Panele Muş Alparslan Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olan Deniz Kimyon, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Doç. Dr. Sevgi Uçan Çubukçu ve Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım ile Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Dr. Burcu Şentürk katıldı. Kadın akademisyenler üniversitelerde akademisyen olarak görev yapan kadınların yaşadıkları sorunlar ve içinde bulundukları durum ile ilgili açıklama yaptılar. Kadınların hayatın her alanında olduğu gibi üniversitelerde de erkeklere göre çok daha büyük baskı altında kaldıklarını belirten akademisyenler, bu konuda devletin ve erkek egemen sistemin hataları olduğunu ifade ettiler.
“Kadın olduğumuz bize her an, her dakika hatırlatılıyor ve bunu yeri geldiğinde meslektaşlarımız, yeri geldiğinde öğrencilerimiz yapıyor” diyen Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Dr. Burcu Şentürk, Deniz Kimyon üzerinden tüm kadın akademisyenlere baskı uygulandığını belirtti. “Derdimi bir profesöre bile anlatamıyorum” Muş Alparslan Üniversitesi’ne Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile araştırma görevlisi olarak atanan ancak birçok sorunla karşılaşan Deniz Kimyon, hakkında açılan soruşturma ve yaşadığı süreçle ilgili açıklamalar yaptı. Kimyon konuşmasında: “Sorunlarımı anlatmaya çalışırken çok zorlanıyorum. Bir profesöre bile derdimi sade bir dille anlatmama rağmen anlaşılamıyorum. Önlerine gelen resmi evrakta yazılanın dışında hiçbir şeyi kabul etmemekte ısrar ediyorlar. Ben derdimi bir profesöre bile anlatamıyorum, akademisyenlik kesinlikle bu değil. Ayrıca kadın olmanın sıkıntılarını hakkımda açılan soruşturma neticesinde daha iyi anladım. Muş Alparslan Üniversitesi’nde toplantılara katılıyorum.
Toplantıyı yönetenler hep erkek oluyor. Bende söz almak, bir şeyleri, gerçekleri konuşmak istiyorum. Uzun bir süre söz almayı bekledikten sonra nihayet söz veriliyor ve bu gerçekten çok üzücü bir durum. Kadınım, söylemek istediklerim var ancak konuşturulmamaya, bezdirilmeye çalışılıyorum. Yani kamuda çalışamazsın, üniversitede çalışamazsın, bilgi üretemezsin demek istiyorlar. Bu durum, güvencesiz sistemin bizi içine attığı bir durumdur.
Sistemde böyle işliyor” dedi. “Tehditlerle karşı karşıya kalıyorum” Sırf kadın olması nedeniyle birçok engellemeye maruz kaldığını belirten Kimyon, konuşmasının devamında: “İşime son verme, hakkımda soruşturma açma, kamuda çalışamama gibi tehditlerle karşı karşıya kalıyorum. Anladım ki en büyük nedenlerden biri kadın olmam. Bana ve benim gibi kadın akademisyenlere yapılan bu baskı sonucunda üniversitelerde kadın akademisyen sayısı çok az. Ayrıca yaşadığım bir diyalogu da paylaşmak istiyorum. Yaşadıklarımla ilgili herhangi bir tartışmaya girmediğim bir erkek arkadaşımla konuştuk. Oda benimle aynı bölümde eğitim alıyor ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile atanmış ve hemen görevlendirilmesi yapılmış bir arkadaşım.
Bana aynen şunu söyledi: “Ben erkek olduğum için hemen görevlendirmem yapıldı.” Anladım ki bana uygulanan bu yıldırma politikasında kadın olmamın büyük etkisi var. Bizler emek mücadelesi veriyoruz, siyasi düşüncelerimizi kesinlikle saklayamayız hatta bu alanda örgütlenmemiz gerekiyor. Bizler görevlendirmemiz yapıldıktan sonra bir süre hocalarımızla akademik çalışmalar yürüttükten sonra Muş’a dönmeliyiz. Bu işin kuralı budur. Bunca başımdan geçen olay nedeniyle akademi çalışmalarımın yanında yaşadıklarımı, deneyimlerimi de kaleme almaya başladım.
ÖYP sistemi, akademide kadın olmanın zorlukları gibi konular hakkında yazıyorum bir taraftan ve bu artık benim zorunluluğum” ifadelerini kullandı. Panel, katılımcıların sorularının ve eleştirilerinin cevaplanmasının ardından sona erdi.
Muş Ovası Gazetesi