Rektör İnanç, Kürt açılımına değinerek, Türkiye’de önemli bir nüfusa sahip olan ve Ortadoğu’da 5 ülkede nüfusu olan Kürt halkının, kendi ana dilini, kültürünü öğrenme talebine soğuk bakılamayacağını, kayıtsız kalınamayacağını söyledi.
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Kürt açılımına değindi. İnanç; “Gerek Muş Alparslan Üniversitesi olarak bizim, gerek Mardin Artuklu Üniversitesinin ve gerekse YÖK Başkanımızın bu konudaki çalışmaları demokratik açılım paketinden önceydi. YÖK’te 17 üniversitenin Rektörleriyle yapılan toplantıda, açılıma şartsız destek veren birkaç Rektörden biriydim ben. Olayın bizim açımızdan bilimsel bir alt yapısı var, ikincisi siyasal alt yapısı var. Bilimsel alt yapı açısından baktığımızda, Türkiye’de nüfusun önemli bir kesimi Kürt kökenli bir nüfus, bu nüfus Türkiye’nin tüm coğrafi bölgelerine yayılmış bir nüfus. Yani Doğu ve Güneydoğu’ya hapsolmuş bir nüfus değil. Batı’dan Doğu’ya kadar yayılmış, hatta aile irtibatları kurulmuş, kız alıp vermeler olmuş. Dolayısıyla Türkiye’nin her tarafında bu nüfus var. Bu nüfusun doğal olarak kendi dilini konuşma, kendi kültürünü öğrenme, kendi edebiyatını öğrenme talebi var. İkincisi bu nüfus, bu etnik yapı sadece Türkiye’de mukim olan bir etnik yapı var. Ortadoğu’da 5 ayrı ülkede yaşayan bir nüfus. Bilimsel açıdan baktığınızda, 5 ülkede yaşayan, ülkemizde yoğun olarak yaygın olarak yaşayan bu nüfusun, son derece ana sütü gibi helal olan, ana dilini, kültürünü öğrenme talebine soğuk bakmamız, kayıtsız kalmamız bir üniversite olarak düşünülemez. Yeryüzünde tedavülden kalkmış, muhatabı bile bulunmayan, örneğin Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde Sümeroloji bölümü varken, örneğin Türkiye tüm medeni cesaretini toplayıp, Ermeni meselesini tartışıp, Ermeni Edebiyatı bölümünü açarken, bunda bir sıkıntı duymazken, neden Kürt Dili Edebiyatı bölümünü açmasın, bilimsel olarak bu. Siyasal olarak baktığınızda, Türkiye şu anda danışılan bir ülke pozisyonuna gelmiştir. Gerek Ortadoğu’da, gerek Avrupa’da dikkate alınan ağırlık katsayısı fark edilen bir ülke durumuna gelmiş. Ulus devlet anlayışıyla bölgeyi süpürmekte olan, Kürt anlayışına bir dalgakıran olma noktasında, bu 5 ülkedeki Kürt nüfusu etkileme noktasında neden öncü bir misyon üstlenmesin, illa ki birileri mi bunu bize göstermeli. Türkiye pekala bunu yapabilir, bunu başarabilir. Evine ekmek götürmekte zorlanan bir ailenin damında, 3 yöne çakılı antenler var mıydı? Vardı. Herkes Belçika’dan, Danimarka’dan yayın yapan televizyonları izliyordu. TRT 6 açıldı çanaklar inmeye başladı mı? Reytingler düşmeye başladı mı? Peki ülke üniter yapısını kaybetti mi? Ana dilde eğitim ayrı bir konu, Kürt Dili Edebiyatı ayrı bir konu. Kürt Dili Edebiyatı bir bölümdür. Diğer noktalardan baktığınızda, üniversitelerin bu tür konuları tartıştığını biliyorsunuz. Bir kısmı Doğudakiler Batıda açılsın diyor, Batıdakiler Doğuda açılsın diyorlar. Bir sorun çıktı ortaya, bu alanda bizim mevcut mevzuata göre, bir bölüme öğrenci alabilmemiz için en az o bölümde 3 tane doktoralı öğretim görevlisi olması gerekiyor. Şu anda bu alanda doktora yapmış hiçbir öğretim görevlisi yok, nasıl alacaksınız. İşte o zaman Enstitü açalım dendi. Enstitüde doktora yaptırıp hoca yetiştirelim, hoca yetiştirelim ki öğrenci yetiştirsinler denildi. Bu mantıkla Entitünün Yaşayan Diller Enstitüsü adı altında, Mardin’de kurulmasına karar verildi. YÖK bu konuda geri adım atmadı. YÖK bu konuda daha makul davrandı. Şu anda Kürt Dili Edebiyatı bölümünü açalım derseniz bu kağıt üzerinde kalır. Ne zaman aktif hale gelir, en az 3 tane doktoralı öğretim görevlisi olması gerekir. Önce bölümlere hoca yetiştirecek Enstitü kuralım, daha sonra Kürt Dili Edebiyatını açalım” dedi. Muş Ovası Gazetesi
Muş’ta Yürek Isıtan An: Baba, YKS’den Çıkan…
Haziran 24, 2025 5:40 PM