Lale Caminin dış cephesine yapılan Muş Beyazı Taşı tarihi eserlere ayrı bir güzellik katıyor
Muş’un belirli bölgelerinde bulunan taşları işleyerek eserleri süsleyen Biltaş Beton tarafından yapılan Lale Camiinin dış cephesi hem estetik bakımından hem de yalıtım açısından önem teşkil ediyor. Muş-Bingöl Karayolu güzergahında geçen yıl temeli atılan caminin yapım çalışmaları hızla devam ederken dış cephesine Muş beyazı Taşından kaplama yapılması bu önemli eseri daha cazip hale getirdi.
Dekorasyon, peyzaj, kilitli parke taşı, bordur taşı, oluk taşı gibi yaklaşık 50 kalem üretim yapan Biltaş Beton Muş taşları işle görücüye çıkmaya başladı. Muş’ta başlayan yatırım iklimine dahil olan Biltaş Beton taş sektöründe adından sıkça söz ettirecek gibi.
Dış cephe kaplamalarında kullanıldığı gibi yer döşemelerinde de tercih edilen Muş taşının ilerleyen zaman diliminde ihraç edileceğini iddia eden Biltaş Beton’un sahibi Kerem Aydoğdu, Muş taşının bölgedeki taşlardan daha kaliteli olduğunu da sözlerine ekledi.
Aydoğdu, 1950-1955 yılları arasında bazalt madeninden demir yolu zemini ve tünel yapımında kullanıldığını da ifade ederek taşın ne kadar kaliteli olduğunu belirtti.
Aydoğdu, “Muş ili Yamaç köyü sınırları içinde bulunan Bazalt madenin işleme ve piyasa konumundan Diyarbakır Bazalt madeninden önde gelmektedir.
Aşınma ve iklim şartlarından en az etkilenmesi nedeniyle Bazalt tercih edilme sırasında, önde gelen doğal taştır. Yakın gelecekte vazgeçilmez olacağı kesin gözle bakılan Bazalt’ın, kullanım alanı her geçen gün genişlemektedir. Bazalt değişik kalınlık ve ölçülerde mimari yapıların her safhasında, alt ve üst yapıda, zemin ve cephe kaplamalarında, şehir içi yollarda, kaldırımlarda, tretuarlarda ve bahçe düzenlemesinde kullanılmaktadır” diye konuştu.
Biltaş Beton Sahibi Kerem Aydoğdu, Bazalt madeni ayrıca; Fiziksel ve mekanik özellikleri göz önünde bulundurularak kırma BAZALT taşı, değişik doz ve oranlarda agrega olarak beton bileşimine katılmaktadır. Balast taşı olarak ise raylı yollarda kalkerin yerini çoktan almıştır. Cam-seramikte ve mineral tabanlı yalıtım sistemlerinde kullanılmaktadır. Bazalt taşı ısı depolama yöntemi ile ev ısıtmada pratik ve ekonomik yöntem olarak tercih edilmektedir. Isı depolama veriminin yüksek oluşu bunda ön plandadır. Bazalt’tan elde edilen taş yünü ise her türlü gemi ve denizde inşa edilen diğer yapıların döşeme ve duvar yalıtımında, yüksek sıcaklığa olan mukavemeti nedeniyle yangın kapılarında, kazan ve kazan dairesinde, klima ekipman ve kanallarında, baca ve baca gazı kanallarında tank ve depolarında, duvar modüllerinde ve tavan izolasyonunda kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.
