Muş Alparslan Üniversitesinde bahar dönemi başladı. 2016-2017 Eğitim-Öğretim yılı bahar dönemi tüm heyecanı ve hızı ile Muş Alparslan Üniversitesinde Eğitim Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu, Sosyal Bilimler MYO, Teknik Bilimler MYO, Malazgirt MYO ve Sağlık Hizmetleri MYOda başladı.
MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat yaptığı açıklamada, Muş Alparslan Üniversitesinin her geçen gün büyüyüp geliştiğini belirterek yeni eğitim-öğretim döneminin herkes için hayırlı olması temennisi ile tüm öğrencilerimize ve akademisyenlerimize başarılar diledi.
Bahar dönemi ile ilgili olarak bir mesaj yayımlayan Polat, Yeni bir dönemde yine sizlerle beraberiz. Kimi zaman hocanız kimi zaman sırdaşınız kimi zaman da mesai arkadaşınız olmak bizler için çok büyük bir mutluluk… Bu geniş aileye mensup olduğunuz için sizlerin de mutlu olduğunuza yürekten inanıyorum. Bilmelisiniz ki sevinciniz sevincimiz, başarınız başarımızdır dedi.
Bahar yarıyılından itibaren Üniversitemizde bazı yeniliklerle karşılaşacaksınız. Bunlardan ilki, kampüs genelinde test yayınına başladığımız Eduroam internet erişim sistemidir. Bilgi İşlem Daire Başkanlığından almış olduğunuz kullanıcı adlarınız ve şifrelerinizle bundan böyle hem Türkiye’de hem de Avrupa’da sisteme üye bütün kuruluşlarda rahatlıkla internete girebileceksiniz diyen Polat mesajında, İkinci yenilik, sene başında aktif hale getirdiğimiz öğrenci devam- devamsızlık otomasyon sisteminin haftalık dilimlerle güncellenecek olmasıdır. Bu sayede öğrencilerimiz devamsızlık sürelerini periyodik şekilde kontrol edebilecek, dolayısıyla daha disiplinli bir eğitim-öğretim sürecine dâhil olabilecekler. Son değişiklik de Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundaki öğrencilerimizi ilgilendiriyor. Malum olduğu üzere bu dönem Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencileri eğitimlerine kampüste devam edecekler. Mimari projesini bitirdiğimiz, yapım ihalesini de bu yılki bütçemize dâhil etmeye çalıştığımız yüksekokul inşaatımızı en kısa sürede başlatabilmeyi ümit ediyorum.
Öğrencilik yıllarınız, hayatınızın belki de en güzel kesiti; lâkin her güzellik gibi kısa ömürlü… Önünüzde keşfetmenizi bekleyen muazzam bir ilim dünyası var; gelgelelim onu elde etmek için neredeyse hiç vaktiniz yok. Sınırsız merakınızı tatmin edecek bu olağanüstü dünyayı keşfetmek için geç kalmayın ve sizi başkalarının harekete geçirmesini beklemeden bizzat kendiniz adım atın. Sizin için şu dönemde birinci derecede önemli olmayan her tür meşguliyetten elinizi, eteğinizi çekin. İlim, yanında yöresinde başka ilgi objelerinin bulunmasına tahammül göstermez. İlme odaklamanız gereken ilgiyi başka şeylere yönelttiğinizde ilim size olan alakasını kaybeder ve bir süre sonra ebediyen yanınızdan uzaklaşır. Kafelere dost olan öğrencilere kütüphanelerin küskün kalması kınanmamalı; sokakları arşınlayanlara laboratuvarların dargın olması çok görülmemeli ifadelerine yer verdi.
MŞÜ Rektörü Polat mesajında daha sonra şu ifadelere yer verdi: Tarih boyunca insanlığa sunmuş oldukları güzellikler sebebiyle isimlerini hayırla yâd ettiğimiz bilim emekçileri, tam anlamıyla yüksek ruhlu insanlardır. Yüce kitabımızda yer alan bir âyette; … Allah, içinizden iman sahibi olanlar ile kendilerine ilim verilenleri derece derece yükseltir. buyurmakla eğitim-öğretimin değer yüklü/yükleyici bu yönüne işaret etmektedir. Eğitim sadece insan için değil, insan dışındaki canlılar için de ilave değer üretir. Göklerin hâkimi kartallar, steplerin kavruk yüzlü Kırgız halkı tarafından av için eğitildiklerinde ömür boyu el üstünde taşınan bir yol arkadaşı oluverirler. Menengiç ya da bıttım ağacı iki yabani ağaç olarak doğada öylesine serpilip boy atarken aşılanıp ıslah edildikten sonra Antep Fıstığına dönüşürler ve o andan itibaren çok kıymetli ağaçlar haline geliverirler. Hayvanlar ve bitkiler dünyasında bile eğitim, terbiye ve ıslah bir üstünlük sebebi olabiliyorsa insanoğlu için durumun ne kadar önemli olduğunu varın siz kıyas eyleyin… Bir insanın kendisine verebileceği en büyük ceza, cehalet karanlığında kalmayı kabullenmiş olmasıdır sanırım.
