vardı.
Soğuğun üşütmediği, Muşlu kardelenler idi.
Gönülleri sıcaktı, bu sıcaklık, soğuk ortama sinerji ıssı yayarak havayı iyice ısıtmıştı.
Trabzonlu kardeş kardelenlerin geliş günüydü.
Ve beklenenler, beklenen zamanda gelmişlerdi.
İşte geldiler…
Hoş geldiler! Hoş buldular…
Gelenler, bekleyenler kaynaşıp bir oldular.
Kavuştular, kavuşturdular.
Trabzonlu kardeş kardelenleri; Rekabet Kurumu Lisesinde karşılayan, onları sevgi ile kucaklayan İl Valisi Erdoğan Bektaş’tı.
Bütün kardelen çiçekleri, kucak kucak, kucaklayarak sevgi kazanına koydu.
Elinde ki sevgi kepçesiyle gönül kazanını karıştırdı. Beraberinde ki Milli Eğitim Müdürü İlhami Bayraktar, ateşi sevgi olan eğitim meşalesini kazanın altına tuttu. Şube Müdürü Veysi Altun, sevgi ateşine demet demet çiçekleri atarak, ateşin yalımını ve alevleri coşturdu.
Gönül kazanı kaynadıkça kaynadı. Sevgi ışık oldu, hüzmeleri kardelenleri sardı sarmaladı, biri Trabzon, diğeri Muş iki ayrı bedende bir can olarak yeniden biçimlendi.
Soyut sevgi, somut oldu.
Bir bir iki; iki de bir oldu.
Seven sevilir; gönlün gören gözü sevgi oldu.
Ne görelim!
Renkler aynı, boylar aynı, duygu ve düşünceler aynı, hep bir bir… bir idiler. Birler tanıştılar, kucaklaştılar birbirlerine karıştılar. Hangisi Trabzon, hangisi Muş kardeleni oldukları ayırt edilmez oldu.
Nasıl ayırt edile bilinir?
Kokuları aynı, renkleri aynıydı. Adları: Ayşeler, Mehmetler, Fatihler, Gülsümler, Aliler ve Zeynepler idi. Hepsinin gözlerinde hayat ışığı vardı, pırıl pırıl parlıyordu. Hepsi küçüktü kalpleri büyüktü, İçi sevgi ile dolu. Gözleri kalplerinde ki, olanı gösteriyor, Yüz hatları gönül aynalarıydı.
Zira aynaya ne tutulursa, ayna onu gösterir.
Kardelenler biri diğerinin yüzüne bakınca, baktığı yüz aynasında kendisini görür.
Gördükleri, kendilerinin gerçeğiydi.
Görüntüde ortak, tek bir şey vardı. O da somutlaşan sevgi idi.
Birlikte sofraya oturdular.
Menusu sevgiydi! Paylaştıkça menusu artıyordu.
Halbuki, her paylaşılan şey azalarak bitiyor, bu ise hep artıyor, artıyor, artıyordu.
Gizemli bir sofra!
Misafir kardelenlerin: Trabzon’u var, denizi var, Uzun gölü var, Sümela’sı var, yeşil ve yeşilin her tonu var.
Tarih ve tabiatları çok güzel ve zengindi.
Trabzonlu, kardelenler yukarıya doğru, dere tepe aşarak yükseklere, tepeye çıktılar. Yüksekte insanın başı döner, hem başı, hem de gönlü döner.
Bir baktılar, Trabzon damındaydılar.
Bu damda Muşlu kardelenleri buldular, gönüller birbirlerine dönmüştü.
Dönen gönüller, bembeyaz kar örtülü bir ovayı, menderes çizerek sesiz sessiz akan tarihin tanığı Murat ve Karasu nehirleri…
Beyaz örtü içinde akan iki mavinin, ovaya katığı doğal güzelliği, doğanın bir armağanı olduğunu birlikte seyir ettiler.
Trabzonlu kardelenler, yeşil ile mavinin, Muş’ta ise beyaz ve mavinin kucaklaştığını belki de ilk defa görmüş oldular.
Trabzonlu kardelenler, Anadolu’nun kapısı ve kalesi, ismen bildikleri, duydukları Malazgirt’i ilk defa görüyorlardı.
1071’de Ataları Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen arasında sahne alan savaşın bütün ayrıntılarını, hafızalarda canlandırılarak, sinema perdesi gibi tekrar be tekrar izlemeye çalıştılar.
Meydan Muharebesinin yapıldığı alan, Zafer Anıtı, Malazgirt ilçesi, ünlü Alparslan’ı bir kez daha tarihin mirası olarak hep hatırlanacağı, ziyaretin kalın çizgileri olarak altı çizilerek beleklerde saklayacaktır.
Bilinçler, tarihin mirası anıt şehri, Malazgirt’i yeniden kayıt etti.
Gönül köprüsü: öğrencileri akranları olan diğer öğrencilerle tanış etti.
Sevgi harç oldu!.
Birlik ve beraberlik duygusu pekişti.
Birlikte gönül evinde konuk oldular.
Sevdiler ve sevildiler!
Gönül köprüsü kardelenleri; bir demet çiçek iken, bir kucak çiçek olup gönül evinde rengârenk açtılar.
Muş Ovası Gazetesi