AKP Muş İl Teşkilatı’nda başkan ve yöneticilerinin Genel Merkez tarafından görevden alınmalarının ardından, yeni yönetimin belirlenmesi amacıyla 30 Haziran’da yapılacak olan 2. Olağan Kongre öncesi kulis faaliyetleri de yoğunluk kazanıyor. Kongrede başkan adaylığı için adı geçenlerden biri de Muş Barosu üyesi avukatlardan A.Hamit Soysal.
Baroda bir grup meslektaşının yönlendirmesi üzerine başkanlık için adaylığını koymaya hazırlanan A.Hamit Soysal, henüz 28 yaşında genç bir avukat.
Muş İmam Hatip Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren ve yaklaşık 3 yıldan bu yana Muş’ta serbest avukatlık yapan Soysal, kongre öncesi kendisine ve oluşturacağı listeye güveniyor.
Büyük çekişmeye sahne olması beklenen kongre öncesi Av. Soysal, ile yaklaşan kongreyi, siyasete bakışını ve geleceğe ilişkin öngörüleri üzerine konuştuk.
Ehil olmayan kişilere terk edilen Muş siyasetinin ne il’e, ne de ülkeye bir fayda sağlamadığını belirten Soysal: “İlimizin artık yolsuzluk iddiaları ve yoksulluk görüntüleriyle medyaya yansımasını istemiyoruz” dedi.
*Önümüzdeki AKP İl Kongresinde, öncülüğünüzdeki bir grup avukatın il yönetimine talip olacağı ve aday olacağınız söylentileri kamu oyunda çok yaygın bir şekilde konuşuluyor. Bu söylentilerin doğruluk derecesi nedir? Aday olacak mısınız?
Öncelikle, ilimizle ilgili ulusal medyamızda yer alan yolsuzluk iddiaları ve çirkin tablodan biz Muşlular olarak çok müteessir olduk. Türkiye’nin dört bir tarafında yaşayan Muşlular ve dostlarımız, bu çirkin imajın nedenlerini ve bunun sorumluluğunun kimlerde olduğu sorularını bizden sormuşlardır. Şu bir gerçektir ki; Muş siyasetinde kalite eksikliği vardır. Muş’un siyasi tarihine baktığımızda, ülke siyasetine katkıda bulunan etkin siyasetçiler yetiştirememişiz. Ülke siyasetini bırakın da, Muş için kayda değer bir şeyler yapan siyasetçilerimiz bile çok az sayıda olmuştur.
Bu durumun nedenlerini irdelediğimizde şu gerçeklerle karşılaşıyoruz; Muş siyasetine Muşlu aydınlarımız ve liyakat sahibi hemşehrilerimiz uzak durmuştur. Tabii uzak durmalarının nedenleri farklıdır. Muş’un sosyal yapısı, seçmenlerin tercih amaçlarının ilimiz siyasetine kalite getirme düşüncesini taşımaması, tercih nedenlerinin akrabalık ve aşiretçilikten veya menfaat ilişkilerinden kaynaklanıyor olması gibi gerçekler, aydınlarımızın ve ehil insanlarımızın siyasete uzak durmaları sonucunu doğurmuştur.
Özellikle şu durum çok ilginç karşılanmaktadır: Ülkemiz siyasetine ve hatta dünya siyasetine baktığımızda hukukçuların çok etkin olduğu, ülke ve dünya siyasetçilerinin çoğunluğunun hukukçulardan oluştuğu görülmektedir. Bunun tek istinası Muş ilimizdir. Muş’un siyaset tarihinde hukukçulara rastlamak mümkün değildir. Bu durumdan Muşlu hukukçuların siyasette başarısız olduğu, hukukçularımızın siyasetin gerektirdiği yeteneklerden yoksun olduğu sonucunu çıkarmamak gerekir. Yukarda zikrettiğimiz nedenlerden dolayı, hukukçularımız siyasete talip olmamışlardır. Ancak bunları gerekçe göstererek siyasetten uzak durmak ve ilimizin kaderini ehil olmayan siyasetçilere teslim etmek, aydınlarımızı ve özellikle hukukçularımızı ilimize karşı taşıdıkları sorumluluktan kurtarmayacaktır.
Son dönemlerde ilimizle ilgili ulusal medyamızda yer alan çirkin tablonun ve bunun neticesinde oluşan çirkin imajın sorumluluğunun büyük bir kısmının ilimiz siyasetine ilgi göstermeyip uzak duran aydınlarımızda ve özellikle hukukçularımızda olduğu düşüncesindeyim.
