Skip to main content

İHD’den basın açıklaması

Muş Haber Fotoğrafı

Belediye meydanında bir araya gelen İHD üyeleri adına basın metnini okuyan Muş Şube Başkanı Av. Tarık Güneş, Barış bir insan hakkıdır, barış istiyoruz! dedi.

İnsan hakları bildirgesinden örnekler vererek açıklama yapan Güneş, 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen Evrensel Bildirgenin başlangıç bölümünde insanlık ailesinin bütün üyeleri için eşit, bölünemez ve devredilmez hakların tanınmasının, dünyada özgürlüğün, adaletin ve barışın temeli olduğu, eğer hakları korunamıyor ise herkesin zulüm ve baskıya karşı son çare olarak direnme hakkına başvurmak zorunda kalabileceği belirtilmiştir. Buna karşın günümüzde Evrensel Bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır dedi.

Dünyanın hemen her yerinde halklar ve toplumlar, Devletler veya devlet gibi hareket eden organizasyonlar tarafından uygulanan politikaların insan hakları değerlerinde yarattığı aşınmaya ve tüm bastırma çabalarına karşı direnme haklarını kullandıklarını ifade eden Güneş, şunları söyledi: Maalesef 2015, ülkemizde de ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir yıl olmuştur. Ancak bu yıl insan hakları ihlallerinde görülen tüm çeşitliliğe ve yoğunluğa karşın yaşam hakkı ihlalinin dramatik bir biçimde öne çıktığını görüyoruz. Özellikle kısa aralıklarla Diyarbakır, Suruç ve Ankarada yaşanan bombalı saldırılarda vahşetin artarak ulaştığı boyut aklımızın ve ruhumuzun sınırlarını zorladı. 7 Haziran seçimleri sonrasında Kürt Sorununun barışçıl ve demokratik yollardan çözümünün rafa kaldırılmasıyla yeniden başlayan savaş ve çatışma ortamında en kolay ihlal edilen yine yaşam hakkı oldu. Özellikle kentlerin, mahallelerin günlerce hukuka aykırı olarak sokağa çıkma yasağı ilan edilip abluka altına alınması sırasında genç, yaşlı, kadın ve çocuk demeden sivillere yönelik yaşam hakkı ihlalleri yaşandı. Öte yandan Türkiyeye sığınmış Suriyelilerin Ege Denizini aşarak Avrupa ülkelerine ulaşma çabaları sırasında yaşam hakkı açısından çok dramatik olaylara tanık olduk. Yine yıl boyunca kadın, trans ve iş cinayetleri tüm hızıyla devam etti.

2015 yılında yaşanan ihlaller ile ilgili açıklamasına devam eden Güneş, Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 173 kişi yaşamını yitirmiş 226 kişi de yaralanmıştır. 135 ölüm ile 191 yaralanma olayı İç Güvenlik Yasasının onaylandığı 3 Nisan 2015ten bu yana yaşanmıştır. Canlı bombalar tarafından yapılan intihar saldırıları sonucu, canlı bombalar hariç 5 Haziran 2015 de Diyarbakırda 5 kişi, 20 Temmuz 2015 de Suruç ta 33 kişi, 10 Ekim 2015te Ankarada 100 kişi olmak üzere toplam 138 kişi yaşamını yitirmiş, her üç olayda en az 929 kişi de yaralanmıştır. 4 kişi gözaltında yaşamını yitirmiştir. Faili meçhul cinayet sonucu 19 kişi yaşamını yitirmiştir. Cezaevlerinde çeşitli nedenlerle yaşamını yitiren kişi sayısı en az 28dir. Zorunlu askerlik hizmetini yaparken en az 33 kişi şüpheli biçimde yaşamını yitirmiştir. Mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 5 kişi yaşamını yitirmiş 22 kişi ağır yaralanmış, Çatışmalar nedeniyle 171i asker, polis, korucu, 195i militan, 157si sivil olmak üzere toplam 523 kişi yaşamını yitirmiştir. Erkek şiddeti sonucu 23 Kasım 2015e kadar 255 kadın yaşamını yitirmiştir. Nefret cinayetleri, ırkçı saldırılar ve linçler sonucu 4 kişi yaşamını yitirmiştir. İş kazaları/cinayetleri sonucu 1 Aralık 2015e kadar 1593 işçi yaşamını yitirmiştir. An az 16 sığınmacı ve mülteci geçiş yollarında yaşamını yitirmiş, 160 kişi de yaralanmıştır ifadelerini kullandı.

