Bunun üzerine tekrar toplanan platform, hazırlanan raporun Muş adına önemli olduğunu açıklayarak kamuoyu ile paylaştı.
Muş Sivil Toplum Platformu, Başbakanın Muş’a gelişini fırsat bilerek 27 Nisan 2011 günü geniş bir katılım sonucu toplandı. Muş’un sorunlarını tartışan platform, sorunlar için çözüm önerilerini, taleplerini belirledi. Platformda alınan karar gereği oluşturulan raporun Başbakana iletilmesi için girişimlerde bulunuldu, ancak bu amaçlı girişimlerden herhangi bir somut sonuç alınamadı.
İlimizin 70 STK’sının temsil edildiği Sivil Toplum Platformunun oluşturduğu Rapor, Başbakana ulaştırılamasa da ilimiz açısından oldukça önem arz ettiğinden kamuoyuyla paylaşmayı gereği duyuldu. Muş Sivil Toplum Platformu, önümüzdeki dönemde daha kapsamlı bir çalışma yaparak bütün siyasi partilerin, kamu kurumlarının ve sivil organizasyonların Muş ile daha çok ilgilenmelerini sağlamak üzere çalışacaklarını duyurdu.
Muş Sivil Toplum Platformu tarafından hazırlanan raporda şu ifadelere yer verildi: “İlimiz son yıllarda bazı kıpırdanmalar gösterse de sosyo-ekonomik açıdan hala en geri kalmış illerden biridir.
Şehircilik: İlimizin en kötü koşullarına sahip Dere, Kale ve Muratpaşa Mahalleleri modern şehircilik örneğine uygun olarak, halk mağdur edilmeden, kentsel dönüşüm kapsamında TOKİ tarafından yeniden değerlendirilmelidir. Yerel Yönetimler Yasasına uygun bir şekilde Kent Konseyi hemen kurulmalıdır. Kanal İstanbul benzeri ciddi bir proje ile Muş’un her iki tarafında akan dereler ıslah edilerek, bu derelerin etrafında sosyal yaşam alanları oluşturulmalıdır. İlimizin alt yapısı ciddi sorunlar taşımaktadır. Bu anlamda kanalizasyon şebekesi yenilenmelidir. Evlerimize ulaşan suların daha kullanılabilir olması için Su Arıtma Tesislerine çok ciddi oranda ihtiyaç bulunmaktadır. İlimizin en önemli sorunlarından birisi de Katı Atık Tesisinin olmamasıdır. 2004 yılından beri ihale edilen İl İmar Planının derhal bitirilerek, bu yeni imar planına göre yapılaşmanın sağlanması gerekmektedir. Bizzat Başbakanımızın verdiği sözden yola çıkarak ilimizin artık Doğal gaza kavuşması gerekiyor. Bu anlamdaki çalışmalar hızlandırılmalı ve ilimiz yakın bir gelecekte doğal gaza kavuşturulmalıdır. İlimiz Fidanlık Müdürlüğünün bulunduğu yere, doğal park ve mesire alanı yapılması için, engellerin ortadan kaldırılarak çalışmaların başlatılması gerekmektedir. Muş’taki tarihi eserlerin acilen korunma altına alınması gerekmektedir. Aksi takdirde birkaç sene içinde geçmişle olan tüm bağlarımız kesilecektir. Yoğunlukla TİGEM arazilerinde bulunan ve özellikle Muş’la özdeşleşen Muş Lalesinin özel korunmaya alınması gerekmektedir. İlimiz ile ilçeler arasındaki yollar oldukça kötü durumdadır. Bu güzergahların da çağdaş bir noktaya taşınması ve buralarda duble yol yapılması gerekmektedir.
Sosyal Yaşam: Devlet Millet kaynaşmasına önemli oranda katkı sağlayan köye dönüş projesi kapsamında zarar tespit komisyonları çok ağır çalışmaktadır. Zaten mağdur durumda bulunan vatandaşlarımızın daha fazla mağdur edilmemesi için bu çalışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. Emeklilerin, çocukların ve kadınların insanca bir hayat yaşamaları için sosyal yaşam imkanlarının oluşturulması gerekmektedir. Özellikle kadın sığınma evi ve yaşlı kimsesizler için Huzur evi yapılmalıdır. Karayolları arazisinin alınarak, ilin simgesi olacak şekilde büyük bir camii ve etrafına yeşil alan yapılmalıdır. Hacı Şeref Camisi, Ulu Cami ve Alaattin Paşa Camisinin ortasında kalan alan, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından istimlak bedelleri ödenerek, halktan alınmalı ve bu bölge Muş’un turizm dokusuna uygun bir şekilde düzenlenerek turizme kazandırılmalıdır. Özürlü ve engellilerin topluma kazandırılması amacıyla yapılacak tüm çalışmalarda gözetilmeleri ve meslek edinme kursları yoluyla hayata dahil olmaları sağlanmalıdır.
