Muş Alparslan Üniversitesi´nde 2016-2017 genel mezuniyet töreni yoğun bir katılım ile gerçekleşti. Sabahattin Zaim Konferans Salonu´nda gerçekleşen final mezuniyet törenine; Vali Aziz Yıldırım, Garnizon Komutanı Albay Cem Karoğlu, Muş Alpaslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, protokol üyeleri, kurum müdürleri, akademik ve idari personel ile mezun öğrenciler ve aileleri katıldı. Mezuniyet töreni; saygı duruşunda bulunulması ve akabinde İstiklal Marşı´nın okunmasıyla başladı. Tören Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat´ın açılış konuşmasıyla devam etti. Rektör Polat, konuşmasında şunların altını çizdi: Bisiklet, motorsuz veya elektrik motorlu, iki veya üç tekerlekli, pedallı, insan gücü veya elektrik ile ilerleyen bir ulaşım aracıdır. Ancak bisikletin tek amacı ulaşım değildir; kimi zaman eğlenmek kimi zaman da spor yapmak için bisiklete binilir. Asfalt yahut çakıllı yollar için hibrid bisikletler, uzun mesafeli yolculuklar için tur bisikletleri, maraton koşmak için triatlon bisikletleri, iki kişinin binmesi için tasarlanmış tandem bisikletleri kullanırız. Eğitimin de çeşitleri vardır ve esas hedefi iyi insan yetiştirmek olan eğitim, amacını gerçekleştirmek için aile, mahalle, cami, kurs, ilkokul, lise, üniversite gibi vasatları formel ya da informel, örgün ya da yaygın biçimde kullanır. Bisikletin yol yürümesi, sürücüsünün sürekli pedal basmasına yahut enerji kaynağının daima dolu olmasına bağlıdır. Aksi takdirde devrilmesi işten bile değildir. Eğitim farksız mıdır? Damarlarına taze kan pompalanmayan eğitimin bünyesi kısa sürede takatten kesilir ve bir süre sonra asli fonksiyonunu yerine getiremeyip hasta düşer. Acemi bisiklet sürücülerinin en sık yaptıkları hata, saniyeler yahut dakikalar içinde kat edecekleri seyir mesafesini kuşatan bir tarassut keyfiyetinden ziyade en kısa mesafede gözlerine çarpan ön tekerleğe odaklanmalarıdır. Bunun doğal sonucu, aracın devrilmesi yahut bir yere çarpmasıdır. Eğitim de böyledir. Gelecek perspektifine odaklanmayıp günübirlik kısır döngülere yoğunlaşmak, eğitimin yolda yığılıp kalmasına, yoldan çıkmasına veya duvara toslamasına neden olur. Bisiklet sürmede maharet kazandıkça veya bu sporu profesyonel biçimde yapmaya başladıkça sürüş kalitesine doğrudan etki eden sayısız faktörün varlığını keşfederiz. Yolu çukurlardan ve tümseklerden oluşan yerde çift süspansiyonlu amortisörler kullanır, hava akımını yarmak için hareket eden beden kitlemizi küçültür, rüzgârın yavaşlatıcı etkisini kırmak için V şeklinde ve liderliğin münavebeli olarak el değiştirdiği bir toplu hareket hâliyle sürüşü gerçekleştiririz. Eğitim için de sürekli gelişen öğretici araçlar kullanır, yerine ve zamanına göre taktik değiştirir, ihtiyaç hâsıl olması durumunda müfredat yenileriz. Bisikletin en mahir kullanıcıları yarışçılardır. Uzun mesafe koşan bu sporcular, sarf ettikleri efor, riskli anlarda verdikleri stratejik kararlar ve zamanlama konusundaki fırsatçılıkları sayesinde kimi zaman salise farkıyla yarışı önde bitirirler. Bu elit sporcular, tur şeklindeki etap yarışlarını en iyi zamanla götürdüklerinde bir sonraki etapta tüm sporcuların