İşkence ve kötü muamele, Kürt sorunu ve son olarak da Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçinin ölümünü ele alan Güneş, İşkence, hala ülkemizdeki insan hakları ihlalleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Güvenlik güçlerinin gözetim ve denetimi altındaki yerlerde, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde, askeri kışlalarda işkence halen devam etmektedir. Ayrıca, toplantı ve gösterilere yönelik kolluk güçlerinin aşırı/ölçüsüz/orantısız müdahalesiyle işkence ve diğer kötü muamele fiilleri sokakta, açık alanda da yapılır hale gelmiştir. Özellikle Kürt Sorunu nedeniyle tırmanışa geçen savaş ve çatışma koşullarında gözaltı prosedürleri ve koruma hakları uygulanmayıp, işkence ve kötü muamele yaygın hale getirilmiştir. İnsan Hakları Derneğinin (İHD) verilerine göre ise 2015 yılının ilk 11 ayında 1433 kişinin sadece gözaltında ve gözaltı yerleri dışında işkence gördüğünü belirtmiştir. Cezasızlık hala işkence ile mücadelede en önemli engeldir. Faillere hiç soruşturma açılmaması, açılan soruşturmaların kovuşturmaya dönüşmemesi, dava açılan vakalarda işkence yerine daha az cezayı gerektiren suçlardan iddianame düzenlenmesi, sanıklara hiç ceza verilmemesi ya da işkence dışında cezalar verilmesi ve cezaların ertelenmesi gibi nedenlerle cezasızlık olgusu işkence yapılmasını mümkün kılan en temel unsurlardan birisi olarak hala karşımızda durmaktadır.

7 Haziran Genel Seçimlerinin hemen ardından Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi genel sorununun en önemli halkası olan Kürt Sorununun barışçı yollardan çözümünden vazgeçilmesi 90lı yılları anımsatan ağır ve ciddi insan hakları ihlallerinin yaşanmasına yol açmıştır. Özellikle Kürt illerine ve ilçelerine yönelik hukuka aykırı olarak aylardır uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında burada yaşayan halkın elektrik, su, yiyecek ve sağlık gibi temel gereksinimlerden yoksun bırakılması, bilgi edinme ve haberleşme hakkının kısıtlanması, güvenlik güçlerinin özel harp yöntemlerine başvurması, genç yaşlı, kadın çocuk demeden çok sayıda sivilin yaşamını yitirmesi kaygı vericidir. Söz konusu il ve ilçelerde süreklilik kazandırılan bu olağanüstü hal/savaş hali uygulamaları nedeniyle ekonomik ve sosyal yaşam tümüyle çökmüştür. Öte yandan bu süreçte söz konusu il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanları tutuklanmakta ya da görevinden uzaklaştırılmaktadır. Halkın iradesini yok sayan bu uygulamalar ile çok temel bir demokrasi ilkesi çiğnenmektedir. Yine bu süreçte gözaltılar ve tutuklamalar da ciddi bir artış görülmektedir.

İHD ve TİHV Dokümantasyon Merkezlerinin verilerine göre; 2015 yılında çatışmalar nedeniyle 171i asker, polis, korucu,, 195i militan, 157si sivil olmak üzere toplam 523 kişi yaşamını yitirmiş, 338i güvenlik gücü, 145i militan, 70 sivil olmak üzere toplam 553 kişi de yaralanmıştır. 17 belediye başkanı tutuklanmış, 9 tutuklu olmak üzere toplam 15 belediye başkanı görevden alınmıştır. 2015 yılında korucu sayısı artmaya devam etmiştir. İlimizde de son olarak valilik tarafından yapılan açıklamada 400 korucu alınacağı duyurulmuştur. 2015 yılında KCK soruşturmalarından, yanı sıra HDP/DBP ve HDKye yönelik operasyonlardan toplam 6744 kişi gözaltına alınmış 1285 kişi ise tutuklanmıştır.