İşte bu sorumluluk nedeniyle bir kaç avukat arkadaşımızda, siyasete girme düşüncesi ve niyeti peyda olmuştur. Ak partinin siyasi çizgisine yakın ve sempati duyan avukat arkadaşlarımızla bu düşüncemizi ve niyetimizi karşılıklı olarak paylaşıp istişare ettik. Yaptığımız istişare neticesinde, şartların el vermesi, il teşkilatının ve seçmen delegelerin teveccüh göstermesi durumunda, kongrede grup olarak il teşkilatına talip olabileceğimiz kanaatine ve kararına vardık.
*Bu niyetinizin karara dönüştüğünü az önce beyan ettiniz. Peki bu kararınız devam etmekte mi? Kamuoyundan ve AKP camiasından, özellikle kongrede seçmen olacak delegelerden teveccüh gördünüz mü?
Tabii ben ve arkadaşlarımda bu niyetin tezahür etmesinin en büyük nedenlerinden birisi de şu olmuştur; tüm bu olumsuz gelişmelerden sonra, Muş kamuoyunun ve Ak Parti camiasının, bu olumsuz tablonun ve imajın nedenlerini doğru algıladıklarını ve bundan dolayı artık liyakat sahibi olmayan, sadece şahsi ve yakın çevresinin menfaati için siyasete talip olan kişilere teveccüh göstermeyeceklerini, daha doğrusu bu tür insanların bu olumsuz tablodan sonra siyasete talip olma cesaretinde bulunmayacaklarını düşünüyorduk. Şunu bütün samimiyetimle söylüyorum ki; limiz ve ülke siyasetine katkıda bulunacak liyakat sahibi insanlarımızın siyaset sahnesinde yer almaları halinde, şu an itibari ile siyasete girme düşüncemiz ve niyetimiz olmayacaktı.
Hatta gerçekten Muş halkının beklentilerine cevap verecek, Muş siyasetine kalite getireceğine inandığımız kişilerin ortaya çıkması halinde, kendilerine destek olacağımızı kararlaştırdık. Ancak çok teessüfle görmekteyiz ki, bugün itibari ile aday olacaklarını beyan eden ve kamu oyunda il başkanlığı için ismi zikredilen şahıslar, Muş halkının beklentilerine cevap verecek, bu oluşan kötü imajı silecek ve ülkemiz siyasetine katkı sunabilecek nitelikte değiller. Hatta kamuoyunda, bu şahısların geçmişteki siyasetçileri bile artacakları kanaati mevcuttur. Hal böyle olunca da, aday olma şevkimiz ve kararımız pekişti. Ancak bunun yanında şu endişeler de tarafımızda hasıl olmuştur: Acaba yine akrabalık bağları yani sosyal yapı ve menfaat ilişkileri bu kongrede belirleyici mi olacak?
Fakat sorumluluk bilincimiz, tarafımızda hasıl olan bu endişeleri bastırmaktadır. Duyarlı insanlarımız ve dostlarımız, kesinlikle bu endişeleri taşımamamız gerektiğini, ilimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerektiğini, bu sorumluluktan kaçmamız halinde geçmişteki olumsuzlukların tekerrürünün ve mevcut kötü imajın devamının müsebbibi olacağımızı ısrarla söylemektedirler.
Tabi başta da belirttiğim gibi, avukat arkadaşlarımla bu kararı aldık. Bu kararın devamı ve icrası yine avukat arkadaşlarıma bağlı. Şu an itibari ile aday olacağımızı kesin bir şekilde söylemek, mümkün olmadığı gibi doğru da olmaz. Ancak, bu yönde bir niyetimizin ve kararımızın olduğunu da sizlerle paylaştık. Gelişmeler, özellikle aday olacak şahısların nitelikleri ve vasıfları bu kararımızın icrasını tayin edecektir.
Ancak şunu temenni ediyoruz ki, artık ilimizin kaderini ehil olmayan insanlara teslim etmeyelim. Akrabalık ve menfaat ilişkileri gibi faktörler, siyasetçilerimizi tayin etme noktasında belirleyici olmasın. İlimiz ve ülke siyasetine katkıda bulunacak şahısları ilimize kazandıralım. İnşallah bu yöndeki temennimiz gerçekleşir ve Muş’un özellikle eğitim ve ekonomik alandaki geri kalmışlığını değiştirerek, ilimizi bu alanlarda üst seviyelere taşıyacak kişileri siyaset sahnesine süreriz.
*Yaşınız itibari ile çok gençsiniz; yaşınızın genç olması, sizin için dezavantaj olduğu iddia ediliyor. Buna katılıyormusunuz?
Tabii doğrusunu sorarsanız, siyaset için yaşımın genç olduğunu ben de düşünüyorum. Ancak talip olduğumuz makamın, bir partinin il başkanlığı ve il teşkilatı olduğunu unutmayın. Bildiğimiz gibi siyasi partilerin il teşkilatları, partilerin beslendikleri kaynaklardır. İl teşkilatlarının fonksiyonlarına baktığımızda, siyasi partilerin halkla diyalogunu sağlayan, partilerin programlarını ve düşüncelerini seçmen tabanına bire bir aktarabilen kurumlardır. Partiler ancak bunlar vasıtasıyla halka ve seçmene ulaşabilirler.