öncüsü olduklarını gösteren sarı mayo giyerek müsabakaya devam ederler. Eğitim de böyledir. Aldığınız stratejik kararlar, tam zamanında yapmış olduğunuz ataklar ve sergilediğiniz mücadele ruhu, sizi eğitim dünyasının sarı mayolu sporcusu yapıverir. Her şeyden önemlisi, ilk bisiklet dersini iyi derecede almış bir sürücü, yıllarca hiçbir eğitim almasa dahi bisiklete bindiği herhangi bir gün bisiklet sürmeye devam eder. Tıpkı temel eğitimini iyi almış insanların ömür boyunca eğitilmeye en uygun durumda hazır beklemeleri; eğitim-öğretim faaliyetlerini başladıkları noktadan itibaren etkin şekilde yürütebilmeleri gibi ifadelerine yer verdi. Eğitim, İnsan Bedenini Ruhu İle Barıştıran Ebedi Bir Kutlu Eylemdir Öğrencilere hitap eden Rektör Prof. Dr. Polat, eğitimin, insan bedenini ruhu ile barıştan ebedi bir kutlu eylem olduğunu söyledi. Rektör Polat: Sevgili öğrenciler. Eğitim, bisiklet örneğinde olduğu gibi hem bir entelektüel donanımdır hem de insan bedenini ruhu ile barıştıran ebedi bir kutlu eylemdir. Eğitim, insanın ruhunu ve aklını kanatlandıran, gökyüzünün engin boşluğunda ona özgüvenle süzülme yeteneği kazandıran gerçek ve kalıcı özgürlüğün anahtarıdır. Eğitim salt bir tahsilden ibaret değildir. Bu yüzden aklını eğiten, ancak ruhunu aç bırakan insanların, yüzyıllar boyu haset ateşinde kavrulup kibir denizinde boğulduğuna, nefsinin süflî arzularına mağlup olarak insanlığın baş belası hâline geldiklerine tanıklık etmişizdir. Bu sebeple eğitim, çağrısı çoğu zaman bizim dışımızda ya da bizden sonrakilerin dünyasında makes bulan bir adanmışlık eylemidir. Eğitim, insanın bizatihi kendisinin ruh ve beden dünyasını etkileyen olumlu neticelerden çok daha fazlasını, başkalarının hayatını değiştirdiği anda gerçekleştirir. Kişisel mutluluklarımız, düşünce ve davranışlarımızın vicdanlarımızda yarattığı tatmin duygusu, vazifesini hakkıyla icra edenlere özgü ruh dinginliği, ancak insan kardeşlerimiz ve tabiat dostumuzla barışık yaşadığımız vakit zirve yapabilir. Birey olarak duyumsadığımız maddi mutluluk göstergeleri, bizim dışımızdakilerin mutluluk duygularına karıştığı anda manevi mutluluğa dönüşür. Gelin görün ki bireysel saadetlerin toplumsallaşamadığı yerde, narsist patlamalar yaşanması kaçınılmazdır. Böyle ortamlarda insanın insana güveni kaybolur ve en sevdiğimiz çocuklarımızı dahi sahte hesaplar üzerinden takip etmeye, gerçekliğimizden bütünüyle farklı sanal kimlikler oluşturmaya, bastırılmış duygularımızın, zincirinden salınmış şeytanlar gibi dünyayı istila etmeye başladığı zamanlara kalırız. Dünyanın en değerli, tek değerli varlığı olarak kendisini tanrılaştıran insan, kendisi dışındaki tüm varlıklar, itaatkâr köleler oldukları müddetçe yaşasınlar ister diye konuştu. Kurtuluşu Yakın Göremeyenler Mazeret Üretmeye Başlar Kurtuluşu yakın göremeyen zevalli insanlar en başarılı oldukları alana geçip mazeret üretmeye başlar diyen Rektör Polat, konuşmasına şöyle devam etti:Sevgili öğrenciler. Yaşadığımız dünyanın bu kısmında uzun zamandır işler yolunda gitmiyor. İslam dünyasının içler acısı hâli hasımlarının düşmanlıkta sınırsız cesarete sahip olmasına yol açarken, ekonomik refah