Vicdani ret hakkının hala tanınmaması önemli bir insan hakkı ihlali olarak varlığını korumaktadır. Halen gazeteci, basın-yayın çalışanı ya da gazete sahibi 30 kişi tutukludur.

2015 yılında yayın toplatma kararları devam etmiştir. En son örneği 2 yöneticisi tutuklanan Nokta Dergisi olmuştur. Erişime engellenen internet sitesi sayısı 105.958 olmuştur. Bu sayı 2014 yılında 40.773, 2013 yılında ise 35.001 idi. Artış kaygı vericidir.

2015 yılında yapılan her iki Milletvekili Genel Seçimleri (7 Haziran ve 1 Kasım) sırasında siyasi partilere, özellikle HDPye yönelik yoğun saldırılar olmuştur. HDPnin parti binalarına, üye ve yöneticilerine yönelik fiziki saldırılar ve linç teşebbüsleri sonucu çok sayıda hak ihlali yaşanmış, seçim çalışmalarının sağlıklı biçimde yürütülmesi engellenmiştir. Türkiye seçme ve seçilme hakkı önündeki engelleri kaldırmadığı gibi % 10 gibi dünyanın en büyük seçim barajını muhafaza etmeye devam etmiştir. 2015 yılı içinde 417 si HDP, 11i AKP 4ü CHP olmak üzere toplam 432 parti binasına saldırı olmuştur. Sadece 6-8 Eylül 2015 tarihlerinde eş zamanlı, yaygın ve sistematik olarak 100ü aşkın HDP binasına saldırı olmuştur. Yıl içinde çeşitli gerekçelerle çok sayıda sendikacı gözaltına alınmıştır. Kolluk güçlerinin toplantı ve gösterilere yönelik müdahaleler sonucu 210 kişi yaralanmıştır. TİHV Dokümantasyon Merkezinin verilerine göre kolluk güçlerinin toplantı ve gösterilere yönelik müdahalesi sonucu 3377 kişi gözaltına alınmış, 201 kişi ise tutuklanmıştır. Toplam 256 etkinlik ise yasaklanmıştır.

İHD olarak bizler Kürt sorununun her zaman demokratik ve barışçıl çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız. O nedenle, çatışmaların hemen şimdi durmasını istiyoruz. Tarafların çatışmasızlık haline geçmesini istiyoruz. Çatışmasızlık halinin yaşanan olumsuzluklardan da hareketle tahkim edilmiş bir hale getirilerek güçlendirilmesini, izlenmesini ve bu konuda tarafların mutabık kalacakları kararları almasını istiyoruz. 28 Şubat 2015 tarihinde ilan edilen Dolmabahçe Mutabakatını destekliyoruz ve bunun gerektirdiklerinin yapılmasını istiyoruz. Hükümetin, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kaldırarak, sorunun çözümü için yol temizliği yapıp, müzakere için uygun idari, hukuki ve siyasi zemini oluşturmasını ve bir an önce müzakereleri başlatmasını istiyoruz. Dünyanın ve Türkiyenin savaştan uzaklaşmasının ve barış içinde bir dünyanın ve Türkiyenin var olmasının insan haklarına dayalı olduğunu düşünüyoruz. Türkiyenin Ortadoğuda uygulamaya çalıştığı siyasi projesinden vazgeçmeye, halkların kendi geleceklerini belirleme ilkesine uygun olarak Rojava kantonlarını tanımasını ve iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmesini istiyoruz. Türkiyenin Ortadoğudaki anti Kürt ve anti Şii/Nusayri/Alevi politikasından vazgeçerek 2015 yılında Türkiyede Diyarbakır, Suruç, Ankara, Rojavada Kobane, Fransada Paris, Lübnanda Beyrut, Mısırda Rusya Uçağı saldırıları ile bizlere korkunç katliamlar yaşatan IŞİD isimli cihatçı yapılanma ile etkili mücadele etmesini ve barışçıl politikalar izlemesini istiyoruz.

