BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, son günlerde Kürtlere yönelik saldırıların arttığını ve Türkiye’yi bu noktaya getiren yöneticiler, güvenlik güçleri ve savcıların olup bitenlere seyirci olduğunu savundu.
Sakık, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Suriye’deki gelişmeler ve hükümetin özellikle orada Kürtlerin demokratik bir özerklik talebinden sonra Kürtlere karşı düşmanca saldırıların gerçekleştiği bir sürecin yaşandığını söyledi. Sakık, “Nerede, ne zaman bir Kürt demokratik hak talebiyle yola çıkarsa Türkiye’de bir düşmanlık başlıyor. Bu düşmanlıklar halklar arası kin ve nefreti tetikliyor” dedi.
“FATURA DAVULCUYA KESİLDİ”
Bu kin ve nefretin Malatya’da başladığını savunan Sakık, burada Kürt-Alevi bir ailenin saldırıya maruz kaldığını söyledi. Sakık, “Oysa kurşun sıkan, saldıran ve tekbir sesleriyle linç girişiminde bulunanlarla ilgili savcılığın bir soruşturması bile yok ama fatura bir davulcuya kesildi” dedi.
İstanbul’da Kürt işçilerin linç edilmek istendiğini ve Kürt işçilerin bavullarını toplamak zorunda kaldıklarını belirten Sakık, dün de Muğla’nın Dalyan ilçesinde kaymakam ve jandarma alay komutanının gözü önünde Kürt işçilere saldırı gerçekleştiğini, işyerinin tahrip edildiğini söyledi. CHP’li belediye başkanının da işyeri sahibine ve işçilere ‘sizi geçen sene tartakladım, dövdüm ders almadınız. Bu sene de Dalyan’ın göbeğinde sizi asacağım’ dediğini belirten Sakık, “Söz konusu Kürtler olunca tüm siyasi partilerin bir birlik oluşturduğunu görüyoruz. Yani bu geçmişten bugüne İttihat Terakki’nin bir geleneğidir. Bu ülkede Türk kimliğinin dışındaki bütün kimliklere ölüm ve tehcir politikası uygulanıyor” dedi.
Sakık, bu belediye başkanına karşı CHP’nin ne gibi bir yaptırım uygulayacağını da izleyeceklerini söyledi.
Romanlara uygulanan politikaların aslında ‘devletin gizli anayasası’ olduğunu savunan Sakık, şöyle devam etti:
“Bugün de bu Kürtlere uygulanmaya çalışılıyor. Bu ülkede herkes birbirine karşı bir sigorta oluşturuyor. Kürtler dünün Ermenileri, Yahudileri, Rumları değiller. Kürtler bu ülkenin sahipleridir, o halklarda bu ülkenin sahipleriydi. Bu politikaların çıkmaz bir politika olduğunu biliyoruz. Bu politikaları uygulayanların ve sürekli ezan, bayrak, tekbir sesleriyle linç politikalarını geliştirdiklerine tanıklık ediyoruz. Türkiye’yi bu noktaya getiren yöneticiler, güvenlik güçleri, savcılar olup bitenlere seyirci. ‘Münferit ve öfkeli vatandaş’ sözcükleriyle kimsenin bunu geçiştirmeye hakkı yoktur.”
ŞEMDİNLİ’DE YAŞANANLAR
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Sakık, Suriye’ye gidecek BDP heyetinin PM ve MYK kararı ile belirleneceğini söyledi.
Şemdinli’de yaşananlarla ilgili Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın ‘ciddi şeyler oluyor’ şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de Sakık, olaylarla ilgili ciddi kuşku ve endişeleri bulunduğunu söyledi. Sakık, Şemdinli’de birçok alanın boşaltıldığını, BDP’li milletvekillerinin de Şemdinli’ye giremediğini belirterek, “Bu konuda hükümetin kamuoyunu bilgilendirme görevi var ama hükümet tek bilgi bile aktarmadı. İki tarafında ciddi can kaybı olduğu, hatta alanlarda göğüs göğüse çatışma olduğu, Şemdinli’nin havadan bombalandığı haberi alıyoruz. Belediye başkanımız da durumun iyi olmadığını, ama can kayıpları ile ilgili bilgisi olmadığın söylüyor” dedi.
Muş`un Sesi Gazetesi