Skip to main content

Amoral Sınır

Muş Haber Fotoğrafı

Batan ömrün lafları bunlar.. nice intiharlara sebep, Nietzsche yazarlar gördüm, başkalarının boğulmasını can simidi yapmış kendine. Ve nice yalanlar gördüm suskunluğumda jilet atmış tenime..

Hiçbir şeyi beğenmemeye başladığımda anlamalıydım. Tat vermiyordu ne Josephine Baker, ne de şemsiye çikolatalar. Retro mevzuların döndüğü duygusal sohbetler bile bunaltıyordu artık. Okunan kitabın en afili karakteri yerine koyup kendimi, tüm insanlara uzaydan gelen sürüngenlermiş gibi bakmak da pek cazip gelmiyordu. Neden varız, neyiz, nereye gidiyoruz sorularını soran, tartışan herkesi paralel evrene gönderip yok etmekten vazgeçişim de bu zamana denk geliyordu. Ne halleri varsa sebze satsınlar demeye başlamıştım. Popülerliğini kaybettiğinde kafayı ufoyla, dinle, reikiyle bozan pop müzik şarkıcıları gibi kolay değildi işim. Delirirken bile yaratıcı olmak durumundaydım. Lakin sıkıntıya gelemezdim, sadece yazdım..

İnsani olgular zayıflıyor konulu alkol altı sohbetlerinin, fotoğraf makinesiyle poz veren kolpa bünyelere etkisi temalı kusma girişimim başarısız olunca, kendimi “kürke hayır” diyen aktivist edasında çırılçıplak yatakta buldum. Asıl şimdi otoportrenin zamanı diyerek kameramı elime aldım, fakat ileride bir karakter depremiyle siyasete falan atılmam dahilinde gerçekleşecek olası bir skandaldan uzak durmak üzere kamerayı yerine bıraktım. Şimdi birileri çıkıp ahlak dersi vermeye çalışmasın, enfüsi olgulara boğmayın beni..

Kriz yaratan insan diyaloglarından uzak durmanın en güzel yolu şimdilik kitaplar. Her şeyi anlamak için değil, her şeyi anlamsızlaştırmak için okunmalı. Her kitap bir yaşamdır. Ve okunması bittiğinde kitaplık denen mezarda yerini alır. İşte böyle öğrendik ölenin arkasından ağlamamayı, her işte bir hayır var diyenlere Çernobil’deki hayrı sormayı..

Sol’gun lise dönemlerinde Böyle Buyurdu Zerdüşt’ü, Simyacı’yı, Dar Ağacında Üç Fidan’ı zikretmek gibi klişelerden ibaret değildir okumak. Kil tabletlerden başlanmalı, Cin Ali’ye kadar gelinmelidir; “u-yu in-san-lık u-yu, yat yat u-yu”..

Euphemism ekseninde özel hayat aktarımları;
-Sıkılmadın mı moda dergilerinden?
-Fikir ediniyorum, ayrıca keyifli. Sen ne düşünüyorsun?
– Homofobiyi yok etmek için üniversitelerde daha çok moda bölümü açılmalı, ötesi beni ilgilendirmiyor. Bak ne yazıyor; “Çirkin insanlar genellikle doğa ile ödeşirler, çünkü doğanın kendilerine ettiği kötülüğün acısını onlar da doğaya kötülük ederek çıkarmaya çalışırlar. Çoğunlukla ‘doğal sevgiden yoksun olduklarından’ böyle davranırlar” diyor Bacon..
-Çirkin insan yoktur
-Kitap okumayan insan çirkindir.
-En sevdiğin roman hangisi?
-Kibariye
-Türkçe lastik gibi
-Ağzın kadar değil
-Küstahlaşma , ölçülü konuş..
-Kibrit kutusu da bir ölçü birimidir. Diyet yapan insanlar ve açlıktan yok olanlar.. işte bütün mesele bu..
-Gidiyorum ben..
-Git. Beni sevmeseydin, sana sevgi vermek zorunda kalmazdım. Çıkarken kapıyı kapatmayı unutma, geri gelmene tahammül edemem, yoksa kitap yerine canına okuyacağım..