Dünyanın en çağdaş insan hakları belgesinin kabul edilişinin 68. Yılına girerken, yukarıda sıraladığımız veriler ve yaptığımız değerlendirmeler henüz Dünyada ve Türkiyede evrensel insan hakları değerlerini tümüyle yerleştirebilme idealinin maalesef oldukça uzağında olduğumuzu göstermektedir. Geçmiş yıllarda basın açıklamalarımızın sonunda bu ideale ulaşma yönünde ilerleyebilmek için acilen yerine getirilmesi gereken asgari talepleri sıralardık. Bu kez böylesi bir sıralama yapmayacağız. Çünkü bugün Türkiyede insan hakları açısından acilen yerine getirilmesi gereken tek bir talep vardır: O da acilen barışın tesis edilmesidir. Barışın sağlanamadığı koşullarda yaşam hakkı korunamamakta, yaşam hakkı olmayınca da diğer tüm haklardan söz etmek mümkün olamamaktadır. Bu yüzden bir an önce Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Dargeçitteki sokağa çıkma yasaklarının derhal kaldırılmasını talep ediyoruz. Daha dün Amedte 2 genç protesto gösterilerinde polis kurşunuyla yaşamını yitirmiş ve 110 kişi gözaltına alınmıştır. Başta yaşam hakkı olmak üzere bütün temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bu savaş uygulamalarına bir an önce son verilmesini talep ediyoruz. 2015 yılı İnsan Hakları Haftasında, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için mücadele eden ve şimdi aramızda olmayan bütün insan hakları savunucularını saygı ve minnet ile anıyoruz. 28 Kasım günü katledilerek aramızdan alınan barış elçisi sevgili Tahir Elçinin son olmasını ve bu değerin barışın kurulmasına vesile olmasını istiyoruz şeklinde konuştu.

Yapılan basın açıklamasından sonra İHD üyeleri, bülten ve kitapçılar dağıtarak sessiz bir şekilde dağıldılar.

 

Muş Manşet Gazetesi

Bir Cevap Yaz

Ekonomi Haberleri

Muş’ta Besiciler Yaylalarda Koyun Kırpmaya Başladı

Muş’ta havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıkan besiciler, hayvanlarının yazlık bakımlarına başladı. Kurtik Dağı…

Muş’a kayıtlı kaç araç var?

Türkiye’deki Trafiğe Kayıtlı Araç Sayısı ve Muş İli Araç İstatistikleri Geçen yıl itibarıyla…

Muş Havalimanı 2024 Mayıs İstatistikleri Açıklandı

Muş Sultan Alparslan Havalimanı 2024 Mayıs İstatistikleri Açıklandı T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı…

Eğitim Haberleri

Bejna Fırat’ın İlham Veren Hikayesi

Varto’dan Yükselen Bir Başarı Hikayesi: Bejna’nın Azmi ve İyilikseverlerin Dayanışması Muş’un Varto ilçesine…

Muş’ta Coşkulu Mezuniyet Töreni

Muş’ta gerçekleşen mezuniyet töreni, Vali Avni Çakır ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican’ın…

Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Yenilikçi Proje Yarışması

Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Birimi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Eğitim…

Kültür Sanat Haberleri

“Yüreğimdeki Mürekkep” raflarda yerini aldı

Dr. Yunus Soydan’ın İlk Şiir Kitabı “Yüreğimdeki Mürekkep” Raflarda Edebiyat dünyasına yeni bir…

Muş Alparslan Üniversitesi Öykü Günleri: Edebiyatseverlerin İlgi Odağı

Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Muş Alparslan Üniversitesi Öykü Günleri”, 2-3 Mayıs…

Geçmişten Geleceğe Muş

Muş’un köklü tarihine ışık tutacak önemli bir eser hazırlanıyor. Muşlu Dağcı Ömer Faruk…

Profesyonel internet sitesi için arayın..

Memleket Web Tasarım

 0532 514 50 57

  • Google Arama Kaydı
  • SEO Puanı Yüksek Tasarımlar
  • Türkçe Yönetim Paneli
  • Yedekleme Hizmeti

 

 

Haber ve İçerik Etiketleri

Haber Kategorileri