Sağlık Hizmetleri: İlimizde başarılı çalışmalar yürüten Üniversitemiz bünyesinde Tıp Fakültesi kurularak Bingöl ve Bitlis illerinin de rahat ulaşacağı kaliteli bir sağlık hizmeti üretimi sağlanmalıdır. İlimizde yapılmakta olan 300 yataklı Devlet Hastanesi, Bölge Hastanesine veya Eğitim ve Araştırma Hastanesine dönüştürülmelidir. Kadın Doğum Hastanesinin mülkiyeti Sağlık Bakanlığına devredilmelidir. Hastane bahçelerindeki tıbbi atık depolarının, çağın şartlarına uygun olarak yapılması sağlanmalıdır. Kanser hastalarının tedavilerinin ilimizde gerçekleşmesi için Kanser Hastanesi yapılmalıdır.
Eğitim Hizmetleri: Bölgedeki eğitim çalışanlarını bölgede uzun süreli tutabilmek, eğitimin kalitesini arttırmak için önem arz etmektedir. Bu nedenle bölgede çalışan öğretmenlere ekonomik olarak pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Bölgedeki eğitim çalışanlarına daha önce iki yılda bir verilen bir kademe ilerlemesi uygulamasına devam edilmelidir. Köy okullarındaki çarpık yapılaşmalar giderilmeli; çocukların oyun alanları genişletilmelidir. Okulların temizliği için mutlaka birer temizlik elemanı verilmelidir. YİBO’lar kaldırılarak taşımalı eğitime geçilmelidir. Üniversite ve Ortaöğretim öğrencilerimizin en büyük sorunlarının başında barınma gelmektedir. Bu nedenle ilimizdeki yurt sorununa dönük kalıcı ve ciddi adımlar atılmalıdır. İlimize atletizm alanında iki defa Dünya Şampiyonluğunu kazandıran Rekabet Kurumu Lisesinin kapatılması engellenmelidir.
Gençlik: İlimizin Spor potansiyeli göz önünde bulundurulursa, çok amaçlı spor komplekslerine ihtiyaç bulunmaktadır. Geleceğin sporcularını yetiştirme potansiyeline sahip ilimize gerekli koşullar sağlanırsa başarılı örneklerin görüleceğine inanıyoruz. Genç bir nüfusa sahip ilimizde sosyal, kültürel, sanatsal aktivitelerin yoğunlaştırılması ve gençlerin alternatif çalışmalara yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda ilimizde Kültür ve Gençlik Merkezlerine çok ciddi ihtiyaç bulunmaktadır.