Her gidiş sonrası uğraştığım cennet mi, cinnet mi sorunsalını saymazsak yaşamda ciddiye aldığım pek bir şey yok. Hararetli televizyon tartışmalarından, haber bültenlerinden gazı alan yurdum insanının sanat filmi izler gibi ciddi bir tavırla ülke gündemine dair yorum yapması, vuvuzela sesinden bile daha dayanılmaz oluyor. Murray Butler konuyla ilgili son noktayı koyduktan sonra bir daha da dönüp bakmadım bu yapmacıklığa. Siz kendi hayatınız için güzel bir şeyler yapın, diğeri zaten elinizde değil. Mesela uzaklara gidin; savaşın, sömürünün, nükleerin, gözyaşının olmadığı uzaklara. Dünyada öyle bir yer yok mu? Cennet, cinnet..

Sınırları kolay yoldan aşmaktan bahsediyorum. Her zaman özlemini çektiğimiz bir ütopyanın saniyelik yolculuğundan, geçmişi ve gereksizliği bir anda yok etmekten. İnsanların saçma sorularına karşı muhatap olmama hakkından, omuzları çökerten tüm ağırlığı bir anda hafifletmekten, yadırganamaz, yargılanamaz olmaktan bahsediyorum. Özgürlüğün tek yolundan.. Fabrika ayarlarına dönmek isteyenler üzülmesin, aklını kaçıran birinin stockholm sendromuyla tekrar akıl beden bütünlüğüne kavuşması olasıdır.

Delirmenin dışında bir kaçış olduğunu düşünmüyorum. Birileri dünyaya bakıp ahkam keserken, bir yerlerde hala insanlar ölüyor, kuyruklarda bekliyor, göçük altında kalıyor, sefalet çekiyor. Ne kadar konuşurlarsa konuşsunlar, tüm bunlar artarak devam edecek. Zaten köşe yazarı adı altında, “gündelik işçi” gibi her gün yazmak zorunda kalan maaşlı çalışanların dünyayı değiştirmelerini bekleyemeyiz. Düzenli gazete alıp, köşe yazılarını takip etmekle böbürlenen bünyelere duyurulur, paranızı selüloza atmayın!

Nefes alırken pazarlık yapın, son kullanma tarihi değil, damakta bıraktığı tat önemli. Sürekli perde takmanı isteyen kadın gibidir yaşamak, yorucu ve çekilmez. Hayat boyu performans göstermemizi beklemek hiç adil değil. Oyuncu değişikliği istiyorum Tanrım, ben çok yoruldum..

Bir Cevap Yaz

Ekonomi Haberleri

Malazgirt’te Şeker Pancarı Üreticilerine Yönelik Toplantı Düzenlendi

Malazgirt Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan toplantıya üreticiler yoğun ilgi gösterdi. Toplantıda konuşan…

Muş’ta Zincir Marketlerde Kırtasiye Ürünleri Denetlendi

Muş Ticaret İl Müdürlüğü ekipleri, yaklaşan yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde zincir marketlerde kırtasiye…

Aromasıyla Meşhur Muş Üzümü Bu Yıl Erken Olgunlaştı

Üreticiler, Muş üzümünün mideyi rahatsız etmediğini, şişkinlik yapmadığını ve tamamen organik olduğundan dolayı…

Eğitim Haberleri

Muş’ta 2025–2026 Eğitim-Öğretim Yılı Başladı

Muş’ta 2025–2026 eğitim-öğretim yılı, İlköğretim Haftası etkinlikleriyle başladı. Vali Avni Çakır, yayımladığı mesajda…

18 bin 430 öğrenci için ders zili çaldı.

Muş’ta ilkokul birinci sınıf ve okul öncesi eğitime başlayacak öğrencilerin, yüz yüze yürütülecek…

Bir milyondan fazla kitap sıralarda hazır bekliyor.

Muş’ta 699 okulda 104 bin 231 öğrenci için toplam 1 milyon 139 bin…

Kültür Sanat Haberleri

Vali Avni Çakır, Adem Sönmez Sanat Galerisi’ni ziyaret etti

Muş Valisi Avni Çakır, fotoğraf sanatçısı Adem Sönmez’in sanat galerisini ziyaret etti. Ardından…

Muşlu Genç Sanatçı Esma Asi’den “Gençses” Yarışmasında Unutulmaz Performans

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen…

Yunus Teke’den Memleket Türküsü: “Arınç Yolu” Yayınlandı

Muşlu hemşehrimiz Yunus Teke’nin “Arınç Yolu” adlı şarkısı müzik platformlarında yayınlandı. Memleketi Muş’un…

Profesyonel internet sitesi için arayın..

Memleket Web Tasarım

 0532 514 50 57

  • Google Arama Kaydı
  • SEO Puanı Yüksek Tasarımlar
  • Türkçe Yönetim Paneli
  • Yedekleme Hizmeti

 

 

Haber ve İçerik Etiketleri

Haber Kategorileri