Özel Muş Şifa Hastanesi Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Aziz Denli, fizik tedavi hakkında genel detaylar vererek, sağlık sektöründe Muş halkının Bitlis ve Bingöl halklarından daha şanslı olduğunu vurguladı. Denli, yaptığı açıklamada:“Daha önceki hizmet verilerini incelediğimizde ve vatandaşlardan edindiğim izlenimlerime göre Muş, sağlıkta bir çok alanda olduğu gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında son yıllarda gözle görülebilir bir aşama kat etmiş olduğu görünmektedir. Devlet hastanesindeki meslektaşlarımın, fizik tedavi ve rehabilitasyonu tanıtmadaki özverileri, çabaları, oluşturdukları ünitenin pozitif yansımaları elbette yadsınamayacak kadar önemlidir. Muş halkının çevre illere yapılan sevkleri büyük oranda azaltmıştır ki bu bile başlı başına önemli bir hizmettir. Bu bakımdan, Muş halkı çevre illeri olan bir Bingöl’den, bir Bitlis’ten daha şanslıdır. İnşallah bu hizmetin kalitesini daha da artıracak ve devamlılığını sağlayacağız” dedi.
FİZİK TEDAVİ UZMANI KİMDİR? FİZYOTERAPİSTLİK FARKLI BİR ŞEY Mİ?
Dr. Aziz Denli, fizik tedavi uzmanını tanıtarak: “İnanır mısınız her üniversite sınavı sonrası okullara yerleşme planlanması döneminde onlarca öğrenci bize gelir ve yukarıdaki soruyu sorar. Ben 2 yıllık ya da 4 yıllık fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümün bitirince fizik tedavi doktoru mu olurum? Ben de hasta muayene edebilir miyim? Vs gibi benzer sorularla sık sık karşılaşırız. Fizik tedavi uzmanları, her şeyden önce bir tıp doktorudur. Önce, liseden sonraki en zor sınavda tıp fakültesini kazanır. 6 yıllık tıp eğitiminden sonra tıp doktoru olarak mezun olur. Sonra, yine zorlu bir sınavdan sonra eğer kazanırsa uzman olmak için 5 yıl daha hem okur hem çalışır. Yani liseden sonra yaklaşık 11 yıllık bir eğitimden sonra ancak fizik tedavi uzmanı olunur. Tıpkı bir dahiliye uzmanı, tıpkı bir beyin cerrahı uzmanı, tıpkı bir kadın doğum uzmanı gibi. Fizyoterapistlik ise liseden sonra 2 veya 4 yıllık yüksekokul/fakültelerdeki fizyoterapistlik bölümleridir. Buralardan mezun olan arkadaşlar devlet veya özel hastanelerinde çalışabilen, özellikle rehabilitasyon alanında önemli bilgi ve deneyimleri olan teknik sağlık elemanlarıdır. Ama doktor değillerdir. Fizik tedavi branşının halk tarafından yeterince tanınmadığına dikkat çeken Dr. Denli: “Fizik tedavi hizmeti ve fizik tedavi uzmanlığı, ülkemizde anlam ve amaç itibariyle, maalesef, henüz tam anlaşılamamıştır. Diyebilirim ki tıp branşları içindeki en şansız, en sahipsiz ve en çok suiistimal edilebilen branşı fizik tedavidir. Kimi zaman poliklinikte öyle sorularla karşılaşıyoruz ki branşımızın ne kadar az tanındığı, vatandaşlarımızın ne kadar sağlıksız bir sağlık bilgisine sahip olduğunu üzülerek görüyorum. Ve aynen şu ve benzeri sorularla karşılaşıyoruz: Siz film(röntgen) isteyebiliyor musunuz? Siz ilaç yazabiliyor musunuz? Muş, bu konuda biraz daha geri kalmış diyebilirim. Buradaki olumsuzluğun belki de en önemli sebebi biz fizik tedavi uzmanlarının mesleklerine gerekli ehemmiyeti vermeyişleri ve yeterince önemsemeyişleridir. Evet, önce iğneyi kendimize batırmalıyız. Bir dahiliyecinin, bir çocukçunun, bir kadın doğumcunun ne iş yaptığını, hangi grup hastalara baktığını yediden yetmişe hemen herkes biliyordur. Baş ağrısı olan vatandaşın ilk aklına gelen hekimin nörolog olduğunu, kırığı çıkığı olanın ilk aklına gelen hekimin ortopedist olduğunu herkes bilir. Peki ya bel ağrısı olan vatandaş hangi hekime başvursun derseniz, hamamda çalışan tellakçıya mı? 100 km ötedeki sülükçüye mi? Yoksa hiç alakası olmayan bir hekime mi? İnanıyorum ki 3 vatandaşımızdan birinin başından buna benzer bir olay geçmiştir. Peki ya sonuç? Bir sürü zahmet, zaman kaybı ve belki de hiç alakasız ilaçlar ve sonuçta iyileşemeyen, kronikleşen bir rahatsızlık. Kabahat, sadece vatandaşın mı? Elbette hayır! Toplumun sosyo-kültürel düzeyi bu konuda çok önemlidir ama maalesef vatandaşın yanlış yönlendirilmesine eksik ve yanlış bilinçlenmesine katkıda bulunanların başında hekim arkadaşlarımız gelmektedir. Ve maalesef bir hekimin hatasını düzeltmek öyle kolay olmuyor” dedi.
Muş Ovası Gazetesi