Kendilerini teşkilatlar vasıtasıyla vatandaşa takdim edebilirler ve tanıtabilirler. Bunun da, çok büyük bir emek istediği acıktır. Yani teşkilatlarda görev alacak kişilerin bu enerjiye ve azme sahip olmaları gerekir. Bu enerji ve azmin sadece gençlerde olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla il başkanlığı makamının, siyasi partiler tüzel kişiliğinde çok önemli bir karar mekanizması olmadığı, bu nedenle siyasette çok tecrübe gerektiren bir makam olmadığı, sadece emek ve dinamizmi ve aynı zamanda bunun yanında sadakat ve dürüstlüğü gerektiren bir makam olduğu bilinmektedir. 60 yaşını geçmiş insanların, bu işlevi gençler kadar layıkıyla yerine getirecekleri iddiası, gündelik hayat tecrübemizin kabul edeceği bir iddia değildir.
İl başkanlığına, 60 yaşına gelmiş insanların talip olması ve bu görevi gençlerden daha iyi yapacakları iddiası ülkemizin gerçeğiyle de bağdaşmamaktadır.Zira bu ülkede,Başbakanlık gibi,en üst seviyedeki makam ve karar alma mekanizmaları için bile, 60 yaşına gelmiş siyasetçilerimiz, enerji ve heyecanlarını kaybettikleri gerekçesiyle layık görülmediler ve siyaset sahnesinden silindiler.
Bu yüzden il başkanlığı için yaşımızın genç olduğu ve bu nedenle görevimizi gerektiği gibi ifa edemeyeceğimiz düşüncesine ve iddiasına katılmıyoruz. Bilakis, İl başkanlığı görevinin gerektirdiği enerji ve azmin bizde var olduğu ve il başkanlığı için asgari bir standardın olduğu, bunun da en az bir fakülte mezunu olmayı gerektirdiği kanaatindeyiz. Tüm bu nedenlerden dolayı, yaşımızın genç oluşunu dezavantaj olarak algılamıyor ve Ak Partinin gençlere ne kadar önem verdiğini de düşünürsek, bunun bizim için tam aksine avantaj olduğunu düşünüyoruz.
*AKP Muş il teşkilatının başına geçerseniz geçmişteki siyasetçilerden farklı ne gibi işler yapacaksınız? Sizi farklı kılacak ne gibi projeleriniz var?
Tabii, aday olacağımız konusunda bir kesinlik yok. Şunu çok iyi biliyoruz ki, il başkanlığı ve teşkilatı, karar alma mekanizması olmadığı gibi karar alma mekanizmalarına milletvekilleri kadar yakın da değildirler. Yani bu noktada, il başkanlıklarının yatırım getirme ve projeleri gerçekleştirme olanakları kısıtlı olduğu gibi asli görevleri de değildir. Ancak, iktidar partilerinin il teşkilatlarının, bunu dolaylı olarak gerçekleştirme imkanları vardır. Yani il teşkilatı, il için ve ülke için hizmet edebilecek nitelikteki insanları tespit etmek, bunların karar alma mekanizmalarına katılmalarını sağlamak, kendi ilinin ihtiyaç duyduğu projeleri oluşturmak, bu projelerin gerçekleştirilmesini sağlamak için çaba sarf etmek ve takipçisi olmak gibi sorumlulukları vardır.
İl teşkilatlarının sorumlulukları sadece şahısların sorunlarıyla ilgilenmekle bitmez. Hem ülke için hem de il için fikirler ve projeler oluşturarak partilerini siyaseten beslemeleri gerekmektedir. Yani kendi ili ile sınırlı bir teşkilat ideal değildir. İşte bu mantaliteye sahip bir il teşkilatı, Muş halkının arzusu ve temennisidir. Bizim de taşıdığımız bir il teşkilatı anlayışıdır bu.
*Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak ilimiz için temennilerimizi belirtmek isteriz. Komşu illerimiz gibi (örneğin Bitlis), ülke siyasetine katkıda bulunacak, ekonomi ve eğitim alanlarında ilimizi üst seviyelere taşıyacak, ilimizi temsil kabiliyetini haiz şahısların önünü açıp siyasete kazandırmak ve bizi temsil etmelerini sağlamamız gerekir. Bunun için artık tercihlerimizi, aşiretçilik ve menfaat beklentileri gibi faktörler belirlememeli. Ayrıca zikrettiğimiz niteliklere ve vasıflara sahip aydınlarımızın da, sorumluluklarını yerine getirerek, siyasete girmeleri ve ilimizin kaderini basiretsiz ve ehil olmayan siyasetçilere terk etmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda, herkesi sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Haber: Emrullah Özbey
NULL