Okumak, süreli ve disiplinli bir eylem olsa da bir okuldan rutin şekilde mezun olmak tek başına kafi gelmez. Üniversite hayatınızı daha başka donanımlarla zenginleştirmemişseniz mezunu olduğunuz bölümler sizi hayatın özel bir alanında yetkin, kalan kısmında cahil bırakır; çünkü hayat yalnızca öğretmenlikten, yalnızca mühendislikten, yalnızca doktorluktan ibaret değildir. İnsan bu gibi resmi kimliklerin dışında anne, baba, eş, evlat, amca, teyze, komşu olmak gibi, ilkinden asla daha az önemli olmayan ve eğitimi resmi müfredattan çok daha fazlasına ihtiyaç duyan alanların da hayat boyu sorumluluğunu taşır. Cesaret, merhamet, saygı, sadakat, sevgi, hoşgörü, vefa, sabır, teenni, dürüstlük, hayırseverlik, fedakârlık, diğergamlık gibi karakter özellikleri mutlak surette elde etmemiz gereken, kelimenin tam anlamıyla insan olmamızı sağlayan niteliklerdir. Bu nitelikleri kimi zaman okuyarak kimi zaman görerek ama çoğunlukla yaşayarak elde ederiz. Esasen bu değerleri eğitim hayatımız boyunca hiç farkında olmadan kazanırız. Örneğin, derslere vaktinde girip çıkmanız, resmi müfredat konusu olmasa da, halk otobüsüne binmek için zamanında durağa gelmeniz gerektiğini öğreten bir âdâb-ı muâşeret kuralıdır. Sınıfta sorulara parmak kaldırarak cevap vermeniz, bankamatik önünde sıraya girmeniz gerektiğini anlatan basit bir görgü kuralıdır. Velhasıl üniversite yalnızca açıktan söyledikleri ile değil, zımnen ifade ettikleriyle de sizi eğitmektedir. Gerçek şu ki okumayı bilene dağlar da bir öğretmendir taşlar da… Önemli olan bu göze, bu kulağa, bu dimağa sahip olmaktır. Kardeşinin cesedini ne yapacağını bilemeyip aciz düşen Kâbil’e öğretmenlik yapan da bir karga değil miydi?
Çözmek zorunda olduğunuz devasa problemleri cesaretle karşılamayı, farklılıklarınızı nezaket ve açık fikirlilikle tartışmayı, yarına dair beklentileri ve ümitleri kendimiz için olduğu kadar başkaları için de bir hak olarak görmeyi ihmal etmeyiniz. Yumruklarını ya da sövgülerini kendilerine kalkan yapanlar, bir fikri beyan etme ve onu savunma kabiliyetini yitirmiş kifayetsizlerdir. Tarih, kavga kavga büyüyeceklerini zannedip parça parça yok olan milletlerle doludur. Anadolu’nun kadim topraklarını mesken tutan bizler ölmeye ve öldürmeye değil, diri kalmaya ve diriltmeye gelmiş kutlu bir ecdadın ahfadıyız. Bizim yaşadığımız topraklar karanlığın, korkunun, kavganın, fitne ve fesadın değil; aydınlığın, güvenin, barışın, huzur ve sükûnun egemen olduğu topraklardır. Bağlamasının çelik tellerine yanık sesi ile yarenlik eden Aşık Veysel, arif olan kulaklar için kör kavgaların anlamsızlığını ne de güzel terennüm etmiştir?!
Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül âlemîndir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürd’ü Türk’ü ne Çerkez’i
Hep Âdemin oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Yezit nedir ne Kızılbaş
Değil miyiz hep bir gardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi
Şu âlemi yaratan bir
O’dur külli şeye kâdir
Alevî Sünnîlik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah’tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah’tan birlik dile
İkilikten gelir belâ
Dava, insanlık davası…
Yeni dönemin yurdumuza ve yuvamıza güzellikler getirmesini temenni ediyor, derslerinizde yüksek başarılar, hayatınızda tarifsiz mutluluklar diliyorum. Rabbim hiçbir zaman elinizi bırakmasın, gülen yüzünüzü soldurmasın. Sizleri başta ailelerinize, daha sonra milletimize bağışlasın.
Allah’a emanet olunuz benim değerli kardeşlerim.
Muş Manşet Gazetesi