sadece belirli kesimlerin telezzüzüne imkân sağlıyor. Bunun doğal sonucu, mağlupların yenilgisi, galiplerin zaferidir mottosunun akideye dönüşmesi olur. Akide binasını zeval üzerine kuranlar, akıl ve ruh sağlığını kaybetmeye teşne zevalliler hâline gelirler. Kurtuluşu yakın göremeyen zevalli insanlar en başarılı oldukları alana geçip mazeret üretmeye başlar ve o zaman her aldatılmışlık bir dış mihrakın, her kayıp bir eksen kaymasının, her başarısızlık şanlı geçmişten uzaklaşmanın hak edilmiş bir neticesinden ibaret oluverir. Oysa mazeret üretmek, toplumda zevalin kök salmasından başka amaca hizmet etmez. Ademi vücuda, zulmeti nura önceleyen medeniyetlerin karşısında, kristal sisteminde ve merceklerinde iğne ucu kadar leke bulunmayan bir deniz feneri ışıldağı, avuçlarınızın arasındadır. 14 asırdır mevcudiyetini devam ettiren millet varlığımız ve bu varlığı değerli kılan geleneğimiz, en büyük zenginliğimiz, en güçlü ışık kaynağımızdır. Sevgili gençler. Cihan devleti olmuş bir ecdadın ahfadı olarak günlük düşünme, basit kazanımlarla yetinme lüksümüz yoktur. Bizler, yaşadığımız coğrafyanın yüzölçümüne hapsedilemeyecek kadar geniş bir dünyanın mümbit ovalarına serpilmiş asli unsurlarız. Tarihin geniş koridorları, haritada doğum yerlerini bulmakta bile zorlanacağımız büyüklerimizin gür sesleri ile yankılanır. Saygıdeğer misafirler, sevgili öğrenciler. Tarihimiz ve aidiyetimiz karşısında ayaklarımızı yerden kesip yaşadığımız dünyanın hakikatlerine mecbur Müslümanlarını fantezilere meftun hale getiren özsüz, biçimci ve tek tipleştirici Nasıl sorularının aşıldığı ve hikemî, gâî, çok kültürlü okumaların hayatımıza egemen olduğu daha güzel günler temennisi ile hepinizi selamlıyor; saygılarımı, muhabbetlerimi sunuyorum ifadelerini kullandı. Üniversiteleri Baraja Benzetiyorum MŞÜ´de düzenlenen genel mezuniyet törenine katılan Vali Aziz Yıldırım da bir konuşma yaparak, öğrencilere seslendi. Öğrencilere üniversiteleri baraja benzeterek, konuşmasına başlayan Vali Yıldırım: Kıymetli öğrencilerimiz burada mezun olup diploma alıyorlar ama hayatın gerçekleriyle şimdi karşılaşıyorlar, hayata ilk adımlarını atıyorlar. Hepinize hayatlarınızda Cenabı Allah´tan başarılar ve sağlık diliyorum. Üniversiteleri baraja benzetiyorum. Nasıl ki bir suyun önüne germiş olduğumuz bent bir baraj oluşturur ve arkasında büyük bir su kütlesini ön tarafında kurulan santrallerle enerjiye çevirirse ki su da sonradan kullanılmaya devam eder. Üniversitelerimiz de aynen bunun gibidir. Ülkemizin hatta dünyanın dört bir tarafından gelen sevgili yavrularımız bu üniversite havuzunda birikiyorlar, bir araya geliyorlar ve bu kıymetli hocalarımız sayesinde her biri mezun olduklarında enerjiye çevriliyor ve toplumumuza, çevremize, ülkemize ve hatta bütün dünyaya faydalı insanlar hâline geliyorlar. Bu anlamda hocalarımız hepsinin ellerinden öpüyorum. Tabii ki öğrencilerimizi buraya gönderen, öncelikle ilk öğretmenliklerini yapan anne-babaları da tebrik ediyorum dedi. Tören daha sonra üniversiteyi birincilikle bitiren öğrencilerin mezuniyet kütüğüne plaka çakması ve ardından çekilen toplu hatıra fotoğrafı ile sona erdi.
FıratDemir