Geçtiğimiz Çarşamba günü Muş Alparslan Üniversitesinde konferans veren Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar, dünkü Radikal Gazetesindeki köşe yazısında Muş izlenimlerini kaleme aldı. Londra’da tarihi parlamento binasında, Lordlar Kamarası’nda, İşçi Partili bir barones ile ve bir lordla öğle yemeği yedikten bir gün sonra, Muş ’ta olmak ve bir grup öğretim üyesi ve Güneydoğu ’nun her köşesinden gelen kızlı-erkekli öğrencilerle “Muş Alpaslan Üniversitesi ’ nin Eğitim Fakültesi ’ nin mütevazı kafeteryasında öğle yemeği yemek nasıl bir duygu diye sorarsanız,”sorusu ile yazısına başlayan Çandar, o duygunun harikulade bir duygu olduğunu belirtti. Çandar yazısında şu ifadelere yer verdi: “İkincisi çok daha zevkliydi diyebilirim. Ne de olsa, ikincisi ‘ ailye ’ yle, sizi seven, en alçakgönüllü halleriyle sevgilerini ve saygılarını size hissettiren insanlarla yenilen bir yemek. Muş ’un güzel zamanındayız üstelik. Bahar, şehrin sırtını yasladığı dağların karını eritmemiş ama aşağıda uzanan ve Karasu ile Murat ’ın suladığı uçsuz bucaksız ovada yılda on beş günlük bir ömrü olan Muş laleleri henüz fışkırmışlar. Ülkenin en unutulmuş, gözden kaçmış köşelerinden biri Muş. O yüzden, Muş halkı, her an, her noktada, şehrin dağa tırmanan eski kesiminde Kale Mahallesi ’nde, aşağıda Murat Köprüsü nde, sokaklarda yolumu kesip, Muş ’a gelmiş olmamdan, Muş ’ ta bulunmamdan ne kadar mutlu olduklarını söylüyor ve sevecen nazarlarını dikip, tek kelime söyleyemeden kalakalıyorlar. İnsanın içini ısıtıyorlar, bir yandan da böylesine içten, böylesine doğal insanların bu kadar yalnızlık duygusu yaşamaları insanın içini burkuyor. Onları birincil derecede ilgilendiren sorunun yakında çözümüne dair, sizden umut üretmeye çalışıyorlar. Onların içtenliğine ve sıcak dostluğuna ihanet etmemek, gerçeklerden ayrılmamak dürtüsü, yakın geleceğe dair parlak ufuklardan söz etmemi engelliyor. Ama kötümserliğe de yer yok. Barışçıl bir çözüm için mücadeleden kaçınmak, vazgeçmek yok. Bu ülkenin insanlarına duyulması gereken inancı terk etmek yok. Muş ’ ta, ‘ sorun ’ un yakında, kısa vadede çözüleceğine dair, hiçbir şey söylemedim; onlar bu konuda benden hiçbir şey öğrenmediler ama ben Muş ’ tan çok şey öğrendim. Toplumun çözüm arzusunun derinliğini, bu ülkenin insan mayasının iyiliğini ve toplumun, bu konuda da toplumun siyaset sahnesinden çok daha duyarlı ve ilerde olduğunu. Bu arada, Muş ’ ta Fenerbahçeliliğin, dikkat çekecek ölçüde yaygın olduğunu ve Muş ’ un –Muş kamuoyunun diyeyim- Fenerbahçe ’ ye yönelik haksızlıklar ve adaletsizlik karşısında öylesine ilgili ve duyarlı olduğunu tahmin edemezdim. Bu da TFF kararını işittiğim Londra ’ nın bu konudaki ‘ duyarsızlığı ’ na karşılık, 24 saat sonraki Muş ’ u benim için daha anlamlı ve zevkli kıldı. Yollarda birlikte anı fotoğrafı çektirmek için önümü kesenlerin önemli bölümü, kendilerini Fenerbahçeli olarak tanıştırıyorlardı.”
Şark Telgraf Gazetesi