Tarım – Hayvancılık: Tarım hayvancılık ve sanayi yatırımcısına özel teşvik ve hibe programları uygulanmalıdır. İlimizde 20 bine yakın pancar çiftçisi bulunmaktadır. Bu nedenle ilimizin ekonomik anlamda can damarı olan Şeker Fabrikası özelleştirme kapsamından çıkarılmalıdır. Pancar fiyatları, polar üzerinden sabitleştirilerek fiyatlandırılmalı; böylelikle çiftçinin daha iyi kazanması sağlanarak, üretime motive edilmesi gerekmektedir. Çiftçilerin kullanacağı gübre ve mazot fiyatlarındaki KDV oranı ciddi sorunlar yaratmaktadır. ÇKS’ye kayıtlı tüm çiftçiler için KDV oranının ya tümden kaldırılması ya da makul bir seviyeye çekilmesi hayati önem taşımaktadır. İlimizde temel geçim kaynaklarından biri olan hayvancılığın desteklenmesi için daha fazla kaynak aktarımı yapılmalı; aktarılan kaynakların doğru kullanılıp kullanılmadığı da periyodik olarak denetlenmelidir. Köy merkezli kırsal kalkınma programları arttırılmalıdır. Muş tütününün hak ettiği yere gelmesi için tütün üreticisine özel destek verilmelidir. Köy-Des Projesi çerçevesinde ilimize aktarılan kaynağın adil bir şekilde dağıtılması sağlanmalıdır. Bu anlamda ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Çalışma Hayatı: Halk eğitim bünyesinde çalışan ve yıllarını bu kuruma veren usta öğreticilere kadro verilmeli ve onların emeklilik koşulları oluşturulmalıdır. Fahri çalışan Kur’an kursu öğreticileri ve imamlara daha önce yapıldığı gibi bir defaya mahsus olmak üzere sözleşmeli olarak kadro verilmelidir. Milli Eğitim’de tüm sözleşmeli, vekil ve ders ücreti karşılığı çalışan öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Kadın istihdamına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. İstihdamın artırılması amacıyla özel sektörün Muş iline yatırım yapmasını teşvik etmek için Başbakanımızdan özel çaba sarf etmesini istiyoruz. Genç nüfusun yoğun olarak yaşadığı ilimizde kalifiye elemanların yetişmesi için daha fala mesleki kurs düzenlenmelidir. Yeni özelleştirilen TİGEM’de çalıştırılacak personelin, ilimizden seçilmesi ilimiz açısından önem arz etmektedir. Asgari ücret, insanca yaşam kalitesine yükseltilmelidir. Güvenceli çalışma ve grev hakkı tüm çalışanlara tanınmalıdır.
İlimizdeki PTT çalışanlarının az olması dolayısıyla hizmet üretiminde aksamalar yaşanmaktadır. Bu durum, halkla çalışanların karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle PTT norm kadroları çok kısa sürede doldurulmalıdır. İlçe ve belde belediyelerinde düzenli maaş alamayan çalışanların mağduriyetleri giderilmeli; bu konuda ciddi yasal tedbirler alınmalıdır. Kamu kurumlarıyla yapılan Toplu Sözleşme hükümlerinin hayata geçmesi için daha fazla hassasiyet gerekmektedir.”
‘STK’LARA ÇALIŞMALARINDA KOLAYLIK SAĞLANMALI’
STK’ların çalışmalarına kolaylıklar sağlanmasının Muş’un gelişmesine katkı sağlayacağı belirtilen açıklamada: “İlimizde bir Milli ağaçlandırma seferberliği yapılmalıdır. Köylerimizde yerleşim planları yapılmalı, verimli topraklar korunmalıdır. Erozyonla mücadele çalışmalarına hız verilerek devam edilmelidir. Devam etmekte olan Karasu nehri ıslah çalışmaları hızlandırılmadır. İlimizde 300 kişi kapasiteli cezaevinde mevcutta 800 kişi kalmaktadır. İnsanca yaşam olanaklarının ortadan kalktığı cezaevinde gerekli tedbirler alınarak yaşam şartları iyileştirilmelidir. Bulanık, Malazgirt ve Varto ilçelerindeki Adliye Binalarının ayrı bir yerde kurulması gerekmektedir. Adliye işlemleri Kaymakamlık binalarından ayrı bir şekilde yürütülmelidir. Tüm Kamu kurumları ile ortak çalışmanın yolunu açacak şekilde STK’larla işbirliğine gidilmesi ve tüm STK’ların çalışmalarına kolaylıklar sağlanması ilimizin her bakımdan gelişmesi anlamında önem arz etmektedir.