BULANIK TAŞI İLE AHLAT TAŞI BENZERLİK TAŞIMAKTADIR
Bazalt taşının yanı sıra Bulanık taşının da özelliklerine değinen Aydoğdu, “Bulanık Taşı ile yapılan binalar kışın sıcak ve yazın da oldukça serin olur. Bölgenin çetin geçen kış şartları nazara alındığında bu tür taşlarla yapılan binalar, diğer yapı malzemeleri kullanılarak inşa edilen binalara karşı daha sıcak olur. Ahlat taşı kullanılan binalarda ısınma için tüketilen yakıt yarı oranında azaldığı ve sıcak bölgelerde bu taştan yararlanılması halinde yaz aylarında klima kullanmaya dahi gerek kalmadığı yöre halkı ve taş ustalarınca beyan edilmektedir. Isı ve ses yalıtımı nedeniyle geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu taş tekrar büyük önem kazanmıştır. Ayrıca Bulanık Taşı ve Ahlat taşı binaların dış kaplamalarında ve bahçe, ev, park gibi alanların ihata duvarlarında da kullanılmaktadır. Türk sanatındaki önemli yerinin yanı sıra bölgede “Ahlat Taşı ve Bulanık Taşı” diye bilinen ve bölge mimarisinde önemli bir yeri vardır. Bu taş yüzyıllardır olduğu gibi, günümüzde de hem modern mimaride hem de tarihi mimari eserlerin onarımında çokça kullanılmaktadır. Yerkabuğunu oluşturan ve birden fazla mineralin agrega halinde birleşmesiyle meydana gelen bu kütlelere “taş” veya “kütle” adı verilmektedir. Oluşumu itibariyle magmatik taş grubundan olan Bulanık Taşı’nın rengi genelde kırmızı ve açı kahverengidir. Yapısı itibariyle Andezit olup, volkanik küllerin birikmesi sonucu meydana geldiğinden, volkanik tüftür. Bu çeşit taşlar lavlar ve bileşimindeki maddelere göre isimlendirildiklerinden, bu taş da bir “Andezit Tüf”tür. Neden bu taşlara rağbet edilmektedir? Sorusuna cevap olarak Bilimsel deney ve araştırmaların sonuçları aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır: Bu Taşlar yapısı itibariyle volkanik olduğundan oldukça hafiftir. Taşın yapısındaki bu hafifliğe karşılık, basınç dayanımı yüksektir. Yapı malzemelerinin birim kütleleriyle maksimum gerilmeleri kalitelerine doğrudan etki eder. Yapı malzemelerinde maksimum gerilmenin, birim ağırlığına oranı; hem mukavemeti, hem de hafifliği bir arada belirten “Kalite Katsayısı” olarak önem arz eder. Bu açıdan ele alındığında kalite katsayısı yaklaşık 78’dir. Bu değer, basınca çalışan yapı elemanlarında oldukça iyidir. Özellikle ocaktan yeni çıkartılmış ve ocak nemini henüz kaybetmemiş taşın işlenmesi oldukça kolaydır. Bu tür taşlar, mevsimler arasında yaşanan sıcaklık farklarından çok az etkilenmektedir. Bu durum, don kaybı deneyinde 25 kez donmaya ve çözülmeye maruz kalmış taşta, 0,002 olan kayıpla da gözlenmiştir. Taş ile inşa edilen eserler incelenecek olursa bu eserlere insanların vermiş olduğu tahribatın, mevsimlerin verdiği tahribata göre daha yıkıcı sonuçlar ortaya çıkardığı gözlenebilir” şeklinde konuştu.
Kireç taşından cami, çeşme, şömine ve barbekünün yapılabileceğini ifade eden Aydoğdu, “Teknolojik analiz değerleri dikkate alındığında, yöremizdeki Mermer, Traverten ve Tüfler, ülkemizin diğer yörelerindeki doğal taşlardan daha kalitelidir. İlimizde Merkez ilçe Bakırcılar köyünde rezervi mevcut olan Kireç taşı ilk çıkarıldığında yumuşak bir yapıda olup el işlemeciliğine uygundur. Kısa süreli güneşlendirme ile sertleşen bu taş bina süslemelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Yörede Bayburt taşı ile ünlenen ve beyaz renkli taş özellikle kaplama ve süsleme de kullanılmaktadır”. Muş`un Sesi Gazetesi