Muş Ziraat Odası Başkanı Hakim Yıldırım “Muş’un ve bölgenin kalkınması açısından tarım, kırsal kalkınma yatırımlarına ve desteklere büyük ihtiyaç duyuluyor.” dedi. Doğu Anadolu Projesi (DAP) kapsamında bölgede uygulanan hibe destek programının bölgede önemli hayvancılık yatırımlarının yapılmasına imkan tanındığını belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu tür yatırımların artması ve bölge hayvancılığının gelişmesi açısından bu proje için ayrılan kaynağın artırılmasına gerek vardır. Bölgenin en önemli sorunu pazarlama alanlarını yetersiz olmasıdır. Üretilen ürünler yeterli pazar bulunamadığı için hem değerinin altında satılıyor hem de sektörün bölgede gelişmesini kısıtlıyor. Bölgeye özel pazarlama stratejilerinin belirlenerek pazarlama alanlarının geliştirilmesi hayvancılığımızın ve istihdamın gelişmesine önemli katkılar sağlayacak. Hayvancılığın yoğun olduğu bölgemizde gittikçe azalan mera alanlarımızın gittikçe azalması kaba yem açığımızın artmasına neden olacaktır. Ayrıca çayır ve meralarda ıslah çalışmaları yapılmalı, bilinçli otlatma için gerekli tedbirler alınmalıdır. Hayvan başına düşen mera alanının yetersiz olması nedeniyle meralardaki yoğun otlatmanın önüne geçilebilmesi için yem bitkileri üretiminin de teşvik edilerek küçükbaş ve büyükbaşta ağıl/ahır hayvancılığı teşvik edilmelidir. Organik tarım ülkemiz için önemli bir üretim dalı olup, ülkemiz bu konuda önemli bir potansiyele sahiptir. İlk yıllarda sadece 8 ürün organik olarak üretilirken, 2010 yılında bu rakam 216’ya ulaştı. Organik bitkisel üretimin yüzde 25’inin Doğu Anadolu Bölgesinde gerçekleştirildiği görülmektedir. Bölgede organik hububat ve yem bitkileri üretimi öne çıkmaktadır. “ BAL ÜRETİMİ Bugün Türkiye’nin dünya bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer aldığını vurgulayan Yıldırım, “Bal dış ticaretinde önemli bir paya sahiptir. Dünyada kovan varlığında da ilk sıralarda yer alan ülkemizde devlet tarafından verilen desteklerin ve örgütlenmenin de etkisiyle bal üretimimiz, 54 bin tondan 2010 yılı itibariyle 81 bin tona kadar ulaştı. Ülkemizden 2011 yılı itibariyle Japonya’dan ABD’ye kadar toplamda 18 ülkeye, 1000 tona yakın bal ihraç etti. Bunun karşılığı ülkeye giren döviz miktarı ise yaklaşık 5,5 milyon dolar (9 milyon TL) civarında. İhracatımızda ilk sırayı yüzde 39’luk payla Almanya alırken, bu ülkeyi yüzde 28’lik ABD, yüzde 13 payla Irak yüzde 8 payla Suudi Arabistan izliyor. Görüldüğü üzere bal dünyada mukayeseli üstünlüğe sahip olduğumuz, rekabet gücümüzün yüksek olduğu ve ülkeye ciddi döviz kazandırma potansiyeli olan bir üründür. Eğer üretimde verimlilik ve kaliteyi artırıcı politikalara devam edilecek olursa gerek AB, gerekse dünya pazarlarında daha da iyi bir noktaya gelmemiz mümkün olacak. Muş’ta ve Doğu Anadolu bölgemiz de arıcılık için zengin floraya sahip bölgelerden birisidir. Arıcılığa verilen teşvikler artırılabilir, üreticilere sıfır faizli kredi imkânı verilirse bal üretiminin bu bölgede artırılması, dolayısıyla ülke üretimine ciddi katkılar sağlaması mümkün olabilir.” dedi. TARIMSAL DESTEKLER “Tarımsal desteklerin miktarı ve ödeme zamanları üretim sezonundan önce belirlenmeli, çiftçilerin masraflarını zamanında karşılayacak biçimde önceden yapılmalıdır. Hayvancılık desteklerinde karma yem desteğine geçilmelidir. Fındık ve çay desteklerine devam edilmelidir. Hayvancılık ve organik tarım destekleri arttırılarak sürdürülmelidir.” diyen Yıldırım, “Hayvancılık alanında faaliyet gösteren bazı Birlik ve Kooperatifler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca Bakanlar Kurulu kararlarına dayanarak çıkarılan hayvancılık desteklemelerinin çiftçilere ödenmesine ilişkin genelge ve tebliğlerde istenen belgeler arasında “Çiftçi Belgesi” olmadığını öne sürmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bazı il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odalarında kaydı bulunmayan dolayısıyla çiftçi belgesi alamayan çiftçilere, bakanlıktan destek talebinde bulunduklarında Birlik yasamıza ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak çiftçi belgelerini sorgulamadan desteklerden yararlandırmaktadır. Bu durum Ziraat Odalarının işlevlerini yerine getirmesinde büyük sıkıntılar oluşturmaktadır. Bakanlığımızın il ve ilçe müdürlüklerinin bu konuda titizlik göstermeleri önem arz etmektedir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile çiftçilerimize düşük faizli kredi kullanılmasına yönelik karar, bu yıl çabalarımız sonucu gecikmeli olarak 22 Şubat 2012 tarihinde yayınlandı.” diye konuştu.
Şark Telgraf Gazetesi