“Birbirlerine karşı duyarsız, sevinçleri, tasaları, inanç ve gayeleri aynı olmayan toplumların kuru bir kalabalıktan öte bir manası olamaz.” diyen İl Müftüsü Hasan Atlı, “İslam’da yardımlaşma ve paylaşmanın önemi” ile ilgili açıklamada bulundu.
Atlı, “Gönül birliği olmayanların, bedenen bir arada olmaları hakiki birlik ve beraberliği sağlamaz. Mensubu olduğumuz Yüce İslam Dini; temeli sevgi, saygı, dayanışma, fedakârlık, uzlaşma ve yardımlaşma olan bir toplum meydana getirmeyi hedeflemiş, Sevgili Peygamberimiz de fiilen böyle bir toplum modeli ortaya koymuştur. Kur’an’ın ifadesiyle o toplumun fertleri “Kendi canları çekmesine rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.” “Kendileri ihtiyaç sahibi oldukları halde kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederler.”dedi.
Yazılı olarak açıklamada bulunan Atlı, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hz. Peygamber (s.a.v), toplumda görmeyi arzu ettiği bütün güzellikleri önce kendi şahsında göstermiş, yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş, yoksulları gözetmiş, yetimleri bağrına basmış, hastaları ziyaret etmiş, zayıfları korumuş, onları kendi haline terk etmemiştir.
İnanan insanın hedefi, yaşadığı sürece iyilik etmek, Allah’a karşı gelmemektir. Bu yüce hedefe ulaşmak için bütün Müslümanlar birbirlerine yardım etmelidirler. Zira Allah (c.c) böyle istemektedir. Müslüman, Müslümanın derdiyle dertlenmeli, onlara gereken yardımı yapmalıdır. Çünkü Rabbimiz mü’minleri kardeş yapmıştır. Kardeşliğin gereği ne ise o yapılmalıdır. Peygamberimiz (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: “Sizden her kim din kardeşine bir fayda sağlayabilirse, bunu hemen yerine getirsin, ihtiyacını gidersin.”
Müslümanlar tıpkı bir beden gibidir. Göz ağrıyınca bütün bir beden o ağrıyı hissettiği gibi, baş ağrıyınca bütün azalar elem çektiği gibi, onlarda birbirinin derdine duyarlıdır. Bu nedenle, mü’minler kardeş oldukları için birbirini sevmeli, korumalı ve birbirlerine merhamet etmelidirler. Hiç kimse bir diğerine haksızlık ve zulüm etmemeli, kardeşini haksızlık yapanın eline bırakmamalıdır. Müslümanlar, Peygamber Efendimizin şu tavsiyesini kendilerine daima şiar edinmelidirler: “Bir Müslüman, din kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını karşılayacaktır. Bir Müslüman, din kardeşinin sıkıntısını giderirse, Allahu Teala da onun kıyamet günündeki sıkıntısını giderecektir. Bir Müslüman, din kardeşinin ayıp ve kusurunu örterse, Allah da onun ayıbını, kusurunu örtecektir. Kısacası bir Müslüman kardeşinin yardımına koştuğu sürece, Allahu Teala onu yardımsız bırakmayacaktır.”
Bir Müslüman kendisi tok iken Müslüman kardeşinin aç olmasına razı olamaz. Zaten Peygamber Efendimiz “Komşusu aç iken geceyi tok olarak geçiren bizden değildir.” buyurarak Müslümanlığın hassasiyetini ortaya koymuştur.
İslam’da sosyal hayatın önemli kurallarından biri de yardımlaşma ve paylaşmadır. Yardımlaşma ve paylaşma, insanlar arasındaki birlik ve beraberliği güçlendirir, toplumu canlı tutar. Kur’an-ı Kerim’de “İyilikte ve fenalıktan sakınmakta birbirinizle yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın.” anlamındaki ayet, yardımlaşma ve dayanışma ilkesinin alanını belirtmektedir.
Toplumdaki İslam kardeşliğinin daha da pekişmesi, paylaşma ruhunun daha çok artması dileğiyle…!”
Muş`un Sesi Gazetesi