Demokratik Talepler: Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Türkiye’nin aydınlık yarınlarına, zengin geleceğine önemli yatırımlar yapıp, Türkiye’nin yeniden yapılanmasında ve demokrasi mücadelesinde yer almak istiyorsak samimi, kararlı ve tutarlı olmak zorundayız. Demokrasi mücadelesinde bizimle aynı siyasi görüşü paylaşsın, paylaşmasın demokrasi idealine gönül vermiş herkesi kutluyoruz. Bu bağlamda ülkemizde son yıllarda demokratikleşme alanında bazı ciddi adımlar atılmıştır. Ancak gelişen süreçte bu adımların yetersiz kaldığı anlaşılmıştır. Halkın ya da toplumun psikolojik ve sosyolojik olarak hazır olmamasını, demokratikleşme önündeki en büyük engel olarak görüyoruz. Tüm Türkiye’nin önündeki sorunları birer birer aşabilmenin yolunun, toplumun bir bütün olarak çözüme hazır ve iradeli bir duruş göstermesinden geçtiğine inanıyoruz. Bunun için de sorumluluk sahibi tüm yöneticilerimizin daha cesur, daha kararlı ve ikna edici olmaları gerekmektedir. Bilinmesini isteriz ki; biz Muş sivil toplumu olarak demokratikleşme ve esaslı sorunların çözümünde Hükümetin atacağı tüm olumlu adımların arkasında, yanında olacağız. Hükümetin bu anlamdaki programını bir an önce açıklayarak, cesur adımlar atmasını bekliyoruz. Bu ülkede yıllardır Devletin milleti’ni tesis etmek için uğraş verildi. İnanıyoruz ki Milletin devleti ne zaman tesis edilirse, herkesin ve her kesimin savunuculuğunu yapacak bir organizasyonu tesis etmiş olacağız. Böylelikle milletle devlet arasında kavga olmaz. Bu devlet vatandaşını ötekileştirmeden; Alevisine, Sünnisine, Lazına, Kürdüne, inananına, inanmayanına eşit yaklaşarak sosyal bir hukuk devleti olur.
Bu bağlamda tüm ülkemizde olduğu gibi ilimizde de yaşamsal öneme sahip aşağıda belirtilen demokratik taleplerimizin hayat bulmasını istiyoruz.
Demokratik Bir Anayasa: Tanımlayan değil, tanıyan bir devlet olsun diyoruz. Etnik ve mezhep farklılıklarını ortadan kaldırarak, herkese ve her kesime eşit yurttaşlık hakkı tanıyan ve eşit yurttaşlığın tüm gereklerini yerine getiren, böylelikle ülke barışına katkı sağlayan bir anayasa hazırlanmalıdır. Bu süreçte tüm sivil toplum örgütlerinin etkin katılımı da sağlanmalıdır.
Anadilde Eğitim: İnsan hakları bağlamında en önde sayılması gereken, bilimsel eğitimin vazgeçilmez şartı olan anadillerin önündeki engeller kaldırılmalıdır. İsteyen tüm yurttaşlarımıza anadillerinde eğitimin önü açılmalı; gerekli tüm yasal düzenlemeler en kısa vadede yapılmalıdır.
Yargı Düzeni: Yargı alanında yapılan reformların ülkemiz için iyi sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Bu anlamda yapılan reformları destekliyoruz. Ancak bir müddettir devam eden uzun süreli, iddianameleri bile olmayan, haksız yargılamalara son verilmelidir. Yargının yükünü hafifletecek düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.
Seçim Barajı: Uygar tüm ülkelerde olduğu gibi her kesimin temsil edildiği bir sistemin ülkemiz adına çok önemli yararları olacağı inancındayız. Bu yüzden seçim barajı kaldırılmalı ya da makul bir düzeye indirilmelidir.
Darbecilik: Ülkemiz ne çektiyse darbe meraklılarının elinden çekmiştir. Darbe ve darbecilikle sonuna kadar mücadele edilmeli bir daha bu lafları telaffuz dahi etmeyecek duruma gelinmelidir. Bu anlamda daha önceki darbecilerin de bir an önce yargı önüne çıkarılmaları sağlanmalıdır.
Kıyafet Serbestliği: Kamu alanları dahil her yerde, isteyen istediği gibi giyinmeli ve inancının gereğini yaşayabilmelidir.
İnanç Özgürlüğü: Tüm inançların önündeki her türlü yasaklamalar derhal kaldırılmalı; devlet din üzerindeki tahakkümünü bitirmeli, inanç alanından elini çekmelidir.
Polis Devleti: Ülkemiz uzun yıllar askeri vesayet altında yaşadı. Son dönemde bu anlamda ciddi adımlar atılırken yeni bir tehlike ile karşı karşıya kalınmıştır. Halk üzerinde yeni yeni oluşmaya başlayan polis korkusu giderilmelidir.” İfadeleri kullanıldı.
Muş Sanayi ve Ticaret Odası Toplantı Salonunda, sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda ve yapılan değerlendirmeler sonucunda Muş Sivil Toplum Platformu üyelerinin oy birliği ile kararlaştırılan bu metin ilgili mercilere ulaştırılmak üzere yürütme kurulunca raporlaştırıldı.
Şark Telgraf Gazetesi
